1400 yıllık İslam tarihinde o kadar çok kafa karıştırıcı
bozuk bid’at fikirler, cereyanlar, meşreb ve fırkalar çıkmıştır ki,
gerçek din alimi olmayan Müslümanların tek başlarına doğru ile
yanlışı ayırt etmeleri hemen hemen mümkün değildir. İslam konusunda
doğrulara ulaşabilmenin yolu şu prensiplere uymakla
gerçekleşebilir:
1. İnanç hükümleri konusunda Ehl-i Sünnetin iki akaid imamı olan
İmam Eş’arîye veya İmam Mâturidîye bağlanmak.
2. Hangi mezheptense, o mezhebin muteber, sahih, güvenilir fıkıh
kitaplarını esas almak. Türkiyemiz Sünnîleri ya Hanefî, ya Şafiî
mezhebindendir. Hanefîler merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam
İlmihalini veya ona benzer bir kitabı; Şâfiîler de doğru, sahih,
güvenilir, muteber bir Şâfiî ilmihalini başucu kitabı
yapmalıdır.
3. Sünnîlikte dört hak mezheb=fıkıh ekolü vardır. Bunlar esasta,
temellerde, usulde bir ve beraber olup birbirlerini sapıklıkla
suçlamazlar.
4. Mezhepleri kabul etmemek, fıkhı kabul etmemektir. Fıkıh inkar
edilince Kur’anın, Sünnetin, Şeriatın hükümleri hayata doğru olarak
uygulanamaz.
5. Mezhepsizlik İslam Şeriatini tehdit eden en büyük ve tehlikeli
bid’attir.
6. Mezhepsizlik mezhebi sapık ve bozuk bir mezheptir.
7. Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.
8. Mezheblerin kolay taraflarını bir araya getirip uygulamak dini
oyuncak etmektir.
9. Sünnîliğin esaslarından biri de, dinî konularda bir anlaşmazlık
ve tefrika çıktığı zaman büyük karaltıya=Sevâd-ı âzam’a (Ümmetin
çoğunluğuna) tâbi olmaktır. İslam dünyasında Sevâd-ı Âzam Ehl-i
Sünnettir.
10. Vehhabîlik Ehl-i Sünnet dairesi içinde olmayan aşırı bir
fırkadır.
11. Selefîlik Vehhabiliğin bir şubesidir ve o da Ehl-i Sünnetten
değildir.
12. Şeriata bağlı, itikatları sahih, beş vakit namaz kılan
sûfilere, tasavvuf ve tarikat ehline müşrik ve kafir diyenler Sünnî
değildir.
13. Tasavvuf ve tarikat evliyası evliyaurrahman değil,
evliyauşşeytandır diyenler Ehl-i Sünnetten değildir.
14. Ehl-i Sünnetin imamları olan İmamı Gazalî’ye, İmamı Rabbanî’ye
ve diğer büyüklere dil uzatanlar Ehl-i Sünnet değildir.
15. Ehl-i Sünnetin temel prensiplerinden biri şudur: Allahü Teala
hazretleri kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan
münezzehtir. Müteşabihatı lügavî mânalara alarak Allahı zamanla,
mekanla kayıtlayanlar; O’na cisim, cihet izafe edenler, O’nu
yaratıklardan birine benzetenler Sünnî değildir.
16. Sünnîlik dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, dinde
ucuzluk, light İslam ılımlı islam kabul etmez.
17. Kur’anın 300 küsur muhkem ayetinin tarihsel olduğunu ve devirde
geçerli olmadığını iddia eden Fazlurrahmancılık fırkası çok batıl
çok bozuk ve ehl-i Sünnet dışı bir fırkadır.
18. Ölmüş, tarihe karışmış bozuk bir fırka iken Mutezile mezhebi
birtakım ilahiyatçılar tarafından son kırk elli yıl içinde
ülkemizde hortlatılmıştır. Mutezile mezhebi, nice ana konularda
Ehl-i Sünnete ters düşen bâtıl ve bid’atçi bir fırkadır.
19. Ehl-i Sünnet bütün mü’minleri tek bir Ümmet kabul eder. Henüz
iman etmemiş olan ve en uygun şekilde Tevhid dinine çağırılması
gereken insanlık alemi de Ümmet-i Davettir.
20. Ehl-i Sünnetin temellerinden biri Resulullahın (Salat ve selam
olsun ona) Ashabını sevmek, onların yolundan gitmek, onları sevmek,
onlara hürmet etmektir. Sünnîler Ashabın hiçbirine buğz ve
düşmanlık etmez, bundan bin küsur yıl önce yaşanmış ihtilafları
ictihad ihtilafı olarak görür ve bunların hükmünü Allahü Tealaya
bırakır.
21. Ehl-i Sünnet Ehl-i Beyt-i Mustafayı candan sever. Ehl-i Sünnet
uleması, fukahası, meşayihi, mürşidleri, kahramanları içinde
niceleri neseben Efendimize ulaşan silsilelere sahiptir.
22. Ehl-i Sünnet Sevâd-ı âzam ve Cadde-i Kübra olduğu için, bütün
mü’minlerin Ehl-i Sünnet dairesi içinde toplanmaları, tek bir Ümmet
oluşturmaları, râşid ve âdil bir İmama biat etmeleri gerekir.
23. Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kitabullaha ve Sünnete en
fazla bağlı, en fazla hizmet etmiş devlet Osmanlı devletidir.
24. Sünnîlikte, esas ve usulde olmayan, teferruatta olan çeşitlilik
geniş bir rahmettir.
25. Osmanlı İslam devleti ve Hilafeti yıkıldıktan sonra İslam
dünyası paramparça olmuş, bir sürü ülkeye ve devlete ayrılmış ve
yekun nüfuslarının şu anda bir buçuk milyar olmasına rağmen
Müslümanlar esir, zelil, rezil olmuşlardır.
26. Son ilmî araştırmaların ışığında, Cemalüddin Afganî yalancı bir
kimsedir. Taqiyye yaparak, Müslümanları aldatarak İranlı olduğu
halde kendisini Afgan, Şiî olduğu halde Sünnî tanıtmış ve
Emirü’l-mü’minîn Sultan Abdülhamid-i Sâni efendimiz hazretlerini
devirmek için Blunt adlı bir İngiliz ajanıyla işbirliği yapmıştır.
İlmî ehliyeti ve icazeti olmayan her Müslümanın bizzat ictihad
yaparak dinini doğrudan doğruya Kur’andan öğrenmesi yanlış ve
verimsiz metodunu o çıkartmıştır.
27. Sosyolojik bakımdan Sünnî gibi görünseler de, İslam
dünyasındaki nice aktivist, reformist, neo Haricî, terörist cereyan
ve fırka dinî açıdan Sünnî değildir.
28. Türkiyede ve başka İslam ülkelerinde meşreb ve fırka
holiganlığı, miltanlığı yapan, bazısı Şeriatin kabul etmediği terör
hareketlerine karışan fırkalar az veya çok Ehl-i Sünnet dairesi
dışına çıkmıştır.
29. Ehl-i Sünnetin sahih bir imandan sonra ikinci şartı beş vakit
namazın dosdoğru kılınmasıdır.
30. Kendilerinde nifak alameti olanlar, din sömürüsü yapanlar,
Müslümanları aldatanlar, fasık-ı mütecahirler Ehl-i Sünneti temsil
edemez.
31. Ahlak sistemi olarak Kur’an ahlakını, Resulullahın ahlakını,
Selef-i Sâlihîn ahlakını, her asırda yaşamış önder ve örnek
büyüklerin ahlakını kabul etmeyenler, hayata uygulamayanlar da ne
İslamı, ne de Ehl-i Sünneti temsil edebilir.
32. Müslüman halk yığınlarını sekülerleştirmek, dünyevileştirmek,
dini vicdanlara haps etmek isteyenlerin, bırakın Sünnîlikleri,
Müslümanlıkları bile şüphelidir.
33. Ehl-i Sünnet Müslümanı Rabb olarak Allahu Tealadan razıdır…
Kitab olarak Kur’andan razıdır… Din olarak İslamdan razıdır… Nebi
ve Seyyid olarak Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemden
razıdır… Şeriat olarak Şeriat-i Ahmediyyeden razıdır… Ümmet olarak
Ümmet-i Muhammed’ten razıdır.
34. Sünnî Müslüman, farklı meşreplerden de olsa musalli mü’min
kardeşlerini sever, onları hayırlı hizmet ve faaliyetlerinde
destekler, onlara acır, onlarla işbirliği yapar; onlara kesinlikle
düşmanlık etmez.
35. Târik-i salat ve târik-i cemaat olanlar ile fâcir-i
mütecahirler Ehl-i Sünnetten olabilir ama Ehli Sünneti temsil
edemez.
(İkinci yazı)
Bana bir Soru Yönelt Senin
Kim olduğunu Söyleyeyim
BANA bir soru yönelt, ben senin kim olduğunu söyleyeyim… Aşağıdaki
14 soru da bendenizin nasıl bir insan, nasıl bir Müslüman, nasıl
bir yazar olduğumu göstermeye yarayacaktır?
1. Servet sahibi bir kimsesiniz. Cebinizdeki bilgisayarlı
navigasyonlu fotoğraf makinalı lazer fenerli desibelli cümbüşlü
astrofizikli lüks telefona üç bin lira ödediniz, kaleminiz ise
(varsa) 1 liralık en ucuzundan, en berbadından bir tükenmez. Lütfen
bu konuda savunmanızı yapar mısınız?
2. İsveç Kralı, Başbakanı, bakanları, genelkurmay başkanı yüzde yüz
İsveç otomobillerine biniyorlar da, Türkiye Cumhurbaşkanı,
Başbakanı, bakanları ve diğer büyükleri niçin yüzde yüz yerli ve
millî otomobillere binmiyorlar?
3. Riba=faiz Kur’an ayetleriyle, Peygamberimizin (Salat ve selam
olsun ona) Sünnetiyle, Şeriat ve fıkıh ahkamıyla kesin şekilde
haram kılınmış olduğu halde siz bir Müslüman olarak hem özel, hem
ticarî hayatınızda gırtlağınıza kadar faize batmış bulunuyorsunuz.
Bu nasıl oluyor, lütfen bu konuda bir açıklama yapınız.
4. Ramazanda oruç tuttunuz, Allah kabul eylesin. Yatsı ezanları
okunduktan sonra camiye gidip farz namazını, ardından Teravih
namazını kılacağınız yerde siz Ramazan şenliklerine, eğlencelerine,
etkinliklerine, fuarlara gittiniz. Lütfen savunmanızı yapar
mısınız?
5. Kur’an mü’minleri kardeş ilan ediyor, Resulullah “Siz
birbirinizi sevmedikçe mü’min olamazsınız” buyuruyor; siz ise kendi
meşrebinize, sektinize mensup olmayan sâlih, musalli, faziletli
Müslümanları ötekileştiriyor, yabancı görüyor, icabında ayaklarını
kaydırıyorsunuz? Bunu niçin yapıyorsunuz?
6. Oğlunuzu (veya kızınızı) Katolik veya Protestan misyonerlerini
okullarında niçin okutuyorsunuz?
7. Ramazanın birinde tartıldınız, 85 kilo çıktınız, bayramda
tartıldınız 90 kilo… Ramazan açlık, perhiz, az yeme ayı olduğu
halde bu beş kiloyu nasıl aldınız? Lütfen bir açıklama yapınız.
8. Yetmiş altı milyonluk güçlü Türkiye’nin Gazze faciası ve zulmü
karşısında sadece şifahî=sözlü, edebî, lafta kalan protestolarla
yetinmesi sizi tatmin ediyor mu?
9. Doğru dürüst namaz kılmayan siz üç ay önce umreye gittiniz. Umre
nafile bir ibadet… Mekkede süper lüks bir otelin kral dairelerinden
birinde kaldınız. Akıl almaz masraf ve israf yaptınız. Bu lüks ve
turistik seyahate çıkmadan önce bizzat kendiniz ve sekreteriniz
vasıtasıyla umreye gideceğinizi reklamvâri her tarafa haber
verdiniz. Sizin bu lüks, ihtişamlı, israflı, gösterişli, reklamlı,
tamtamlı umreniz İslam dininin ruhuna uygun mudur?
10. (Bir ilahiyat profesörüne) Mutezile mezhebine mensupsunuz.
Niçin taqiyye ve kitman yaparak mezhebinizi gizliyor ve Ehl-i
Sünneti yıkmak için sinsice çalışıyorsunuz? Madem ki, size göre
Mutezile mezhebi haktır, bunu ilan etmekten niçin korkuyorsunuz da,
iki yüzlülük yapıyorsunuz?
11. Ali Şeriati İslam Şinasi kitabında Allah gerçek bir Janustur
diyerek, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh
Hak Tealayı iki çehreli bir Roma putuna teşbih ediyor. Siz
Şeriatiyi büyük bir İslam mütefekkiri olarak bağrınıza
basıyorsunuz. Allahı bir puta benzeten bir kimseye olan bu sevgi ve
bağlılığınızı açıklar mısınız?
12. Sınav sorularını çalarak, bin bir yolsuzluk yaparak; ehliyetsiz
kimseleri işe almak, bu ehliyetsiz ve liyakatsizlerden kadrolar
kurmak İslam, Kur’an, Peygamber ahlakına uygun mudur?
13. Bundan üç sene önce Türkiye-Suriye münasebetleri çok iyiydi.
Neredeyse iki ülke birleşecekti. Ticarî, kültürel, turistik
işbirliği yapılıyordu. İki ülkenin bakanları Ankarada ve Şamda
birlikte toplanıyordu. Sonra her şey tepetaklak oldu. Yakınlık ve
dostluğun yerini düşmanlık aldı. Suriyede iki yüz binden fazla
insan öldü. Dört beş milyon kişi ülkeyi terk etti. Şehirler harap
oldu. Korkunç düşmanlıklar belirdi. Bu iş nasıl oldu? Bu işin
sorumlusu kimlerdir?
14. Beş vakit namaz kılan dindar bir gence: Kafanda binlerce saçma
sapan bilgi ve referans var ama her Müslümanın ezbere bilmesi
gereken, Allahın on dört sıfatını bilmiyorsun. Bu cahilliğin
sebepleri nelerdir, bir açıklar mısın?