Türkiyede son yıllarda azgınlık çok ama çok arttı. Azgınlık nedir? Bendeniz bir Müslüman olarak azgınlıkları şöyle tarif ediyorum: AllahüTeala hazretlerinin, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona), İslam dininin, Kur’anın, Sünnetin, Şeriatin, İslam ahlakının haram kılmış olduğu, büyük günah saydığı çirkin ve kötü şeylerin yaygın hale gelmesi; açıkça, açıkta, küstahça, meydan okurcasına, fütursuzca, korkmadan çekinmeden, arlanmadan utanmadan işlenmesi ve bu yüzden topluma fitne ve fesadın hâkim olmasıdır.Azgınlıkların bazısını sayayım
1. İslam diniyle, mukaddesatla alay edilmesi, onlara saldırılması ve hakaret edilmesidir.

2. Kadınlara ve kızlara şehvet gözüyle bakılması, bunun tabiî görülmesi, cinsel ahlaksızlık ve suçlarda patlama olması, toplumun seks manyağı haline getirilmesidir.

3. Lüks, israf, aşırı tüketim, gösteriş ekonomisinin hakim olması; dar gelirli çoğunluk sıkıntı çekerken zengin sorumsuz azınlıkların arlanmadan utanmadan hayâ etmeden çılgınca bir hayat sürmesidir.

4. Mübarek Ramazan ayında büyük şehirlerde, meydanlarda, caddelerde alenen (açıkta) oruç yenmesi; bunu yapanların “On milyonlarca vatandaşımız oruç tutuyor, onları üzmemek ve kırmamak için açıkta yemeyelim” incelik ve nezaketini göstermemeleridir.

5. Bir kısım büyük gazete ve tv’lerin en âdi, en bayağı, en hayvanî, en kışkırtıcı, en rezil şekilde müstehcen yayın yapmalarıdır.

6. İçkinin, kumarın, ribanın=faizin, zinanın ve daha bir sürü kötülüğün=münkerin serbestçe işlenmesidir.

7. Halkın büyük bir kısmının parayı put haline getirmesi, adeta ona perestiş etmesi, para için her haltın yenmesi, Altın Buzağıya tapılması, çocukların ve gençlerin öncelikle para kazanmaya yöneltilmesidir.

8. Çok büyük ve yıkıcı azgınlıklardan biri Müslümanların bir kısmının cemaat, hizip, fırka, grup, parça asabiyeti, militanlığı, holiganlığı ile İslam kardeşliği bağlarını kopartması, birbirlerine düşmanlık etmesidir. Bu ne büyük bir felakettir!..

9. Müslümanların büyük kısmının beş vakit namazı terk etmeleri de büyük azgınlıklardan biridir.

10. Faydalı, hikmetli, kurtarıcı ilimlerin ve bilgilerin terk ve ihmal edilmesi; onların yerine dedikodu, yalan iftira, magazin, mâlâyâni, zararlı şeytanî bilgi ve haberlerle meşgul olunmasıdır.

11. Bir takım yarı mühtedilerin, münafıkların, mukaddesat bezirganlarının din sömürüsü haydutluğu yapmalarıdır.

On bir madde saydım, daha birçok azgınlık konusu var ama bu saydıkların Müslüman bir toplumu batırmaya, bitirmeye, yıkmaya, yerin dibine geçirmeye yeter de artar.

On milyonlarca Müslümandan oluşan, lakin birbirinden kopuk bin parçaya ve hizbe ayrılmış olan Ehl-i Sünnet Müslümanları, bunca azgınlıkla, münker işle yeteri kadar mücadele etmiyor. Bu da çok büyük bir felakettir.

AllahüTeala ve Tekaddes hazretlerinin azgınlıkları, azgınları sevmediğinde zerre kadar şüphe yoktur.

Tarih boyunca azgın toplumların başlarına azab indiğinde de hiç şüphe yoktur.

Azgınlıkları ve münkeratı nehye, engelleme çalışmayanların da azab ve musibetten paylarını alacağı da bize kesin şekilde haber verilmiştir.

Memleket ve toplum azgınlık, fuhşiyyat, açıkta işlenen büyük günah, fısk u fücur, isyan, tuğyan selleri içinde. Birtakım kuşkonmaz Müslümanların umurunda değil, keyflerine bakıyor, keyf içinde yaşıyor.

Müslümanlar beşerî iradelerini, imkanlarını, güçlerini kullanarak tek bir Ümmet halinde azgınlıklarla mücadele etmezler, ıslah için çalışmazlarsa; dikey çözüme hazır olsunlar.

Maalesef Irak’tan, Suriye’den, Mısır’dan ibret alamadık.

Dikey çözüm nedir?

Depremler… Tsunamiler… Savaşlar… Kuraklık… Kıtlık… Salgın hastalıklar… Öldüren keneler… İhtilaller… İğtişaşlar… Darbeler… Düşman istilası… Bin çeşit uğursuzluk… Bereketsizlik… Meymenetsizlik… Yavrusunu öldüren anneler… Annesini öldüren çocuklar… Karısını ve çocuklarını kurşuna dizen çılgınlar…

(İkinci yazı)

Bu İşlerde bir Bityeniği var!..

O dev Müslüman firma niçin Ehl-i Sünneti desteklemiyor da reformcuları, dinde değişim isteyen Jön Müslümanları, bozuk fırkaları, eksantrik İslamcıları destekliyor?.. Sakın bu desteğin arkasında bir bityeniği olmasın? TürkiyedeEhl-i Sünnet İslamlığı çoğunluktadır. Osmanlı devleti 600 küsur sene Ehl-i Sünneti desteklemiştir… Son otuz kırk yıl içinde, Ehl-i Sünnete aykırı bir sürü fırka hizip nasıl türemiş veya türetilmiştir.

Bir kısım İslamcılar, “Allah gerçek bir Janustur=Hoda yek Janus-i hakiki est”” diyen İranlıyı niçin candan yürekten destekliyor? Onlar, Allahın “Muhalefetünlil-havadis” sıfatını bilmeyecek kadar cahil midir, yoksa bildikleri başka şeyler mi vardır? Allahı, iki çehresi olan bir Roma putuna benzetmek çok açık bir küfür değil midir? Adam Allahı puta benzetirken yanına gerçek sıfatını ekleyerek son derece kesin konuşuyor. Kur’anda Allah hiçbir şeye benzemez, benzetilemez buyuruluyor, bunlar Allahı puta benzetiyor. Olacak şey midir bu?

Bugün ülkemizde yüzlerce İslamcılık mezhebi veya sekti türetilmiş ve bir İslam Protestanlığı kaosu oluşturulmuştur. Bu, kendi kendine mi olmuştur, planlı ve programlı bir şekilde mi?

AldülkadirGeylanî, İmamı Gazalî, İmamı Rabbanî gibi Ehl-i Sünnet büyüklerini dışlayanlar niçin, Allahı bir Roma putuna benzeten zındığın peşinden gidiyorlar.

Allahı bir Roma putuna benzeten kimse için zındık demeyecek de ne diyeceğim?

Diyanet, böyle sapıklıkları niçin reddetmiyor?

Diyanet kitapevlerinde, AllahıJanus putuna benzeten adamın kitapları satılıyor. Niçin?

Ehl-i Sünnet Müslümanlarını uyarıyorum: Uyumayın!..

Tevhid inancına bağlı bir Müslüman, hangi mezhepten veya fırkadan olursa olsun, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahütealanın bir Roma putuna benzetilmesini asla kabul etmez.

Allahı Roma putuna benzeten İranlıyı, İranın Şiî uleması bile tenkit ederken, Türkiyenin Sünnî uleması ve ilahiyatçıları niçin susuyor?

Diyanet bu konuda niçin susuyor?

Bu adamın kitaplarını niçin sattırıyor?

Yoksa bu işin içinde BOP hesapları mı var?

Allah gerçek bir Janus’tur diyen adamı baş tacı ve imam edinenler nasıl muvahhittir?

Sultan Abdülhamid zamanında böyle bir hezeyanı söyletirler miydi?

Diyanet, İran Şiî ulemasının büyük kısmının tenkit ve reddettiği böyle bir bozuk söz karşısında niçin susmaktadır?

Bu memlekette İslam medreseleri olsaydı ve bunlardan icazetli ulema ve fukaha yetişseydi bu küfür sözü tepkisiz kalır mıydı?

Resulullah efendimizin (Salat ve selam olsun ona) sahih hadislerini AB norm ve ilkelerine göre ayıklayan zihniyet bu şirk karşısında niçin tepkisiz kalıyor?

Yaman sorular!..

Efendiler cevap verin…