Evet adı Narin…

"Aynı evrende yaşamamalı

Cellatlar ve çocuklar;

Ya ölmeli cellatlar,

Ya da hiç doğmamalı çocuklar."

Hüzün; hissedilmesi kolay olmayan, çok “narin” çok ince bir sesti…

Kollarında doğup büyüdüğü insanlar katletti Narin’i… Narin bu ülkede katledilen diğer çocuğun çığlığı oldu. Faili meçhul kalması için hepsi yırtındı, hele köye diyecek söz bulamıyorum.

Olayın tam olarak aydınlatılamamış olması hepimizin vicdanında kanayan bir yara olarak kalmaya devam edecek…

Aile üyeleri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. İçimiz soğudu mu? Hayır!

Üç kere ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi, bu bile bir lüks!

Kötülüğün anneden geldiği bir aileye doğdu ve gitti Narin…

Peki, olması gereken neydi?

Bakara Suresi 179. Ayet…

“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz…”

Narin geri gelmeyecek. Esasen bundan sonrasında bize çok iş düşüyor, Başka Narin'lerin yok olmaması adına, kız çocuklarının çuvala konup atılmadığı, sadece bedensel değil, ruhsal olarak da öldürülmediği, yok sayılmadığı, hakir görülmediği, çocuklara tek yakışan şeyin ölmek değil gülmek olduğu bir toplum olmak zorundayız!

Türkiye'de çocuğa, kadına şiddet vakaları, istismarlar, cinayetler neden artıyor?

Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre 2023 yılında güvenlik birimlerine giden veya götürülen mağdur 242 bin 875 çocuğun yüzde 12'ye yakını cinsel istismar nedeniyle mağdur oldu. Bu, yaklaşık 29 bin çocuğa denk geliyor!

Şaka değil GERÇEK!

Türkiye'de çocuğa şiddete ilişkin resmi veriler cinsel istismarla sınırlı…

Fakat rakamsal ve istatistiksel oran olarak aile içi hep göz ardı ediliyor ve gerçek oranların çok fazla olduğunu biliyoruz…

Bu ahlaki yozlaşmanın önüne geçip var gücümüzle gayret göstereceğiz.

Zira daha fazlasını kaldıracak gücümüz kalmadı…

Yorulduk ama susmadık, susmayacağız.