Kısa bir süre önceydi. Ülkemizde sivil inisiyatif olarak faaliyet gösteren teşekküllerle alakalı şom ağızlı bir kısım çevreler tarafından şayialar üretiliyordu. Üzülerek ifade edelim ki, bu şom ağızlı çevreler eskiden vardı, günümüzde de vardır. İstikbal de olacaktır. Bunların varlığı akl-ı selim sahibi insanları asla endişeye sevk etmemelidir.
İstanbul merkezli Türk dünyası, Milli Mücadele’den sonra başlayıp 1950’ye kadar devam eden dönemde çok zor ve meşakkatli bir devre yaşamıştır. Milletimizin temel değerleri üzerinde operasyonlar yapılmış, kök değerlerimiz tahrip edilmek istenmiş ve direnç noktalarımız olan din-tarih ve lisanımıza taarruzlar vuku bulmuştur. Halen bahse konu tahrip devam etmektedir.
Yazımın girişinde de ifade ettiğim gibi, milletimizin tercih ve maddi destekleriyle faaliyet gösteren teşekkülleri iyi tanımak lazım. Bunlar milletimizin kök değerlerini muhafaza eden nesilden nesile (kuşak değil, kuşak bele takılır) intikal ettiren gönül erleridir.
Bilindiği üzere, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri 1924'ten itibaren başlattığı Kur'an-ı Kerim hizmeti halen devam ediyor ve edecektir.
Tek partili dönemde tren kompartımanlarında, dağlarda ve okunabilecek her yerde Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri ve onun talebeleri, mevcut kanunları ihlal etmeden, Kur'an hizmeti verdiler.
Kur'an ve İslam anlaşılmadan tasavvuf yaşanamayacağından, bu nezih topluluk bu hassasiyeti korudu.
1950 ve 60'lardan sonra daha başka oluşumlar çıktılar ortaya.
Ehl-i sünnet olmak kaydıyla ülkemizin güzel insanlarına iman, ahlak ve karakter kazandıran her kuruluşa minnettarız.
1949 yılında kurulan ilahiyat fakültelerinin ürettiği ilahiyatçıların (istisnalarını tenzih ederiz) verdikleri bilgilerle maalesef Ehl-i sünneti tesis etmek imkânsız denecek kadar zor olduğu bilinen bir gerçektir...
Anlayabildiğimiz kadarıyla Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerine bağlı bu nezih topluluğun hareket noktası Ehl-i sünnet itikadı merkezlidir.
DEYİNİZ Kİ,
Bu nezih topluluğa “İleride sizin de FETÖ olmayacağınız ne malum?” diyenlere deyiniz ki,
Herkesin gölgesinden korktuğu 1930’lu ve 1940’lı yıllarda yiğitçe ve tek başına, bin yıldır Türk milletinin bayraktarlığını yaptığı İslam dinini savunan bir alperendir, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.
Tek partili dönemde bakan olmanın ve üst seviyede bürokrat olmanın temel şartı gibi görünmez kriter olan masonluk hakkında, yürekli yazılar yazan Cevat Rıfat Atilhan’a en büyük yardımı yapan Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleridir. .
1950’de başlayan Cezayir’in kurtuluş savaşına, kürsüden açıkça destek vererek “Hükümet Cezayirli Müslümanlara yardım edemiyor. Bari biz dualarımızla oradaki kardeşlerimize yardım edelim” şeklinde destek veren bir Mürşid-i kamildir, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri…
Havasını teneffüs ettiği vatanına sahip çıkan, dünyanın peşinden giden değil, dünya onun peşinden giden bir karakterdir Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.
Çaresizliğe sığınmayan, atası Fatih gibi çağ açıp çağ kapatacak çapta ufku olan, Kur’an’ı her yer yerde ve her zaman okutmaya kararlı olan ve okutan bir büyük insan-ı kâmildir Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.
Ehl-i sünnet hassasiyetini en üstte tutan, bütün sapık cereyanların panzehri olan bu mümtaz topluluğun teşekkülüne maya olan, binlerce yıldan beri devam eden, Hz. Ebubekir’den gelen nakşi çizgisini sürdüren altın zincirin (silsile-i saadat) son halkasıdır Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri…
Bu mümtaz topluluğu şu veya bu menfaat odaklarına benzetenler siyasi hırslarının zebunu olanlar ve eksik bilgi sahibi olanlardır.
Bizim sözümüz eksik bilgisi olanlaradır.
Gözünü siyasi hırs bürümüş olanlara milletimiz gereken cevabı vermektedir.
Temenni ederiz ki Cenab-ı Hak milletimizi aslî hüviyetine kavuştursun.