Kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen ve 18'i tutuklu 108 kişinin yargılandığı '6-8 Ekim Terör Olayları Davası' 83'üncü duruşmasının ardından karara bağlandı.
Demirtaş’a 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’nın tutukluluk süreleri göz önüne alınarak tahliye edilmelerine hükmedildi. Sırrı Süreyya Önder hakkında ise beraat kararı verildi.
Karardan sonra en çok Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a verilen ceza tartışmalara neden oldu. Demirtaş kamuoyunda çok sevilen bir lider olduğu için bu ceza verildi diyenler bile çıktı.
Demirtaş, verilen cezaların siyasi olduğunu belirterek “Biz değil bir insanı öldürmek veya yaralamak, bir karıncayı bile incitmedik. Dosyada zaten sıfır delil vardı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı uygulansaydı bu dava beraatle sonuçlanmalıydı. Elbet bir gün, hepimizin beraat edeceğimizden kuşkum yok.” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise “Bu dava her yönüyle siyasi bir dava. Yargılama süreci hukuki değil. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a verilen cezaların kabul edilebilir bir yanı yok” şeklinde konuştu.
6-7 Ekim olaylarında ne olmuştu onu hatırlayalım;
Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı o dönemki adıyla HDP'nin (şimdi DEM) çağrısıyla vandallar sokaklara çıktı. 35 ilde düzenlediği gösterilerde ortalığı savaş alanına çevirdi.
Çıkan şiddet olaylarında 2 polisimiz şehit olurken Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısı yoksullara kurban eti dağıtırken vahşice katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü'nün de aralarında bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti, 435'i sivil, 326'sı güvenlik görevlisi 761 kişi yaralandı.
HDP (DEM) Merkez Yürütme Kurulunca 6 Ekim 2014'de bir açıklama yapıldı. Bu açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşları, Aynularab bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde 6-9 Ekim tarihlerinde barikatlar kurup yolları kestiler.
Olaylarda uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalar kullanıldı. Kamu binalarına ve araçlarına, vatandaşların evlerine, iş yerlerine ve araçlarına zarar verildi.
Olaylar sırasında 37 "nitelikli adam öldürme", 29 "adam öldürmeye teşebbüs", 3 bin 777 "mala zarar verme", 25 "alıkoyma", 395 "hırsızlık", 15 "yağma", 308 "iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal", 13 "Türk bayrağını yakma, ve "Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet" suçu da işlendi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tesis edilen huzur ve güven ortamına zarar veren şiddet eylemleri, can ve mal kayıplarının yanı sıra sosyal yaşama, turizme ve ekonomiye ağır darbeler vurdu.
Yasin Börü ve üç arkadaşını ise unutmak mümkün değil!
Bir grubun silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırısına uğradılar!
Zavallı çocuklar sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildiler. Binadan atıldılar. Cesetlerine dahi işkence yapıldı.
Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi,
16 yaşındaki Börü'nün üzerinden arabayla geçildi.
Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi.
Aralarından nasibi varmış ki yaralı kurtuldu Yusuf Er…
Arkadaşlarının vahşice öldürülmesine tanıklık ettiği için psikolojisi bozuldu.
Diyarbakır dışındaki bir hastanede tedavi görmek zorunda kaldı.
Demirtaş'ın, 'Haftalardır direnen halkımıza teşekkür ediyoruz. Hep birlikte direnmeye devam edeceğiz' sözleri hafızalara kazındı.
Gel gör ki her şey siyasi!
Yasin Börü’nün annesine sormak lazım.
Hatice Börü’ye…
Yasin katledildiğinden beri arar sorarım kendisini.
Karardan sonrada aradım.
Anne Börü;
Kaç yıl verseler de benim acım soğumaz, ben evladımı kaybettim, acım hafiflemiyor. Selahattin Demirtaş evlatlarını görüyor, ailesini görüyor. İlahi adaletin vereceği cezayı bekliyorum. Davaya siyasi demişler. İster adı Özgür Özel olsun ister başka biri olsun fark etmiyor. Onlar hep HDP’nin yanında yer aldılar. Bizi hiç anlamadılar. Yasin’i ve diğerlerini hiç çocuk olarak görmediler, o gözle bakmadılar. Eğer o gözle baksalardı böyle konuşamazlardı. O nedenle dediklerinin hiçbir önemi yok.
Evet evladı vahşice katledilen anne bunları söylüyor.
Bende tek bir soru soracağım.
Siz bu anneye 6-7 Ekim olayları davası siyasi diyebilir misiniz?