Sevgili dostlar uzun zamandır başta ‘’Politalk’’ Youtube kanalımız olmak üzere, pek çok yerde söylemlerimiz ve yazılarımızla uyardığımız Yunanistan-Türkiye olası savaşı iyice hız kazanmış durumdadır.
Sevgili dostlar uzun zamandır başta ''Politalk'' Youtube kanalımız olmak üzere, pek çok yerde söylemlerimiz ve yazılarımızla uyardığımız Yunanistan-Türkiye olası savaşı iyice hız kazanmış durumdadır. İki Ordu da teyakkuz halindedir. Özellikle geçen günlerde yapılan ve 3 saat süren MGK toplantısında Yunanistan hususundan da bahsedilmesi gayet önem teşkil etmektedir…
Yunanistan Adalar üzerinden silahlanma ve askeri tatbikatlarına devam ederken, son güncel haberlere göre ABD'den 7 adet Romeo tipi helikopter alımı içinde harekete geçmiş durumdadır. Bunun yanı sıra, Yunan Protothema adlı gazetede yer alan habere göre; Yunanistan'ın yeni korvet türü savaş gemisi alımı yapacağını yazdı. Yunanistan silahlanmaya ara vermeden tam gaz devam ediyor. Ama tüm bu hazırlıklar beyhude… Yunanistan, başta ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin gazı ile hareket ettiği müddetçe sonu hüsran olacaktır. Türkiye'nin ve Türk Ordusunun imkan ve kabiliyetleri, Yunanistan ve ordusunun çok çok üstündedir. Bunu Yunanistan'ın unutmaması kendi yararına olur. O çok güvendiği güçler, daha sonraları Yunanistan'ı yalnız başına bırakacaktır. Zaten bunu Yunan Parlamentosunda muhalefet görevi yapan eski Yunan başbakanı Çipras da söylüyor.
Gelelim Yunanistan'ın adalar üzerinden planladığı Hava ve Deniz savaşına… Doğu Ege adalarını silahlandırdığını reddetmeyen Atina, bunun "kendini savunma hakkı" olduğunu ileri sürüyor. Atina adaları askeri üs bölgesi haline getirdi. Şu anda 18 ada silahlandırılarak cephanelik haline getirildi. Limni, Midilli, İstanköy ve Rodos adalarına Türkiye'ye karşı jet harekatı için havaalanı inşa edildi ve savaş uçakları yerleştirdi. Dolayısıyla Türkiye'ye karşı potansiyel tehdit var. Türkiye bu konuda Atina'ya nota verdi. Fakat Yunanistan hükümeti NATO üyesi bir ülke olmasına rağmen uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak geri adım atmıyor ve gerginliği tırmandırıyor. Türkiye, egemenliğini tehdit eden bu sorunu çözmek için uluslararası haklarını kullanmak durumundadır ve bu kaçınılmazdır.
Türkiye'nin Navtex ilan ederek Yunanistan'ı uyardığı Sakız Adası'nda, Yunanistan'a ait, 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 1 tank taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker var. Limni Midilli, İstanköy ve Rodos'ta jet harekatına uygun hava üsleri bulunmaktadır.
Atina Yönetimi'nin silahlandırdığı bir diğer ada Sisam adasıdır... Sisam Adası'nda Yunan ordusunda 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 2 mekanize tabur, 2 tank taburu, 2 top taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker bulunuyor. Rodos adası da silahlandırılan adalardan… Burada da 1 tümen ve buna bağlı ana birlikler; 2 piyade alayı, 7 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 3 topcu taburu, 1 komando taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker var. Yunanistan Ordusu'nun yerleştiği ve aslında silahsız olması gereken İstanköy adası da silahlandırılan önemli adalardandır. Bu adada da 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 1 özel muhafız taburu, 2 tank taburu, 8 bin asker olduğu tahmin ediliyor.
Yunanistan'ın Adalarda 6 kara üssü, 2 deniz üssü ve iki Yunan helikopter üssünün bulunduğu belirtilirken, Koyun adasındaki kara üssünde 1 tabur asker, deniz ve helikopter üssünün yer aldığı Eşek, Bulamaç ve Hurşit adalarında ise birer tabur asker ile helikopter üssü Muğla'nın Kalolimnoz ve Keçi adalarındaki kara üslerinde de birer tabur asker olduğuna dikkat çekiliyor. Yani, gayri askeri statüdeki 18 ada, Yunanistan'ın haksız tezleri ile ağır silahlandırma altında... Ayrıca Yunanistan 12 Mil söylemleri ile Türkiye'nin sinir uçlarına dokunuyor.
Bütün bu hususları iyi değerlendirmek lazımdır. Türkiye ile Yunanistan savaşı planlayanlar, dünyanın başka yerlerinde de tıpkı Ukrayna-Rusya savaşı gibi savaşlar planlamaktadır. Dünyadaki ittifaklar sitemi ve dengeler değişiyor. Bu değişimler Türkiye'ye de sirayet edebilir. Köklü devlet geleneğimizin bu konuda atacağı adımlar önemlidir. Türkiye Avrasya içinde tarihi bir mevzilenme içine girmiştir ve bunu sonuna kadar götürmelidir. Gleceğin dünyası ve Yeni dünya düzeni ''Yeniden Asya'' yönündedir. Dengelerin bu yönlü ağır bastığı gayet açıktır.