Türkiye’yi ve Türk Milletini yeni dönemde çok önemli bir sınav bekliyor. Türkiye artık tamamen Atlantik bloğundan çıkıp, Avrasya’da tarihi bir mevzilenme içine girecektir.
Türkiye'yi ve Türk Milletini yeni dönemde çok önemli bir sınav bekliyor. Türkiye artık tamamen Atlantik bloğundan çıkıp, Avrasya'da tarihi bir mevzilenme içine girecektir. Tabi bu mevzilenmenin mutlaka belli ölçülerde büyük sıkıntısı da olacaktır lakin, bütün bu sıkıntılar eğer Avrasya ve Asya konusunda radikal adımlar atılırsa çözülebilir. Bunun için de istikrarlı ve Avrasya yönlü dış politika hamleleri çok önemlidir.
Son dönemde Avrasya stratejisini akıllıca devam ettiren Türkiye'nin, yeni dönemde büyük bir misyon yükleneceği muhakkaktır... Bunun için de Avrasya Birliği hususunun hayalden ibaret olmadığını saha da yaşanan pek çok olayda görebiliyoruz. Türkiye, yeniden Asya ve Avrasya stratejisini jeopolitik bir ödüle çevirebilir. Unutmamak lazımdır ki Avrasya; tarih boyunca toplumların hakimiyet mücadelesine şahit olan ve döneminin güçlü devletleri tarafından öncelikle ele geçirilmeye çalışılan bir coğrafyadır. Avrasya'nın merkezi de Türkiye'dir.
Türkiye hiç şüphesiz Avrasya bloğuna yabancı bir Devlet değil, aksine köklerine tarihine daha uygun bir birlik olarak Avrasya bloğunda daha etkili ve yetkili olabilir. Bu bağlamda başta Ortadoğu olmak üzere, Kafkasya ve Orta Asya'da tarihi sorumluluk bağlamında büyük işler yapabilir. Avrasya bloğundaki ülkeler içinde Türkiye kabul edilebilecek ve benimsenebilecek bir ülke konumundadır. Türkiye gelecek politik, askeri ve ekonomi alanında Avrasya bloğunda daha büyük işler yapabilir. ABD'nin en önemli beyin takımındaki isimlerinden olan ve 2017 yılı içinde ölen Zbigniew Brzezinski'nin Avrasya ile ilgili şu analizi her daim Avrasya'nın önemini ortaya koymaktadır; '1940'lı yıllarda AdoIf HitIer ve Joseph StaIin'in de üzerinde anlaşmaya vardıkları gibi, Avrasya dünyanın merkezidir ve onu kontrol eden dünyayı da kontrol eder..'
Bu anlamda Avrasya dünya hakimiyetinin belirlendiği bir anahtar konuma sahiptir, denilebilir. Bu yüzden bölgesel ve küresel devletlerin Avrasya'yla ilgili uzun dönemli planları vardır. Avrasya, geleceğin dünyasının şekilleneceği bir arenadır. Avrasya yerkürenin en büyük kıtasıdır ve jeopolitik olarak eksendir. Avrasya'ya hükmeden bir güç, dünyanın en ileri ve ekonomik olarak en verimli üç bölgesinden ikisini kontrol edecektir. Avrasya geleceğin dünyasında güçler dengesinin en başında bulunacaktır. Bu bağlamda Türkiye'nin de 2023 vizyonu Avrasya Birliği Projesi ile doğrudan alakalıdır. Türkiye artık güçler dengesinde büyük bir güç merkezi olmaya hazırdır. Bu bölgenin en güvenli enerji koridoru ve merkezi de Türkiye olacaktır. Global Monarşi bunun farkında…
Dünya'da hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak Avrasya'nın artan önemi ortadadır. Özellikle Asya Çağı olarak adlandırılan bir dönemin içerisine giriyor Dünya! Dünya'daki büyük para Baronları ve Global Monarşi'nin üstadları da Avrasya'ya doğru yatırımlarını ve dikkatlerini çevirmiş durumdadır. Yeni kurulacak olan düzende de Türkiye'nin konumu ve yeri çok önemlidir. Türkiye'nin bir ayağı Asya'da, bir ayağı ise Avrupa'dadır. Bu konumun Jeopolitik düzlemdeki yerini Türkiye çok iyi kullanmalıdır. Burada da İstanbul'a ben gelecekte çok farklı bakıyorum. Geçmişte Fatih Sultan Mehmed Han 1453'de İstanbul'u fethederek Osmanlı Devleti'ni 'Yükselme Dönemi'ne geçirmiştir. İstanbul, İpek Yolu'nun da kavşak noktasında ki önemli bir ticaret merkeziydi. Türkiye Cumhuriyeti içinde yarın da İstanbul, dünya'da büyük bir Küresel güç denklemi içinde kurulacak olan Avrasya Birliği'nin de merkezi olacaktır. Her Uluslararası kuruluşun merkezi vardır. Avrasya Birliği'nin de merkezi İstanbul olacaktır. Dolayısı ile İstanbul'un da kendi içinde ki konumu ve önemi çok büyüktür. 2200 yıllık Türk Devlet aklının gelecek yüzyıldaki en büyük hamlesi de şüphesiz Avrasya hamlesi olacaktır. Bu hususu uzun zamandır yazan, konferanslarda anlatan biri olarak bu gücün farkına varmayanlar da yakında varacak diyorum. Ama geç kalınmadan varılırsa bir kıymeti olacaktır. Türkiye kendi içinde ve özellikle kurumlarda Atlantik ötesine göre düşünen ve Batı kafası ile hareket eden kişilere karşı da gereğini yapmalıdır.
Ve son söz: 'Türkiye gelecek dönemde Avrasya'nın parlayan yıldızı olacaktır'