Ne kadar doğrudur bilmiyoruz ama "AK Partili kararsızlar"dan söz edilmekte. Ateş olmayan yerden duman çıkmayacağına göre mümkün olabilir. Bir de 7 Hazirandan sonrası için koalisyon hükümetinden söz edilmekte.

Kararsızlık, hayal kırıklığı veya türlü sebeplerle küskünlükten doğar. Ama o söz ne der? "En kötü karar, kararsızlıktan iyidir!" Kararsızlığın derinleşmesi, nemelazımcılığa götürür. Halbuki söyleyecek sözü olanın, dâvâsı, gayesi ve ideali olanın küsmesi mümkün değildir.

Dâvâ insanı küsemez, sırtını dönemez, bana ne diyemez. Dâvâ insanı, kan kussa bile "kızılcık şerbeti içtim" der. Terör örgütü mensuplarının batıl yolları uğruna canlarını verebilmeleri ibretlik değil midir? Ne partiler mukaddes ve ne de parti mensupları azizdir. Kıymetleri dâvâmıza, büyük sevdamıza hizmetleri nisbetindedir.

Allah için söylemek, hakkı teslim etmek lazım ki AK Parti iktidarında 10 yıla bir asır sığmıştır. Bugün bu parti bir kitle partisidir. Kitle partilerinde bir çok düşünceden insanlar vardır. Bunların eşit olması mümkün değildir.

Üstelik bu dönemde AK Parti, genel başkan değiştirmiş, üç yılı doldurmuş tecrübeli kadroların yerini yeni isimler almıştır. İsabetsiz adaylar olabilir. Hata ve yanlışlar da mümkündür. Bunların bir kısmına biz de bizzat şahidiz. Fakat aslolan temsil mevkiindekilerin samimiyetleri, fikirleri ve gayretleridir. Recep Tayyip Erdoğan, mitinglerle vatandaşın ufkunu diri tutarak önümüzdeki büyük hedeflerin puslanmaması için canhıraş bir şekilde çalışmaktadır. Başbakan Ahmet Davutoğlu, bütün iyi niyetiyle o ilden diğer ile koşturmaktadır. Bakılacak, kıymet takdir edilecek öncü isimlere dikkat etmek gerekir.

Biz, Türkiye’nin 1960'tan bu yana yaşayan şahitlerindeniz. Darbeler, ekonomik krizler, hükümet buhranları, koalisyonlar, milletvekili pazarı kurulması, IMF mandası, beş kuruşa muhtaçlık, tüpgaz, benzin, su kuyrukları yaşadık. İlaç, margarin yağ, ampul poşet yokluklarını gördük.

Kararsızlık, kırgınlığa ve küskünlüğe, o da yanlışlığa düşürür. Bunların neticesinde koalisyonlar gelebilir. Koalisyonlar, Türkiye’nin kayıp yıllarıdır. Yokluk yıllarıdır. İstismar yıllarıdır. Şeklen tek iktidar olsa da iş başında hükümetçikler vardır.
Koalisyon mecburiyeti geri gitmek demektir.

7 Haziran seçimleri eşik seçimdir.

Ya 2023, 2071, Kanal İstanbul, büyük hava meydanları, yollar, sağlık hizmetleri vs artarak devam edecek veya belirsizliğe düşülecektir. Sandığa bırakılan oy, bir kâğıt parçası değildir. O, Türkiye'nin, bu coğrafyanın istikbaline dair bir karardır.

Son söz:

Dere geçerken at değiştirilmez. AK Parti'nin birinci parti olacağına şüphe yok. Ancak anayasayı değiştirecek sayıyı elde etmesi lazım, başkanlık sisteminin gelmesi lazım. Darbe mahsulü bu anayasa, Türkiye’yi taşıyamaz.

Türkiye'deki seçimler bütün bölgeyi, bütün İslam âlemini ve bütün dünyayı alâkadar etmektedir. 7 Haziran eşiğini ya aşacağız ya düşeceğiz.