Yeni trend...
Müteveffa gazeteci yazar Çetin Altan’ın tâbiriyle “şifahi toplum”lar konuşur, yazmazlar... Üniversiteli genci bir yoklayın, beş bin liralık cep telefonu vardır ama şöyle kaliteli bir dolmakalemi bile yoktur...
Soru: Üçüncü Dünya savaşı çıkıyor, çıkabilir diyorlar.. Pekâlâ siz zátıâlilerinin kanaati nedir? Çıkması mı iyidir, çıkmaması mı?
Cevabım: Efendim yapılacak şey elinize bir papatya alıp yapraklarını, “çıkar, çıkmaz herhalde, çıkar, çıkmaz herhalde, ” diye yolmaktır.. Son yolduğunuz yaprak ne ise ona göre hareket edersiniz...
Milletimiz şifahi bir toplum haline getirimiştir. Ağzı olan konuşuyor, eline bir bilgisayar veya cep telefonu geçen giriyor sosyal medyaya ve yazıyor da yazıyor... Şimdi moda ya, milletvekilleri, hattâ devlet başkanları bile sosyal medyacı olmuş...
Eskiden hazık da derlerdi. Bir meslekte mahir olan, bir işin hakikatini iç yüzünü çok iyi bilen, belirli bir sâhada derinleşen uzman anlamlarına geliyor.. Mütehassıs yani..
İhtisas (uzmanllık alanı) şimdilerde kimsenin umurunda değil. Ağzı olan konuşuyor, yazıyor!.. Televizyonlarda en hayatî konularda sağlık ahkâmları kesiyor bazı şovmenler.. İnsanlar bunları dinleyip kafalarına göre tedaviye yeltenebiliyorlar.
Adam gibi bir İslâmî tıp sahamız olsa, alternatif tıpta ilerlemiş olsak gam yemeyeceğim...
Meslekler hususi alanlardır. Herkesin her mesleği bilme imkânı da bunun gereği de yoktur. Saatiniz bozulduğunda bir saatçiye gidersiniz. Mideniz yahut kafanız bozulmuşsa ihtisasına göre uzman bir (Müslüman) hekime gitmelisiniz.
Meslekî bilgi ve tecrübe lüzumsuz addedilip terkedilmiş. Benim saham ASKERLİK... Şimdilerde savaş konusunda da siyaset konusunda da herkes ahkâm kesiyor. Hele meşhur biriyse cahiller onu uzman (hazık) kişi kabul edip aval aval dinliyorlar...
Askerliğini bedelli yapmış veya üç beş ay yapmış uzatmalı çavuş bile değil ama ahkâm kesiyor iyi mi? Askerlik konusunda ya birtakım bilge kişilerin eserlerini okumuş ve onlara dayanarak itidalli bir şekilde konuşmak veya susup sözü meslekte tecrübeli bir subaya terketmek gerekir..
Savaş konusunda teklifim var: Savaşalım diyenler yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun cephede görevlendirilmelidirler. Savaşmayalım diyenler ise, savaş çıkması durumunda savaşılan ülkeye gönderilmeliler.
Bir de “savaşmayalım sevişelim” güruhu zuhur etti... Yeni trend bu... Tam olarak gençliğin büyük kesiminde hâkim olan sefih hal...
Onlar şu anda da sevişmekle meşguller zaten... Etrafınızdaki gençleri görmüyor musunuz? Liselerde sevişiyorlar, hattâ ilköğretimde bile…
Sokaklarda, parklarda sevişiyorlar.. Başörtülüler bile var.. Artık taytlı, mini etekli, göğüsleri daracık bir bluzdan fışkırmış seksî başörtülüler var. Makyajları en açık bayanları sollayan çarşaflı, feşmekan hoca bülbülleri, motorları, füzeleri var...
Çok önemli olduğu için bir kez daha yazayım:: Hz. İsa (a.s) “ben Allah’ın izniyle ölüyü dirilttim ama ahmaklar için yapacak bir şeyim yok” buyurmuş. “Bir şeyler yapmalıyım” diyenler BEYİNSİZLİĞİMİZE bir çare bulsun yeterlidir.