Uzay madenciliğinde önemli bir adım: Ay tozundan roket yakıtı üretmek 

Uluslararası uzay bilimcileri, Ay yüzeyindeki regolitin (Ay tozunun) roket yakıtına dönüştürülmesi için gereken enerji miktarını hesaplamak adına bilimsel bir çalışma icra etti. Araştırmaya göre, ilmenit mineralinden hidrojen ile reaksiyon yoluyla oksijen elde etmek büyük enerji gerektiriyor. Sürecin tamamı sıvı oksijen üretimi için kilogram başına yaklaşık 24 kW-sa enerji tüketiyor. Bir yıldız gemisini doldurmak için 500 metrik ton sıvı oksijen gerektiği düşünüldüğünde, tek bir sistemle yakıt üretiminin iki yıl süreceği öngörülüyor. Ancak, birden fazla sistem kullanılarak bu sürecin hızlandırılabileceği belirtiliyor. Ay'ın uzay turizmi çerçevesinde bir aktarma noktası olarak kullanılması düşünüldüğünde uzay turizmi gerçekleştiren küresel uzay şirketlerinin planının Ay'ı bir üs/yakıt ikmâl sahası olarak gördüğünü/değerlendirdiğini ve uzay madenciliği ile ise yakıt sorununu Ay tozundan çözmeyi amaçladıklarını bu çalışma kapsamında görüyoruz.

Türkiye'nin Milli Uzay Programında sıradaki hedefi Ay'a sert iniş gerçekleştirmek

Türkiye Uzay Ajansı (TUA), Milli Uzay Programı kapsamında heyecan verici bir aşamaya daha geçti. 2026 yılında gerçekleşmesi planlanan Ay'a sert iniş göreviyle birlikte ülkemiz uzayda bağımsız hareket edebilme kapasitesini artırıyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulan Uzay Komutanlığı ile derin uzayı müşterek harekât alanı olarak değerlendiren ve İMECE gözlem uydusu ile istihbarî konuşlanma da gerçekleştiren Türkiye, güvenli haberleşme ile birlikte Uzay'da varlığını/nüfuz alanını genişletmek üzerine planlamalarına devam ediyor.

AYAP-1 misyonuyla hibrit roket teknolojisini test edecek Türkiye, ikinci aşamada ise yerli fırlatma aracıyla Ay'a yumuşak iniş yapmayı hedefliyor. Bu sürecin en dikkat çeken yönlerinden biri, Türkiye'nin uzay çalışmalarını sadece keşif amaçlı değil, aynı zamanda derin uzay itki teknolojileri ve füzyon enerjisi gibi alanlarla entegre şekilde yürütmesi.

Ayrıca, Ay'a inişin ötesinde, rover projeleri ve Uzay Havası Uygulama Merkezi gibi girişimlerle Türkiye, uzay araştırmalarında daha geniş bir vizyon ortaya koyuyor. Uzayda güçlü bir oyuncu/aktör olma hedefi doğrultusunda atılan bu adımlar, Türkiye'nin bilimsel ve teknolojik bağımsızlığını güçlendirirken, geleceğin uzay ekonomisinde söz sahibi olmasını sağlayacak bir Doktrini'nin bütünü. O Doktrini'nin adı ise Uzay Vatan Doktrini!