Bazı kesimler bilinçli bazı kesimler de bu kesimlerin etkisiyle ileriyi geriyi düşünmeden Arapça ve Araplara karşı nefret içerikli aşağılayıcı sözleri rahatça sarfetmektedirler.
Bazı kesimler bilinçli bazı kesimler de bu kesimlerin etkisiyle ileriyi geriyi düşünmeden Arapça ve Araplara karşı nefret içerikli aşağılayıcı sözleri rahatça sarfetmektedirler.
Bu aşağılama faaliyetleri sadece günümüzde değil; son yüz yılda sürekli yapıla gelmiştir. Bunun altında yatan asıl gerçek, Arap ırkını kötülemenin çok ötesinde Müslümanları dolayısıyla İslam’ı kötülemektir.
Dinimiz İslam hangi ülkeden, hangi dil ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların kardeş olduğunu bize emreder. Peygamber Efendimiz(sav); “Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur” buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde ırk üstünlüğü kesin olarak yasaklanmıştır. Yüce Rabb’imiz, “Ey insanlar; sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Bir birinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır”(Hucurat13) buyurmaktadır.
Her kavmin içerisinde inananlar, inanmayanlar; iyiler ve kötüler vardır. Hiçbir toplumu ne tümden iyi ne toptan kötü olarak nitelendiremeyiz. Hatta aynı ana babadan olan çocukları bile aynı derecede iyi ve kötü olarak göremeyiz.
Bir Müslüman için ölçü İslam’dır. Sevgi ve nefretimizi İslam’ın koyduğu ölçülere göre belirlemeliyiz.
Osmanlı topraklarında bazı Arap şeyhleri, din adamları çeşitli vaatler karşılığında başta İngilizler olmak üzere İslam düşmanlarıyla işbirliği yaparak Osmanlıya ihanet ettiklerini hepimiz biliyor; bugünde sinirlerimizi bozan ilişkilerin olduğunu görüyor ve haklı olarak da kızıyoruz.
Önceki yazımda bu durumu dile getirdiğinden bunun üzerinde değil; Araplara ve Arapçaya nefret üzerinde az da olsa durmaya çalışacağım.
Dün olduğu gibi bugünde Ebu Cehil ve Ebu Lehebler olsa da Araba küfretmek bir Müslümana yakışmaz; çünkü, âlemlere rahmet benim Peygamberim Hz. Muhammed(sav) Arap’tır.
Ebu Cehil, Ebu Leheb ve diğer İslam düşmanlarına duyduğum nefret çok büyük olmakla birlikte Peygamber Efendimize(sav) duyduğum sınırsız sevgi ve Efendimizin(sav) Arap olması ve “Arabı sevin” emri mucibince ARAPLARI ve ARAPÇAYI seviyorum.
İbni Abbbas(ra)’tan rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte Efendimiz(sav); “Üç hasletten dolayı Arabı seviniz; çünkü, ben Arabım; Kur’an-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur; Cennet ehlinin konuştuğu dil Arapçadır” buyurmaktadır.
Arapça bir Müslüman için dilin ötesinde bir anlam ifade eder; çünkü, Arapça dinimizin dilidir. Aynı zamanda Arapça çok zengin ve çok güzel bir dildir.
Öyle olmasaydı Yüce Rabb’im kitabını Arap diliyle indirir Peygamber Efendimiz(sav)’i bu dilin konuşulduğu bir kavimden yaratır mıydı?
Peygamber Efendimiz(sav)’in “Arabı sevin” emrinin içindeki ince mesajı iyi anlamak gerekir. Sevginin ve nefretin ölçüsü; Allah(cc) ve Resulü(sav)’nün sevdiklerini sevmek; sevmediklerini sevmemektir.
Arapça en üstün ve en kutsal dil olup bir Müslüman için bunun dışında hiçbir seçenek yoktur. Hele hele Arapçadan nefret eden kişi Müslümansa gerçi Müslüman nefret edemez de Allah(cc) korusun İslam Alimlerinin fetvalarına göre dinden çıkar.
-Arapça kutsal bir dil midir?
Hiç tereddütsüz kutsaldır. Çünkü, kutsal kitap Kur’an-ı Kerim Arapça indirilmiş olup konu içerikli bir çok Ayet-i Kerim’e de Yüce Rabb’imiz bu durumu bize açıkça bildirmektedir.
Yusuf Suresi- 2; Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.
Rad Suresi- 37; Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.
Nahl Suresi -103; Andolsunki biz onların, “Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.
Şuara Suresi 193-195; Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.
Ülkemin Müslümanları dininin dilini bilmeleri için ARAPÇA okullarımızda zorunlu ve temel ders olarak okutulmalıdır.