Dünya siyaseti ve uluslararası ilişkiler farklı bir döneme doğru hızlı bir şekilde ilerliyor ve bunu ıskalamamız gerekiyor. Bugün günümüzde uluslararası siyasi ve ekonomik sistem oldukça eleştiriliyor. Tek kutuplu ve çift kutuplu dünyanın yerini artık çok kutuplu dünya sistemine geçildiği söz ediliyor. Aslında bu durum bölgesel savaşların tetiklenmesiyle ortaya çıktı. Yükselen bölgesel güçlerin olduğu bu dönemde uluslararası adalet kavramının çok da yerine getirilmediği ve kolay kolay getirilmeyeceği bir döneme hızlı bir şekilde dâhil olduk. Kâhinlere göre bir dünya savaşı yakında bizi beklemiyor. Fakat bölgesel ve yerel bazı grupların hareketleri savaşları tetikleyecektir. Suriye’nin yeni inşa sürecinde bir takım zorlukların olacağını gözlemliyorum. Avrupa bence Almanya ve Fransa denklemin de siyasi depresyon geçirirken. Trump resmen Kanada’yı Justin Trudeau’dan istedi. Akabinde ABD’de ki saldırılar kanlı bir provanın sahnesi gibiydi. Almanya bir süredir siyasi istikrarsızlıkla uğraşırken, şimdi sıkı bir Trump dönemine hazır olmalı saygıdeğer okurlar.
Aşırı sağ özellikle Fransa ve Almanya’da aldı başını gidiyor diyebiliriz. Rusya bölüm bölüm retorikler gösterirken, enerji konusunda Avrupa’nın gırtlağına çökmüş durumda, Ukrayna ise dış politik sistemde ‘’Conflict Zone’’ diye adlandırdığımız yani donmuş meseleye doğru emin adımlarla gidiyor. Aslında, Rusya kışa sert bir strateji ile karşılık vermeyi düşünürken, Başar Esad’ın kaçırılışı Rejimin düşüşü, Rusya’nın işlerini sadece bir süreliğine aksattı diyebiliriz. Şimdi asıl Arabistan ve İran gerginliğine de tanıklık edeceğiz, bu kaçınılmaz bir siyasi patladır. Fenomen Trump'ın 47. ABD Başkanı olarak Beyaz Saray'ın başına geçmesine sayılı günler kaldı. Fakat Trump'ın savaş çığlığı Pekin'in güç koridorlarında yankılanıyor. Çin’e karşı nasıl bir hamle yapacağı konusunda bazı araştırmacıların fikirleri açık ekonomik ve siber alan önemli ya peki ABD'nin derin devletinin Asya stratejileri ne olacak şimdiden merakımı uyandırıyor. Fakat diyeceksiniz ki bu yorumu nasıl bir teze dayandırıyorsun? Bildiğimiz üzere Kasım ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Joe Biden’ın yendikten kısa bir süre sonra Trump, genel olarak ABD ekonomisini korumayı ve özellikle Çin'i dizginlemeyi amaçlayan tehditkâr birçok cepheli ticaret savaşı ilan ettiğini gittiği her yerde açıkladı. Çin, Meksika, Kanada ve Hindistan'a sert tarifeler uygulayacağını açıkladı. Kısa bir süre sonra AB de gözde listesine girdi. Avrupa bloğunu daha fazla Amerikan petrolü ve gazı satın almakla veya tarifelerle karşı karşıya kalmakla tehdit etti. Elon Musk zaten AB'de ki siyasetçileri ve özellikle Alman siyasetçileri radarını almış durumda, Trump ve Musk ikilisi resmen görsel hafızamda popüler bir Sir Cristopher Nolan filmi olan Dark Knight serisini getiriyor. İsrail durmuyor. Soykırıma öldürmeye devam ediyor. Suriye’de bölgesel terör örgütleriyle bakın net yazıyorum, sıkı pazarlıklar içerisinde ve mutlaka hinliği ortaya çıkacaktır. Bunu da tabi ki Trump’ın açıklamalarında buluyoruz. Açıklamasını sizlerle paylaşıyorum; "Ben İsrail'in en iyi dostuyum. Büyükelçiliği Kudüs'e taşıyan da bendim. Son zamanlarda İsrail'le ilgili bütün iyi olayların ardında ben varım." açıklaması beni hayrete düşürmedi, bildiğimiz üzere Trump’ın İsrail ile ilişkileri net ve kazanç odaklı fakat bunun karşılığında dalgalandırıcı çıkışlar yaparak veya gerçekten de siyasi ekibinin çalışmasıyla farklı gündem maddelerini İsrail’in ve kendi kazancı için hazırlayacaktır. Tekrar üzerini basa basa yazıyorum evet ABD kendi içinde dinamiklerde zor dönemlerden geçecek yani iç siyasetinde, fakat önümüzde ki yıllarda ki planlarında en önemli jeopolitik dönemeç Avrasya ve Türkiye denklemi olacaktır. Yeni savaşlar kapıda ve çok kutuplu dünya doğuş sancısında olan bir döneme tanıklık edeceğiz.