Söyletme derûnumda neler var..
«Pür-âteşim açtırma benim ağzımı zinhâr,
Zalim beni söyletme derûnumda neler var..»
Beyit, Divan Edebiyatı şairlerinden Leylá Hanım’a aittir.
Bugünkü nesiller için biraz açıklayalım: Büyük bir har, kuvvetli bir ateş gibiyim, beni söyletme (“açtırma kutuyu söyletme kötüyü” der gibi) sakın ha! Ey zalim (acımasız insan), beni söyletirsen içimde (gönlümde) öyle şeyler var ki... (belki dünyayı bile yakar...)
Türkiyemizin kimi manzaraları karşısında, darbesever vesayetçi fosillerle karşılaştıkça kafmama üşüşen cinler koro halinde söylüyor bu mısraları..
Muhterem okurlarım.. Öyle acaib fikirli insanlarımız var ki mevcudiyetleri bile vatana ve devlete muzır. Fikir hürriyetini sonuna kadar savunmakla beraber, kimi sözde fikirler karşısında çileden çıkıyorum...
* *
Şimdi izninizle eski bir hadiseyi (misâl olarak) anlatmak istiyorum: Yıllar önce (2005), bunlardan biri “Tarık Akan’a övgü” başlığı ile «28 Şubat»ın darbe değil, «devlet iradesi» olduğunu savunuyor, şöyle diyordu:
“(......) sıra 28 Şubat’a geliyor. Tarık Akan, 28 Şubat’ı (1997) onayladığını söyleyince de Derya Sazak böyle durumlarda mönüye eklenen klasik soruyu soruyor: ‘Demokrasilerde askerin sivil yönetime müdahalesi savunulabilir mi?
Şimdi sıkı durun... Bayımız devam ediyor:
“Tarık Akan, bu klasikleşen tuzak soruya harika bir yanıt çıkartıyor: ‘Ben 28 Şubat’ı askerin müdahalesi olarak görmüyorum. Devletin iradesiydi!.”
İşte 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi korkunç ihanetleri hararetle savunanların içyüzü…Ulusalcıların gerçek çehresi...
Hazret başka bir yazısında ise, “Askeri darbeler olmasaydı Türk demokrasisi dünya birincisi olurdu!’ Bu cümle doğruysa ‘27 Mayıs müdahalesi olmasaydı Adnan Menderes diktatörlüğünü ilân edip TBMM’yi kapatacaktı!’ cümlesi çok daha doğrudur. Çünkü Menderes diktatörlüğün el ayak alıştırmalarına çoktan başlamıştı!” diyerek bitirmişti.
Ve Fikri Sağlar’ın deyişiyle “tam bir başucu kitabı” olan, “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Darbeye, Diktaya, Medya’ya itirazim var!” kitabının yazarı Derya Sazak, bu abuk sözleri şöyle cevaplamıştı:
“(......) Tarık Akan o sorudan hiç rahatsız olmadı ve içinden geldiği gibi konuştu. 28 Şubat için ‘ordunun değil devletin iradesi’ dedi. Sayın ….. ise daha ileri gidiyor ve darbe yapan askerleri ‘koruyor, kolluyor!’
Derya Sazak’ın darbesevere «balans ayarı» böyle olmuştu..
* *
Bu herif 2012 Nisan ayı başında Odatv’ye konuşurken “Hürriyet gazetesi beni hükûmetin baskısıyla ayırdı” demişti.
Gerçekte hangi maksatla ayırdılar meçhul ama okurları onu darbeseverliği ve İslâm düşmanlığı nedeniyle çoktan şutlamışlardı. Okunmuyordu..
Sosyal medyada (artık) fazla yazmıyorum. Orada fazla düşünüp tartmadan yazabiliyor insan ve başı belâya giriveriyor...
Şarlatan, dansöz oynatan bir hoca müsveddesi deliye bile laf söylemekten ceza almıştık iyi mi?
#HARBİDEN: İçimde kaynayıp duran kazan, rüzgarların harladığı alevlerle ısındıkça ısınıyor. Sonra patlıyorum ve kendimi mahkeme koridorlarında buluyorum... Söylesem bir türlü, söylemesem bir türlü... 29.03.2018