Bu satırların yazar kardeşiniz Ülkemiz açısından çok önemli gördüğü Zengezur Koridoru ile yakından ilgilenmektedir.

Bu satırların yazar kardeşiniz Ülkemiz açısından çok önemli gördüğü Zengezur Koridoru ile yakından ilgilenmektedir.

Tabi biz bir kaç yıldır bu koridor ile ilgilenip de üzerinde durduğumuz için Zengezur Koridorunu yakından biliyoruz.

Ancak elbette herkes bu Koridordan haberdar değildir.

Bir kısım insanımız bu koridorun ismini duymuştur. Yerini bilmez.

Bir kısım insanımız bu koridorun ismini de duymamıştır.

Hassaten belirtmeliyim ki, Zengezur Koridoru Ülkemiz için Batı'da, Trakya, Akdeniz ve Balkanlar nasıl ki ekonomi, güvenlik, kültür ve ticarette önem taşıyorsa, Doğu'da Kafkaslar ve Zengezur Koridoru ekonomi, güvenlik, kültür ve ticarette önem taşır.

Bu koridor ile ilgili gelişmelere kayıtsız kalamayız.

Zaten bu günlerde Zengezur Koridoru ile ilgili uluslararası gelişmeler hız kazanmaktadır.

Önce bu koridoru sizlere tanıtalım.

Zengezur Koridoru Nahçıvan Sınır kapısından başlayıp Azerbaycan'a kadar devam eden bir koridordur. Bu koridorun Nahçıvan'dan itibaren Azerbaycan'a kadar uzunluğu 43 km'dir. Bu koridor üzerinde 4 büyük şehir ve 392 bin nüfus yaşamaktadır.

Koridorun Ülkemizin sınırındaki başlangıcı 15 km genişliğindeki Dilucu sınır kapısından itibarendir. Bu genişlikteki bir sınırımızın bulunduğu Nahçıvan'ın yanından uzanan bu koridorun güneyinde İran bulunmaktadır. Nahçıvan topraklarından sonra koridorun kuzeyinde Ermenistan yer almaktadır. En sonunda bu koridor, Azerbaycan topraklarında son bulmaktadır.

Özetle bu koridor, Ülkemizin Iğdır, Aralık, Dilucu sınır kapısından itibaren Nahçıvan, Ermenistan, İran ve Azerbaycan arasında kalmaktır.

Zengezur Koridoru ile yakından ilgilendiğim anlardan itibaren hemen şunun farkına vardım.

İran, Zengezur Koridoru ile ilgili her gelişmeyi dikkatle takip eder.

Hatta bir yerde, 'İran, Zengezur Koridoru'nu önlemek için savaşı göze alır" demiştim.

"Çünkü bu Koridor, Türkiye için Orta Asya'ya, Türk Cumhuriyetlerine açılan bir kapı olduğu ve üstelik İran ile Ermenistan arasındaki bağı kestiği için İran, Türkiye'nin lehine olan bu duruma asla razı olmaz" demiştim. Çünkü İran'ın uluslararası ilişkilerdeki tüm hamleleri hep Türkiye eksenli olmuştur.

Bölgede bizim en büyük rakibimiz ve takipçimiz İran'dır. Ve o İran, nasıl Irak ve Suriye'de karıştırıcı olumsuz davranıyor ve Ülkemizi zora sokuyorsa aynısını Zengezur Koridorunda da yapacaktır.

Bu tahmin ve gözlemlerimizde haklı olduğumuz ortaya çıktı.

2020 Dağlık Karabağ Savaşı'nın Azerbaycan tarafından kazanılmasının ardından Kasım 2020 tarihli Ateşkes Anlaşmasının 9. maddesine göre Zengezur Koridoru Türkiye ile Azerbaycan arasında bir köprü ve serbest bölge statüsü kazanmıştır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Zengezur Koridoru önemini vurguladığı bu yılın Haziran ayındaki bir demecinde "Zengezur konusunu süratle halletmemiz halinde bu bize iki önemli adımı kazandıracak. Gerek kara yolu gerek demir yoluyla atılacak adımla Iğdır-Nahçıvan buralara gidiş konusunda Türkiye'nin Nahçıvan'la olan bağlantıları çok daha güçlü hale gelecek. Ayrıca bu bağlantıların olması Türkiye-Azerbaycan arasındaki ilişkilerin güçlenmesine vesile olacak" demiştir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de konuya ilişkin bir açıklamasında Zengezur Koridoru'nun açılması için çalıştıklarını belirterek, "Zengezur Koridoru'nun Azerbaycan'dan geçen kısmında demiryolunun yüzde 40'ı, karayolunun yüzde 70'i tamamlandı. İşler 2024'te tamamlanacak ve sonuçta yeni nakliyat koridoru oluşturulacak" diye konuşmuştur.

İşte bu gelişmeler İran'ı rahatsız etti.

Evet bu rahatsızlık bu son günlerde daha da baş gösterdi.

Azerbaycan ve Ermenistan kendi sınırlarına askeri yığınak yapmaya başladı.

İranlı yetkililer demeç üstüne demeç veriyorlar.

Gazete haberlerine göre, İran, Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne saldırı olursa müdahale edeceğini açıkladı. Azerbaycan ordusu tüm yedek personeli göreve çağırdı. Azerbaycan ordusu günlerdir Ermenistan sınırına yığınak yapıyor. Askeri tatbikatlar devam ediyor. Doğu Zengezur'da Ermenistan sınırına yakın yerlere zırhlı araçlar sevkediliyor.

Rusya'daki bazı sosyal medya hesaplarında da Azerbaycan'in Zengezur Koridoru için savaşı göze alacağı belirtiliyor.

Evet, yazımın başlığında sorduğum sorunun cevabı çok açıktır ve tartışılmaz bir gerçektir.

'Zengezur Koridoru bir savaş sebebi olabilir.'

Bu çok önemli sorunun cevabını böyle verdikten sonra, ikinci bir soru gündeme geliyor.

Türkiye, kendi sınırının hemen yanı başındaki bu gelişmeler karşısında ne yapmalıdır?

Evet soru çok kritik ve mühim.

Tabi ki savaş istenilmez. Savaşa girmek Ülkemizin geleceği açısından çok iyi olmaz. İran ile neredeyse 200 yıldır savaşmıyoruz. En son savaş, 1821-1823 yıllarında gerçekleşti. Zaten İran ile olan sınırımız Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan, 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşını sona erdiren Kasr-ı Şirin Antlaşmasından beri aynıdır ve değişmemiştir.

Bu durum uzun ve güvenli bir istikrara işaret eder.

Elbette bu sınır ve istikrar mühimdir. İran ile savaş bizim çok işimize gelmez. Türkiye ile İran arasındaki savaş ancak ABD ve İsrail'in işine gelir.

Biz kesinlikle emperyalist ABD ve siyonist İsrail'in işine gelen her hareketten uzak durmalıyız.

Bunu birinci öncelik bilelim ve İran ile gerginlikten uzak duralım.

Tabi tüm bunlarla birlikte yine de savaş için hazırlıklı olmalıyız. Sırf İran'a karşı değil tüm savaş tehlikesi olan Ülkelere karşı hazırlıklı olmalıyız.

Vesselam.