Bütün şehitler ve gaziler içinde 15 Temmuz 2016’da olanların yeri ayrıdır. Zira genellikle asker olan şehitler bir komutanın emri ile hareket eder. Komutanın sorumluluğu ön plandadır.

Bütün şehitler ve gaziler içinde 15 Temmuz 2016'da olanların yeri ayrıdır. Zira genellikle asker olan şehitler bir komutanın emri ile hareket eder. Komutanın sorumluluğu ön plandadır. Lakin 15 Temmuz'da tankların önüne geçip göğsünü siper eden bu kahraman evlatlarımız kendi istek ve çabaları ile bunu gerçekleştirmişlerdir. Bu bakımdan yerleri ayrıdır. Rabbimin katında ecir ve mükafatları bambaşka olacaktır.

15 Temmuz gazileri arasında ismi duyulmayan ve adı şanı bilinmeyen diğer bir kahraman vatan evlatları ise ordudan dindar olduğu gerekçesi ile atılan askerlerdir. Bu askerlerin darbenin başarısızlıkla neticelenmesinde almış oldukları rol çok önemlidir. Zira asker psikolojisini çok iyi bilen, askerlere emir vererek şaşkın durumda olan Mehmetçiği darbeciler karşısında direnmeye zorlayanların başında bu kahraman askerler vardır. Devletimiz artık acele edip 30 yıldan beri kanayan bu asker mağduriyetleri yarasını kurutacak önlemler almalı, darbecilere karşı gösterdiği gaflet ve uyuşukluk hatasını hiç olmaz ise bu şekilde telafi etmelidir.

Vatanın her köşesinden meydanlara koşan bu kahraman vatanperverlere en büyük gücü ise camilerden okunan ezan ve salalar vermiştir. Bu ezanlar ki; şehadetleri dinin temeli olan namazdır, vatanperverlere şecaat ve güç, darbecilere ise korku ve ürperti vermiştir. Bu gecede yaşanan olayları görmüş birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; bu darbecilerin yanına Rus ordusu ve Amerikan askerleri dahil de olsa başarıya ulaşmaları mümkün değildi. Çünkü imanından gelen cesaretle ölürsem şehit, kalırsam gaziyim diyen bu ordu-millet, hepsinin hakkından gelecek güç ve cesarete sahip olmuştur.

Bu gece şehit olan canlarımız, bütün dünyaya tank ve toptan daha güçlü olan imanın önemini ispatlamıştır. Tamamen maddi felsefe ile boğulmuş imandan uzaklaşmış ve kapitalist efendilerine uşak olmuş zavallı çağdaşlarımıza; dinin ve vatan sevgisinin gücünü göstermişlerdir. Artık 'böl-parçala-yok et' düsturu ile hareket eden bütün emperyalist ve Siyonist güçler, hesaplarını yeniden yapmak zorunda kalmışlardır. Onlar için en kötüsü ise bu 'şaha kalkmış iman ve İslamiyet kahramanlığı ile başa çıkmanın imkansız olduğu' gerçeği ile yüzleşmeleridir. Beter olsunlar…

Bundan sonra Siyonist güçlerden emir alan Batılı fesatçılar, bir daha İslam ülkelerinde darbe yapmaya cesaret edemeyeceklerdir. Hatta Müslümanların ve kahraman Türk evladının cesaretinden güç alan mazlum milletler dahi darbelere direnecek; silah ve top elinde diye halkın özgürlüklerini elinden almaya çalışan baskıcı yönetimlere göz açtırmayacaktır. Latin Amerika ve Afrika'da ortaya çıkan ve çıkacak darbe teşebbüslerini ve halka göz açtırmayan faşist diktatörlerin akıbetlerini ölmez kalır isek gözlerimizle göreceğiz.

Evet, 15 Temmuz 2016 tarihi, tarihin bir dönüm noktasıdır. Bundan sonra hiçbir olay;bu darbe direnişini ve imandan doğan hürriyet meşalesini söndüremeyecektir. Kapitalist sömürü düzeni, modern yöntemlerle sürdürebildiği ömrünü artık doldurmak zorunda kalmıştır. Malikiyet ve Serbestiyet devrine yaklaştığımız bu günlerde sosyal hayatın dinamikleri bambaşka şekilde cereyan edecektir. Köle ile efendi arasında cereyan eden binlerce yıllık ilişki artık herkesin birbirine karşı seviyeli ve adil olacağı gerçek medeniyeti doğuracaktır. Güce ve paraya tapınan Allah korkusundan nasibini almamış seküler yaşamı benimsemiş insanlar; inancın ve Allah'a olan bağlılığın önemini daha iyi kavrayacaktır.

Kısaca söylemek gerekirse 15 Temmuz şehit ve gazileri yeni bir asrın başlangıcı olmuş Bedir ve Uhud'da şehit olan kahramanların yanında yer almaya hak kazanmışlardır, vesselam…