Evet, sevgili dostlar bölgede Suriye eksenli bir değişim süreci
var. Bu süreç ABD’nin geçen günlerdeki müdehalesi ile iyice hız
kazanmıştır. Bu değişimin şüphesiz merkezinde Türkiye var.
Türkiye’de ise şimdiden ‘’82 Halep’’ yani yeni ilimiz Halep
söylemleri ile Türkiye’nin üstte de dediğimiz gibi ABD ile
işbirliği neticesinde bir toprak kazanımı olma ihtimalinden
bahsediliyor. Bu hadiseyi İngiliz basınının da açıkça dile
getirmesi gayet manidardır. New York Times gazetesi de ABD’li
yetkililere dayanarak, Türkiye’nin koalisyon güçlerine Suriye’de
kara harekatıyla destek vereceğini bir plan üzerinde çalışıldığını
yazdı…
Türkiye’yi Ortadoğu’da hiç olmadığı kadar önemli bir sınav
bekliyor. Suriye'nin kuzeyinde 'defacto' devlet inşası girişimleri,
bölgeyi 600 yıl boyunca domine etmiş olan Türkiye’nin kabul edeceği
ve sessiz kalabileceği bir şey değildir. Bu konuda karar alıcılar
ve sorumlu üst yöneticiler, cesur kararlar almaktan imtina
etmemeli. Zira Türkiye, bölgede bütün halkların umudu. Bunun
içindir ki bazı krizleri fırsata çevirmeyi bilmeliyiz. İnce
diplomaside tam da burada ortaya çıkıyor.
Soğuk savaş dönemi boyunca ABD ve Rusya’nın uzlaştığı bir husus
var: "Ortadoğu’da ihtilaf olmazsa bizim askerlerimizin varlığı
sorgulanır, o yüzden ihtilaf olmalı."Aslında mesele bu kadar basit.
Her ne olursa olsun artık bu topraklarda birbirimize düşmek yerine
küresel güçlerin oyununu bozmamız gerekmektedir. Bu topraklarda
birileri bizi bölmeye, parçalamaya ve yönetmeye yönelik proje
yapıyorsa bu projeyi onların kafasına çarpmayı bilmeliyiz. Aksi
halde yarın çok geç olabilir. Bu topraklarda ne olursa olsun
kaybolmayan yegâne unsur ‘’Umuttur’’
Netice İtibari ile bölge bu kadar hareketliyken Türkiye asla
durağan olmamalıdır. Aksi halde ‘’BOP’’ Projesinin hiç şüphesiz en
önemli ayaklarından biri bölünmüş bir Türkiye’dir.
Bu arada son olarak belirtmem gerekir ki: Armageddon Savaşına da
hazır olmalıyız. Değişim ve gelişim sürecinden bahsederken bu
savaşı da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu konuda gidişatı iyi
takip etmek lazım. ‘’Burada 80 tümen İslam ordusu ile 80 tümen
kafir ordusunun yani bir milyona bir milyonluk iki ordunun
birbirine gireceğine inanılmaktadır. 80 tümenlik İslam ordusunun 17
tümeninin tamamen Türkler’den oluşacağı belirtilmiştir. 80 tümenlik
İslam ordusunun komutanlığını Mehdi yapacak ancak kendisinden çok
az kişi haberdar olacak; herkesçe bilinmeyecektir.’’
Üç semavi dinde de bahsedilen savaş olma olasılığı yüksek, büyük
İsrail’i kurabilmek adına, siyonistler tarafından başlatılması
olağan olan savaştır. Hristiyanların Armageddon, Yahudilerin Arz-ı
Mevud, Müslümanların Melhame-i Kübra olarak adlandırdıkları
Dünya’yı yerinden oynatacak, insanların büyük çoğunluğunun yok
olacağı büyük yıkım. İslami kaynaklarda belirtilen alametlere göre
çok yakın bir zaman da gerçekleşmesi muhtemel görünüyor. İslam
kaynakları 70.000 Yahudi’nin Deccal’e tabi olacağını yazar.
Deccal’in çıkışı ve İsa’nın ikinci defa avdet etmesinden önce
Mehdi’nin çıkışı olacaktır. Bu çıkışın hemen öncesinde çok büyük ve
çok kanlı bir savaş olacaktır. Bu savaşın gerçekleşeceği yer
“atların diz kapaklarına kadar kana gömüleceği” haber verilen Amik
Ovası (Hatay)’dır.
ABD başkanı Ronald Reagan, 1980 ve 1983’deki konuşmalarında
Armageddon’u telaffuz etmiş, “Armageddon’u yaşayacak nesil biz
olabiliriz” demiştir. Unutmayın burası Ortadoğu ve burada hiç bir
şey tesadüf üzerine değildir…
Ve son söz: “Allah dilerse, topal bir sinekle Nemrutları ve zulüm
saltanatlarını yerin dibine geçirir.”