Hafta sonu çözüm sürecinde yeni bir safhaya geçildiğine dair
beyanlar ve analizler ortaya çıktı. Çözüm süreci üzerinde uzun
süredir görüşmeler yapan HDP ile AKP temsilcileri, 10 madde
üzerinde anlaştılar..HDP heyeti adına konuşan Sırrı Süreyya
Önder’in hafta sonu ajanslara düşen ve bizatihi kendisinin hükümet
yetkilileri ile beraber poz vererek TV ekranlarında sıraladığı
maddeler şunlardır:
1. Demokratik siyaset tanımı ve içeriği
2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması
3. Özgür vatandaşlığın, yasal ve demokratik güvenceleri
4. Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun
kurumsallaşmasına yönelik başlıklar
5. Çözüm sürecinin sosyo ekonomik boyutları
6. Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve
özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması
7. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve
güvenceleri
8. Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu
demokratik anlayışın geliştirilmesi
9. Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik
ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal
ve anayasal güvencelere kavuşturulması
10. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi
hedefleyen yeni bir anayasa
Metin, dil ve politik hedefleri göstermesi bakımından sıkıntılı,
tecrübe ve yetenekleri göstermesi açısından önemlidir. Özellikle
anlam bakımından muğlak, nereye çekersen oraya gidebilen, elastiki
özellikler ihtiva etmektedir. Herkesin ilgi, saygı ve ihtiyatla
yaklaştığı eleştirilemez kavramlarla doldurulmuştur. Hem bu dil ve
üslup hem de zaman olarak gecikmeli bir mutabakat olması hükümetle
HDP nin çözüme dönük istekleri arasında ciddi farklılıkların olduğu
anlaşılmaktadır. Seçime dönük bir anlaşma metni olduğu da
aşikardır. Nitekim hükümet yetkililerden gelen açıklamalar
bakılacak olursa ki bunlar Türkiye’nin bütünlüğü, kanın durması ve
çözümün demokratik zeminde aranmasına dönük olup zevahiri kurtarma
merkezli olduğu anlaşılmaktadır. Karşı taraf homojen olmadığı için
kafaların karışık olduğu görülmektedir. Özellikle bölgedeki
konjektürel gelişmelere dayı olarak gelişen Kürt etkinliği ve
nüfuzunun vermiş olduğu körlükle kültürel haklardan tutunda,
statüsü yüksek otonom yapılara kadar gide bilen bir istekte
bulunmaktadır. Metinde net vurguların olmaması da bunu
göstermektedir. Böylelikle olmasa bile bu muğlak ifadelerle karşı
taraftan siyasi ve anayasal değişiklik konusunda Kürtler adına HDP
de haklar kopardığını savunarak seçimlere girmek istiyor. Nevruz ve
seçim meydanlarında her iki parti de bu savları savunacaklardır.
Bekle gör stratejisi ile bakalım PKK ve hükümet bu Kürt meselesini
nereye taşıyacaklar. Hükümetin ve Öcalan merkezli HDP nin önerileri
daha çok parlamenter sistem içinde çözmeye dönük önerilerdir.
Cumhurbaşkanı ve çevresi ise sistem değişikliği ile bunu
çözülebileceğini söylemektedirler. Benimde bundan on yıl önce ifade
ettiğim çözüm bu merkezlidir. Bizim tarihsel birikimimiz ve
dünyanın hızlı ve dinamik yönetim yapıları da başkanlık sistemi ile
bu sorunun çözülebileceğini göstermektedir.
Cumhurbaşkanın sistem değişikliği içinde çözümüne dönük öne
çıkışlar dikkate alınıp değerlenderilmelidr.