O gece bütün yurtta Din-i Mübin-i İslama, Kitabullaha, Sünnet-i Resulullaha, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye karşı büyük bir isyan vardı.

Yılbaşı eğlencelerini Hıristiyanlık ve Musevilik dinleri de kabul etmez.
Bırakın dindarları, dinsizler bile bu eğlenceleri uygun görmez.

Ahlak, bilgelik, akıl, iz’an, insaf, fazilet, hikmet sahibi olan bir kimse bu gibi eğlenceleri mâkul ve meşru göremez.
Bendeniz, bir Müslüman olarak böyle eğlenceleri meşru ve ahlakî görmem ve onlara katılmam.

O gece neler yapıldı?

İçki içildi, sarhoş olundu… Nice fuhşiyyat işlendi… İslam dini içkiyi ve fuhşiyyatı yasak etmiştir. İçki ve fuhşiyyat helaldir diyen kafir olur.

Belediye karar almış, yılbaşı eğlenceleri dönüşünde taksiye kusanlar ceza ödemiş. Kusmuklu eğlenceler!

İçkili mekanlarda kadınlı erkekli çılgınca eğlenilmiş…

İçkinin tesiriyle saçma sapan laflar edilmiş ve yüksek kahkahalar atılmış.
Şehvetler galeyana gelmiş.

Manalı bakışlar, fingirdeşmeler, haha hiholar…

Sarhoşluk, azgınlık, rezillik…
Birtakım televizyonlar yılbaşı eğlenceleri konusunda birbirleriyle yarışmış. Bunların içinde Müslüman (!) tv’ler de var.

Yılbaşında millî piyango çekilmiş. Yahu piyangonun millîsi mi olurmuş.

Yılbaşından önceki günlerde halk piyango satış yerlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturmuş.

Piyango kumardır haramdır. Haramla zengin olan berbat olur.

Panos Dabağyan isminde Ermeni bir yazar vardı. Hıristiyandı ama yılbaşı eğlenceleri aleyhinde bir yazı kaleme almış getirmişti ve gazetemde yayınlamıştım. Müslüman vatandaşlarım, böyle eğlenceler ve kutlamalar Hıristiyanlık dininde de yasaktır demişti.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslamın kabul etmediği böyle rezil ve pespaye eğlenceler konusunda halkı uyarmadı?

Türkiye uleması ve fukahası bu konuda niçin uyarıcı bir fetva yayınlamadı?
Yılbaşı eğlenceleri batağına ve tuzağına düşen Müslüman halkın vebali bilenlerin üzerinedir.

Müslüman bir ülkede bilenler bilmeyenleri uyarmaz, aydınlatmaz, bilgilendirmezse böyle günahlar işlenir, azgınlıklar yapılır.

Bunun vebali vazifelerini yapmayan bilenler üzerinedir.

Hem 31 aralığı 1 ocağa bağlayan yılbaşı ne ki, bize senenin her günü yılbaşı. Açın bazı tv’leri her gün içki, fuhuş, şehvet, kumar, azgınlığın her türlüsü… Deliye her gün bayrammış.

Hiçbir şeye yanmam, sarhoşluktan ayıldıktan sonra, çiriş çanağı gibi ağızlarında dillerini zorlukla oynatarak, peltek peltek ah ne eğlendik ne eğlendik dediler.
Kolay kolay adam olmayacağımız bu yılbaşı eğlencelerinden bellidir.

Eski Romada senede 115 gün bayram varmış. Başkent halkına buğday ve şarap yardımı yapılırmış. Sonra Roma batmış.
Tv’ler sayesinde şimdi her ev meyhane, her ev günah mekanı.

Bendeniz kutlu mutlu desem bile (demem ya) yılbaşı yine kutlu olmaz. Çünkü meşru değildir, Şer’-i şerife aykırıdır.

Böyle eğlencelere İslamda günah, azgınlık, fısk, fücur, isyan, tuğyan denir. Bunlar açıkça, cehren, küstahça, meydan okurcasına yapılırsa sonu kötü olur.

Gökdelenlerimiz bizi kurtaramaz. Nemrudun da yüksek binaları vardı ama sonunda helak oldu.

Gökdelenlerin, lüks rezidansların üzerlerine azap yıldırımları düşer.
Bildiğimiz yıldırımlar değil, başka yıldırımlar. Gözle görülmez.

Nâçiz bir Müslüman olarak azıcık da olsa emr-i maruf ve nehy-i münker vazifemi yapmaya çalıştım.

İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, âhirete, Cennet ve Cehenneme, hesap ve kitaba, helal ve harama inanmayan biri bu yazıma kızabilir ama bir Müslüman kızamaz.

(İkinci yazı)

Türkiye Müslümanları İçin
2014 Yılı Nasıl Olacak?

Önümüzdeki bu yeni miladî yılda, bütün Müslümanlar tek bir Ümmet çatısı altında birleşmezlerse akıbetleri iyi olmaz. Ümmet birliği ve ittihad rahmet, tefrika azaptır.
Bütün cemaatler, tarikatlar, gruplar, hizipler, fırkalar, parçalar, şucular ocular bucular; Ümmet birliği içinde yerlerini alıp, başlarına ehliyetli, liyakatli, âdil, bilge, râşid bir İmam-ı Kebir veya Emîrü’l-mü’minîn seçip ona biat ve itaat etmezlerse bozuk düzen içinde zillet ve esaret içinde yaşayacaklardır.
Müslümanlar siyasî iktidara baskı yapıp İslam Medreselerini açtırmazlar ve icazetli ve vasıflı gerçek ulema yetiştirmezlerse halleri iyi olmayacaktır.

Yine iktidara baskı yapılarak ve tasavvuf tarikatları ve tekkeleri açtırılmazsa, bunların denetimi için bir Meclis-i Meşayih kurulmaz ve Şeriata uygun hizmetler yapılmazsa beklenen salah olmaz.

Halkın en az yüzde ellisi (daha sonra yüzde doksanı) beş vakit namazları cemaatle kılmazlarsa bu yıl hayırlı olmayacaktır. Çünkü sahih imandan sonra namaz gelir. Müslüman bir toplumun namaz notu kırıksa hali ve istikbali iyi olmaz.

Türkiyede kaç icazetli ve ehliyetli din alimi, fakih, gerçek şeyh, kâmil mürşid, ziyalı Müslüman kaldıysa, bunların yeterli miktarı bir araya gelip, memleketin ve halkın ıslahı için dört başı mamur bir plan ve program hazırlamazlar ve bunu uygulamaya koymazlarsa gelecek aydınlık değil, karanlık ve sisli olacaktır.

Müslümanları bölmeye, parçalamaya, birbirine düşürmeye yönelik İslam Protestanlığı, İslamcılıklar kaos ve anarşisi önlenmez, din konusundaki sapıklıklar ve bid’atler red ve cerh edilmezse beklenen ıslah olmayacaktır.
2013’te bir tek gerçek İslam mektebi bile açılmadı. Bu yol da açılmazsa işler düzelmeyecektir. Bu İslam Mektebinde Ehl-i Sünnet göre eğitim verilecek, beş vakit namaz okul camiinde okulun imamının ardında cemaatle kılınacak, okul Türkiyenin Eton College’i olacaktır.

2014 yılında Müslümanların başındaki muhterem zevatın eski Fütüvvet Ahlakını canlandırmaları ve ahîlik teşkilatını kuvvetlendirmeleri gerekir. Bunu yapmazlarsa iş, ticaret, iktisat, sanayi ve finans sektöründeki kirlenme ve kokuşma önlenemeyecek ve durum daha da bozulacaktır.

Bu yeni yılda Müslümanlar bin yıl kullanılmış millî ve islamî yazımıza dönmek, onu öğrenmek, öğretmek için çalışmazlar, bu yazı ile küçük de olsa gazeteler, dergiler, kitaplar yayınlamazlarsa cahillik karanlıklarından kurtulamayacaklardır.

2013’te şer’î tesettür ve islamî erkek kıyafeti ve serpuşu konusunda bir hamle yapılamadı. 2014’te de yapılmazsa bugünkü kıyafet anarşisi sürecek, Müslümanlar men teşebbehe hadisindeki tehdidin altında kalacaktır.

Geçen yıl imkanı olan Müslümanlar israflarla, lüks harcamalarla, gösterişle dolu bir hayat sürdü. Bu yıl bu günahlara tevbe edip kanaatli, faziletli, iktisatlı bir hayat sürülmezse üzerimize azap inmesinden korkulur. Çünkü, Kur’anda israf edenler için onlar şeytanın kardeşleridir buyrulmaktadır.

Geçen yıllarda Cuma ezanı okunduktan sonra İstanbul Müslümanları dükkanlarını, işyerlerini, lokanta ve pastahanelerini kapatmadılar ve Kur’ana, Sünnete, Şeriata farkında olmadan kafa tutmuş oldular. Bu isyan sürerse başlarına sıkıntılar gelebilir.

Çok önemli bir husus: Bir kısım Müslümanların sivil darbe teşebbüslerinden kaynaklanan çalkantılar, kavgalar, hattâ kıyasıya savaş 2014’te devam edecektir. Müslümanlar elbirliğiyle bu savaş yangınlarını söndürmezlerse; İslam karşıtı vesayetçi, sömürgeci güçler bundan yararlanacak ve eski rejime dönmek isteyeceklerdir. Müslümanlar bu konuda gerekli tedbirlerdi almazlarsa iç savaş çıkabilir, ülke kaos içinde kalabilir.
Velhasıl:

Bu yeni miladî yılda İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, ahlaka uyar, kendimizi ıslah eder, geçmiş günahlarımıza tevbe eder, nefs-i emmarelerimizi dizginler, tek bir Ümmet haline gelir, râşid bir İmama biat ve itaat eder, emr-i maruf ve nehy-i münker yapar, ilmihalimizi iyice ve doğru şekilde öğrenir ve hayata uygularsak inşaallah ilahî tevfik bize ulaşır.
Bunları yapmazsak 2014, bir önceki yıl gibi çalkantılı geçer. Hattâ Allah korusun Suriye ve Mısır Müslümanlarının durumuna düşebiliriz.