BİR Müslüman için aşağıda, çok açık ve seçik bir ifade ve üslupla sayacağım konulardan, maddelerden, sorulardan daha önemlisi yoktur. Bu maddelerin yanında hiçbir siyasî dedikodunun, çekişme ve tepişmenin, polemiğin, tencere dibin kara kavgasının, boş magazin haberinin, ıvır zıvır hadiselerin, gelip geçici dertlerin, dünya çalkantılarının, eğlencelerin, oyunların kıymeti yoktur.

Maddeleri konuları arz ediyorum:

1. Niçin varım, niçin dünyada bulunuyorum, öldükten sonra ne olacağım, hesap kitap… Nasıl yaşamalıyım… Neler yapmalıyım, neler yapmamalıyım… Beni yaratan Allaha karşı vazifelerim nelerdir?

2. Allah tarafından gönderilen İslam dini nasıl bir dindir? Kurtulmak için mutlaka bu dine sarılmam gerekir. İslamı doğru olarak nasıl öğrenebilirim?

3. Allah’ın gönderdiği Kur’an nasıl bir kitaptır, bu kitapta bana ne gibi mesajlar verilmektedir? Kur’anı nasıl kendime rehber ve düstur edinebilirim?

4. Dünya imtihanında başarılı olabilmem, ebedî saadet bulabilmem için, Allah’ın insanlığa gönderdiği son Peygamber (Salat ve selam olsun ona) Hz. Muhammed Mustafa’ya iman etmem, onun Şeriatine ve Sünnetine sarılmam gerekir. Onun Sünnetine sırt çevirenler ve dinde bid’atlara saplananlar selamete değil felakete gider.

5. Allah bütün iman edenlerin tek bir Ümmet oluşturduklarını beyan buyurmuştur. İslam renk, dil, coğrafya, yaşama tarzı biçimlerini ayrılık, parçalanma, birbiriyle çekişme unsuru olarak kabul etmez, ırkçılığı reddeder. Her Müslümanın Ümmet şuuruna sahip olması gerekir. Ümmet birliği nasıl kurulur? Müslümanların kurtulması için Ümmet çatısı altında birleşmeleri gerekir.

6. Ümmet birliğinin olabilmesi, gerçekleşmesi için Ümmetin başında âdil, râşid, muktedir, hikmetli, yüksek ahlaklı ve karakterli, işleri istişare ile gören ve mü’minlerin kendisine biat ve itaat ettiği bir İmam-ı Kebirin bulunması gerekir. Bir arı kovanında arı beyi olmaması kovanın dağılmasına, kaos ve anarşiye yol açacağı gibi İmam’ı olmayan Müslümanların da zillet ve esarete düşecekleri tabiîdir. Her Müslümanda râşid bir imama biat ve itaat şuuru ve isteği bulunmalıdır.

7. İslamın bir ahlak sistemi vardır. Bu sistem, diğer ahlak sistemlerinden üstündür. Ben bir Müslüman olarak kendimi, içinde yaşadığım toplumu İslam ahlakının kurallarına nasıl uydurabilirim? İslam ahlakının esasları nelerdir? İslam ile ahlaksızlık bir arada yürümez.

8. Doğru inançlar… Doğru bilgi ve kültür… İyi ve yararlı işler… Güzel şeyler nelerdir?

9. Hayırlı, iyi, güzel bir insan olabilmek için neler yapmam, neler yapmamam gerekir?

10. İnsanlara, bilhassa muhtaçlara nasıl yardımcı olabilirim?

11. Dünyada ve âhirette bana faydalı olacak ilimleri nasıl doğru şekilde öğrenebilirim.

12. İslam nasıl yaşamamı, nasıl yiyip içmemi, nasıl giyinmemi, evimin nasıl olmasını, nasıl konuşmamı istiyor?

13. Bir Müslüman olarak iyilikleri nasıl destekleyebilir, kötülükleri nasıl önleyebilirim?

14. Nasıl faziletli bir Müslüman olabilirim? Öyle ki, düşmanlarım ve karşıtlarım bile benim faziletlerimi kabul ve tasdik etsinler.

15. Öldükten sonra yok olmayacağım. Ölüm bu dünyadaki geçici hayattan, ebedî kalınacak aleme intikaldir. Kabir alemi vardır. Vakti gelince Kıyamet kopacak insanlar Mahşer meydanında toplanacak Büyük İlahî Mahkeme kurulacak herkes inançlarından, yaptıklarından hesap verecektir. Cennet ve Cehennem vardır. Cennete girebilmek, ebedî saadeti kazanabilmek, Cehenneme atılmamak için nasıl yaşamalıyım, neleri yapmalı, neleri yapmamalıyım?

Yukarıda on beş konu-madde yazdım. Evet tekrar ediyorum, üzerine basa basa duruyorum: Bu maddeler ve konular gelip geçici zararlı dünya dedikodularından, siyaset entrikalarından, deli saçması, şeytan tuzağı magazin haberlerinden önemlidir ve üstündür.

Sevgili Müslüman kardeşlerimi nâçizâne uyarıyorum. Dedikodularla, magazinlerle, çekişme ve tepişmelerle, polemiklerle, boş kavgalarla meşgul olmasınlar.



(İkinci Yazı)

Hayırlı Âdil Zarurî Baskılar

BASKILAR iki ana gruba ayrılır: İyi, doğru, haklı, mantıklı, âdil, gerekli, hayra yönelik ve mutlaka yapılması gereken baskılar… Yanlış, zâlimâne, kötü, şer baskılar.

Osmanlı İslam devleti kuruluş ve yükselme devirlerinde etkili şekilde, zayıfladıktan sonra da batıncaya kadar elden geldiği kadar iyi ve doğru baskılar yaparak nizam-ı âlemi islamî çizgi üzerinde bulundurmaya çalışmıştır.

İyi baskıları reddetmek, sınırsız bir hürriyet istemek, herkes ne halt ederse etsin özgürlük var demek dünyanın, ülkenin, toplumun fesadına yol açar.

İslam dininde iyiliği (mârufu) emr ve kötülüğü (münkeri) nehy etmek (Yasaklamak, önlemek) farzı vardır. Bu farz yerine getirilmediği takdirde toplum fesada uğrar ve başta Müslümanlar olmak üzere halk perişan olur.

Din konusunda Müslümanlara, Kur’ana Sünnete Şeriata ahlaka fazilete hikmete uygun âdil ve insaflı baskılar yapmak, onlara büyük iyilik etmektir.

Baskı yerine disiplin de diyebiliriz.

Müslüman çocuklara ve gençlere din ve Kur’an dersleri verilmelidir. Onlara İslam ahlakı iyice ve doğru şekilde öğretilmeli ve hayata uygulamalıdır.

İslam kadın ve kızlarına, iffetlerini koruyabilmeleri için tesettür konusunda baskı yapılmalıdır.

Namaz konusunda okullarda Müslüman çocuklarına baskı yapılmalıdır.

Ahlaksızlığın, hırsızlığın, soygunların, haram rantların önlenmesi için idarecilere baskı yapılmalıdır.

Velhasıl bütün iyi şeylerin, işlerin hayata geçirilmesi için,

Bütün kötülüklerin önlenmesi için mutlaka ÂDİL, hakkaniyetli, insaflı, ölçülü olmak şartıyla baskı yapılmalıdır.

Elbette esası ve dayanağı olmayan keyfî baskı yapılamamalıdır. Böyle baskılar zulüm olur.

İyi, doğru, zarurî baskılar yapılmazsa toplumda anarşi çıkar.

Trafik konusunda gerekli baskılar yüzde yüz yapılmadığı için yollarımız mezbahaya dönmüştür.

Gerekli baskılar yapılmadığı için cinsel suçlarda patlama yaşanmaktadır.

Haram yiyen rantçılar baskı altında tutulmadığı için korkunç kötülükler yapılmaktadır.

Baskısız kalan eşkıya ve eşirra ülkeyi ve toplumu haraca kesmektedir.

Devlet idam cezasını kaldırdığı için en olmayacak sudan sebeplerle tavuk gibi adam öldürülüyor. Katile idam cezası vermek doğru ve âdil bir baskıdır.

Zinayı azaltmanın çaresi nedir? Bu ahlaksızlığı suç kabul ederek, zina yapmak isteyen kadın ve erkekleri baskı altına almak değil midir?

Okullardaki baskıyı kaldırırsanız ne olur? Eğitim anarşisi ve kaosu olur.

Dünyanın en ileri, en medenî ülkelerinde bile hayatın düzenini korumak için baskılar, sınırlar bulunmaktadır.

Singapurda bazı baskılar olmasaydı o küçük ülke bu kadar güçlenebilir ve dünyaya örnek olabilir miydi?

Türkiye Müslüman bir ülkedir, elbette Müslümanca baskılar, Müslümanca disiplin, Müslümanlığa uygun sınırlar olmalıdır.

Gerekli disiplin ve baskı olmadığı için toplum dağılmaya, çözülmeye başlamıştır.

İnsanlar sadece kendi vicdanlarıyla ve akıllarıyla kendilerini derleyip toparlayamaz.

Yakın tarihimizde Türkiyede adalete, millî kimlik ve kültüre aykırı deli saçması, şeytanî baskılar yapılmış, iyi şeyler yasaklanmış, kötü şeyler mecburî kılınmıştı. Elbette böyle baskılar beğenilmez, doğru bulunmaz ama âdil baskıların mutlakta yapılması gerekir.

Hürriyet var, ne halt edersen et, sana kimse karışamaz, baskı yapamaz, cinsel konularda sonsuz hürriyet, ahlak konusunda olsun, canının her istediğini yap zihniyeti ve sistemi bizi çökertiyor. Böyle giderse iyice batacağız.