Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği, hem teknik hem de siyasi nedenlerle uzun süredir askıda bırakılıyor. Bunda Türkiye’nin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ekonomik istikrar alanlarında reform yapılmadığı ya da Kıbrıs sorunu gibi siyasi engeller ile süreç zorlaştırmaya devam ediyor. Sık sık gündeme gelen sanatçıların oralarda yakınmaları da tuz biber oluyor. AB ülkelerinin iç siyaseti ve Türkiye’ye yönelik önyargıları da elbette diğer bir etkisi. 1959’dan beri temel sorunlar ve yerine getirilemeyen şartlarla kapıda bekletiliyoruz. Neden mi? Çünkü, “Şu anki koşullarda, bu hedefin yakın vadede gerçekleşmesi pek olası görünmüyor!” diyerek, sonda söyleyeceğimi başta söylüyorum.
AB’ye üyelik için en temel şart olan Kopenhagen Kriterleri; siyasi, ekonomik ve hukuki reformları kapsıyor. Demokrasi, İnsan Hakları, Hukukun Üstünlüğü, Azınlık Hakları gibi ana başlıkları içererek, Türkiye’deki azınlık hakları, özellikle de Kürt ve Alevi meselesi gibi vatandaşların haklarını koruma konusu AB tarafından sıkça gündeme getiriliyor.
Ekonomik İstikrar, yüksek enflasyon, işsizlik oranları ve döviz kuru dalgalanmaları gibi AB’nin ekonomik kriterlerini karşılamakta zorlanan Türkiye’nin, AB pazarıyla rekabet edebilmesi için sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinde daha fazla reform yapması gerekiyor.
Türkiye’den AB standartlarına uygun sağlık politikaları oluşturması bekleniyor; Mesela Aşılar gibi… Bizimkiler ise “aşı şart” diyerek sorgusuz-sualsiz tam teslimiyet gösteriyor. AB’ye tam üye olursa, AB sağlık sistemleriyle uyumlu olmalı fakat, şuanki mevcut durumda, tam bir zorunluluk yok! Şu ana kadar AB Müktesebatına Uyum bünyesinde, 35 ana başlık altında toplanan binlerce yasa ve düzenlemeden sadece birkaçını tamamlayabilmişiz.
Kıbrıs Sorunu gibi hala tartışılan, derin, stratejik ve bölgesel bir konu bize hala dayatılmakta. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere Yunanistan ve Güney Kıbrıs gibi ülkelerin AB’ye girişimizi tehdit olarak algılaması da cabası. Türkiye tarafında ise siyasi liderlerin üyelik sürecine olan inancının zayıflaması….
Türkiye, AB’ye alternatif ortaklar arayarak Rusya, Çin gibi ya da Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmeye devam ediyor. Peki sizce Türkiye AB konusunda ne yapmalı?