Ne diyeceğimi bilemiyorum…
Bir kız gayr-i meşru çocuk doğurmuş, iki gün sonra yavrusunu boğarak öldürmüş.
Bir yerde şehir dışında topluca öldürülmüş köpek cesetleri bulunmuş.
Gazetelere bakın, tv’leri seyredin ülkemizde toplumsal bir cinnetin hüküm sürdüğünü görürsünüz.
Paralel yapı haberlerinden bıktım usandım, kusacak hale geldim artık.
Birileri yeni yeni uyanıyor. Yıllar boyunca Müslümanların içine CIA ve MOSSAD girdi; İslamî kesim casus, ajan, provokatör kaynıyor diye yazıp durmuştum.
Nice konularda bendenizi abartmakla suçlamışlardı. Az bile yazmışım.
Birtakım saflar her şey düzelecek, yoluna girecek diyor. Realitede her şey hızla bozula bozula menzil-i maksuduna gidiyor.
Kısa kısa birkaç soru: Türkiyede, Kur’anın Sünnetin Şeriatın fuhşiyyat dediği azgınlıklar aşırı şekilde var mı, yok mu?
Bu azgınlıklar artıyor mu, eksiliyor mu?
Bunlara karşı tedbir alınıyor mu, alınmıyor mu?
Zinayı ve ribayı herkes biliyor. Ya bina azgınlıkları şehvetleri…
Geçen cumartesi akşamı Topkapı Belediye tesislerinde çay içtim. Masada banyolar için musluk vs üreten bir iş adamı vardı. Bazı müşteriler özel olarak altın kaplamalı musluk ve madenî aksam sipariş ediyormuş. Bu da bir azgınlık değil midir? Tuvalet musluklarını altınlatmak…
Devlet bile kumarlı piyango tertipliyor… Lanetli faiz her yere girmiş… Genç erkeklerle genç kızlar daire tutmuşlar, birlikte yaşıyorlar… Vesikalı, KDV’li, polis korumalı yasal fuhuş, onun bin misli yarı yasal fuhuş… Camilerdeki kadınlara ait bölümlerin perde ve kafeslerine Don Kişot’lar gibi saldıran İslam Feministlerinin devlet himayesinde yapılan yasal fuhşa karşı hiç sesi çıkmıyor…
Ya Rabbi!.. Ortalıkta insan büyüklüğünde hamam ve tezek böcekleri dolaşıyor.
Aaaa!.. Eski Mısırlıların kutsal saydığı şu dev kazurat böceğine bakın, altın yaldızlı dev tezek topunu nasıl da yuvarlaya yuvarlaya yuvasına götürüyor.
Madamın Rolls Royce’u ne kadar ihtişamlı…
Siz her taraftaki kusmukları görmüyor musunuz? Aman basmayın ayağınız kayar!
Âhir zaman zinaları ribaları binaları…
Eskiden Altın Buzağılar varmış, zamanımızda bunlar büyüdü Altın Öküzler haline geldi. Nasıl da böğürüyorlar avaz avaz…
Siz hiç billur bardaklardan avokadolu viski içen öküz gördünüz mü?
Faiz çeteleri… Uyuşturucu mafyası… Karı kız satışları… Lüks ve ihtişamlı ziyafetler… Eski Nemrudhaneler bugünkülerinin yanında cüce kalır…
Lüks lüks lüks… Azgınlığın her çeşidi var… Piyangolar, kumarlar, binalar, zinalar.. Bir kısım dar gelirliler ucuz günahlar işliyor, bazı azgın zenginler ise lüks, pahalı, gösterişli günahlar…
Altın, dolar, euro, faiz, lira mira…
Pompei, Herculanum, Titanic…
Kadehler çin çin… Çanlar çan çan çan diye çalıyor çılgınca… Şen ve şehvetli kahkahalar… Yılan gibi sessizce süzülen lüks otomobiller… Gökdelenler, rezidanslar ışıl ışıl… Adım başında AVM’ler…
Yirmi dört saat boyunca karşılıklı top atışları… Bombalar, biber gazları, soğan gazları, göz yaşartıcı gazlar… Gezilerde gezinen gezinene… Hürriyet, adalet, müsavat… Fuhuş, kumar, riba, zina, bina…
Sabaha doğru yorgunluktan ve dünya sarhoşluğundan sızarlar… Ezanlar okunur duymazlar, leşler gibi yatarlar lüks yataklarında…
Cemaatler, dernekler, vakıflar, gruplar, hizipler, fırkalar, parçalar…
Bir hengame, bir hayuhuy, bir koşuşturma ki, sormayın…
Vezüv homur homur homurdanır.
Bir beyinsizin, bu gemiyi (Hâşâ) Allah bile batıramaz dediği Titanic, buzdağına doğru hızla ilerler. Gemide orkestralar çalar, şampanyalar yudumlanır.
Dev teknede danslar, viskiler, lüks ve ihtişam, yeşil çuha kaplı kumar masaları, altın gümüş elmas pırlanta inciler... Haa, acaba bir bilen var mıdır? Titanic’in hela muslukları altın kaplama mıydı?

(İkinci yazı)
Elbette Müslümanım
BENDENİZE, Müslüman mısın diye sorarlarsa, hiç tereddüt etmeden elbette hakka Müslümanım derim.
Bunun dışında hiçbir fazilet, yükseklik, üstünlük iddiam yoktur.
Muteber kitaplardan alıp çok doğru şeyler yazdığımı biliyorum ama bundan nefsime pay çıkartmıyorum.
Bunları yazmam bana fazilet kazandırmaz. Vazifemi yapıyorum.
Yazdığım faziletler bendenizde var mıdır? Öyle bir iddiam da yoktur.
Ey Müslümanlar, itikadınızı tashih edin ve namazı dosdoğru kılın demekle insan faziletli olmaz.
Müslümanım ama iyi, faziletli, vasıflı, güçlü bir Müslüman değilim.
Madem ki, bu sütunlarda yazıyorum, havadan sudan, aktüel dedikodulardan, horoz döğüşlerinden, deve güreşlerinden bahs edeceğime önemli konuları dile getirmem iyi olmaz mı?
Doğru olduğunu bilmediğim şeyleri yazmam.
Yazdıklarım hep doğru olmalı ama (malumunuz) her doğruyu yazmam doğru olmaz.
Mesela Deccallar, Kezzablar, Süfyanlar hakkında her şeyi açıkça yazamam. Cin çarpar, Kezzab çarpar, Deccal çarpar, Süfyaniler çarpar…
İsim vererek tenkit etmek, suçlamak bendeniz için doğru olmaz.
Doğru şeyler yazmam benim dosdoğru olduğuma delalet etmez.
İnsan eğri otursa da doğru konuşmalıymış.
Küfür ve hakaret edilmemek, kimlik bildirilmek şartıyla bütün itirazlara ve tenkitlere açığım.
Hayır duadan başka hiçbir talebim yoktur.
Övgü istemem, çünkü övgüler insanları azdırır. Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Meddahların suratlarına toprak saçınız” mealinde buyurmuşlardır.
Bazı şahısları ve kurumları övmem, pohpohlamam isteniyor. Bunu yapamam. Çünkü övgüye layık vasıflı kimselerin övgüye ihtiyacı yoktur.
İlle de övgü isteyenler, parayla öven, yalakalık ve yağcılık yapan profesyonel kimseleri bulup kendilerine övgüler düzdürebilirler. Bendeniz amatör gönüllü bir yazarım.
Bazı yazılarımın bazı Müslümanları üzmesinden dolayı bendeniz de üzülüyorum.
Kendi kendime soruyorum: Acaba az sayıda da olsa, bazı kardeşlerimi uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmek suretiyle, pek küçük de olsa hizmet edebiliyor muyum?
Bu sorununu cevabını bendeniz veremem.
Yazılarımın inşaallah azıcık da olsa faydası oluyordur.