1-Filistin’de çoluk çocuk demeden, yaşlı genç ayırmadan ve kadın erkek dinlemeden terörist siyonist İsrail tarafından yapılan soykırım Gündemin başında yine her zamanki olduğu gibi yer almaktadır. 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de ve özellikle Gazze’deki Müslümanlar eşi benzeri görülmemiş bir katliama maruz bırakılmıştır. Bu soykırım Dünya’nın gözü önünde lanetlenmiş bir kavim olan siyonist Yahudiler tarafından işlenmektedir ve o katil sürülerinin yardakçıları, ABD ve AB’dir. Katliamcı terörist siyonist İsrail’in suç ortakları Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği’dir.

Suç ortakları bu ikisi olmakla birlikte Ortadoğu’da Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ile benzeri Arap Devletleri yöneticileri de bu katliamdan mesuldür.

Bu ahvalde şöyle bir dua ile Yüce Rabbime seslendim:

"Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." (A'raf Suresi, 44) Amin

Zalimler denildiğinde terörist siyonist İsrail başta olmak üzere ABD, AB Yöneticileri ondan sonra olmak üzere, ardından korkak Arap Devletleri Yöneticileri hepsi birer zalimdir.

Terörist siyonist İsrail önüne gelen Ülkeye saldırıyor. Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan vb gibi Ülkeler, koyun gibi sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. Allah sizin bin türlü belanızı versin. Tabi bu bedduam o Ülkelerin yöneticilerinedir. Allah'ın laneti terörist siyonist İsrail'den korkan tüm Müslüman Ülkelerin Devlet yöneticilerinin üzerine olsun. Amin

Dikkat dikkat! Terörist siyonist İsrail, sırasıyla tüm Arap Ülkelerini yok edecek. Bugün Filistin, Suriye ve Lübnan, yarın Mısır ve Ürdün, ardından Suudi Arabistan,  Birleşik Arap Emirlikleri ile diğerleri. Yazıklar olsun. Dünya'da bundan önce bu kadar ağır zillet yaşamadı hiçbir devirde Müslümanlar!

Şerefsizce öldürülmek için sıra bekleyen Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan Kralları ve Devlet Başkanları, intihar edin de kendinizi gebertin. O ölüm şekli böyle yaşamaktan daha şereflidir.

2-Gündemin ikinci sırasında,  Ülkedeki eğitim, öğretim, adalet, ahlak, sosyal dayanışma ve aile bağları noktasında yaşanan zafiyet yer tutmaktadır.

Gencecik bir polis kızımız katledildi. Katil kim mi? 20’den fazla suç kaydı olduğu, yüz kızartıcı işler yaptığı ve suç işlemeye meyilli olduğu halde ortaklıkta serbestçe dolaşan 19 yaşındaki birisi, çatışma sırasında bir polis kızımızı şehid etti. Öncelikle, İstanbul Ümraniye’de görevi esnasında çıkan çatışmada şehid olan Polis Memuru Şeyda Yılmaz'a Yüce  Allah’tan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Böyle bir ahvalde şu soru akla gelmektedir. Esasında şu sorunun bu köşe yazısı vasıtasıyla Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sorulmasının tam zamanı. Evet, Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç'tan cevaplandırılmasını istediğim sorum şöyle: "Suç işlemeye meyilli ve suç dosyası kabarık olduğu halde elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşan insan görünümlü kaç yaratık var?" Bu sorumun cevabını saygılarımla Bakanımızdan talep ediyorum.

Bu olay yanında bir başka olay gündemde. Sosyal medya fenomeni bir gencecik kızımız oturduğu lüks bir apartmanın 5. katından ya itildi ya da intihar etti. Şeytani bu kapitalist sistemin kurbanı nice nice zavallı gençlerimiz ölüp ölüp gidiyor. Kimisi de yaşarken ölü gibi. Şeytani bu sistem huzur vermiyor.

Tüm bunların sorumlusu eğitimin, aile yapısının ve adaletin çökmesidir. Toplumda dayanışma kalmadı. Herkes kendi başının çaresine bakıyor. Kaos ortamındayız. Kalabalıklar içinde yalnızlığın hüküm sürdüğü ve adeta insanların kabuğuna çekildiği büyük şehirlerde, küçük şehirlerde ve hatta köylerde kimse güvende değil. Cinnet toplumu ve gerginlik içindeki zavallı insanlar olduk. Depresyona düşenlerin haddi hesabı yok. Her tarafa psikolojik danışmanlık merkezleri açılıyor.

Bir Ülkede ne kadar çok hapishane ve ne kadar çok psikolojik danışmanlık merkezlerine ihtiyaç varsa o Ülke o kadar bataklıktadır.

Trafikteki kavga ve gerginlik bu Ülkede had safhada. Yol verdin, vermedin tartışmasında insan görünümlü yaratıklar gözünü kırpmadan adam öldürüyorlar.

Trafikte bu toplum fertleri kadar kavga eden başka halk yoktur.

Bunun sebebi:

a)Deşarj olma/Rahatlama

b)Eğitimsizlik/Cehalet

c)Kavgacılık/Kabadayılık

d)Cezalar caydırıcı değil

Bu anketi de sosyal medya üzerinden halkımıza sordum. Halkımız bu hususta eğitimsizlik, cehalet ile cezaların caydırıcı olmaması noktasında şikayetleri var.

3-Sosyal medyada bu kapitalist sistemin  şeytani bir tuzak olduğuna çok dikkat çekiyorum.

Geçen gün sosyal medya üzerinden halkımıza şöyle seslendim: Bu sistemde yeni hapishane açılma planları yapılır, çünkü sınırsız serbest bırakılan insanlar her türlü haltı işlemektedir. Allah'ın emrettiği sistemde hapishanelere ihtiyaç olmaz. Ceza işlenmez. Ceza işlenecek olsa da hapise değil mezara gönderilir.

Bu sistemde suçlular çoğalır hapishane açılır. İnsanlar yaşlandıkça yalnızlaşır ve huzur evi açılır.  Biraz önce, “bir Ülkede ne kadar çok hapishane ve ne kadar çok psikolojik danışmanlık merkezlerine ihtiyaç varsa o Ülke o kadar bataklıktadır” demiştim ya, buna bir de huzur evini ekleyelim. Hatta kreşleri de ekleyelim.

“Bir Ülkede ne kadar çok hapishane, ne kadar çok psikolojik danışmanlık merkezi, ne kadar çok huzurevi, ne kadar çok kreşe ihtiyaç varsa o Ülke o kadar bataklıktadır.”

Zaten toplumun artık bizim istediğimiz gibi bir toplum olmadığının en başta gelen göstergesi kreşlerde yetişen çocuklardır ki ana sevgisinden mahrumdurlar.

4-Bu sorun ve dertleri paylaştığımız kadar sosyal medyada elbette dua ve umutlarımızı da gündemde tutuyoruz. Tabi şiirlerimi de paylaşıyorum.

“Cömert, Allah'a yakın, cennete yakın, insanlara yakın, ama cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzak, cennetten uzak, insanlardan uzak, ama cehenneme yakındır. Cömert ümmi kişi, Yüce Allah katında cimri alimden daha sevimlidir.” (Hadis-i Şerif) Ey Allah'ım bizi cömert eyle ve cimrilikten uzak eyle.

“Rabbim! Beni, anne-babamı, mü'min olarak evime girenleri, bütün mü'min erkeklerle mü'min kadınları bağışla! Zâlimlerin ise ancak helâkini artır! Köklerini kurut!” (Nuh Suresi, 28) Amin

Söz Deryasından İnciler-9

İki küçük şiirim:

a)

Gece sabır, gündüz şükür.

Bir bela gördün mü tükür.

Dünya dediğin bir yüktür.

Tek Allah'a güven büyüktür.

b)

Hayat dediğin müddet, ecel.

Bir o yana, bir bu yana, git-gel.

Dünya her insana ayrı, özel.

Hayat tebessüm ile güzel.

Bir Alim sözünü de gündemde tuttum.

"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslamiyet'in olacaktır." Bediüzzaman Said Nursi

5- Çözüm önerilerimi de sosyal medyada gündeme getiriyorum:

Sınırsız serbestlik insanı, hayvanlıktan daha aşağıya doğru götürür. Seytanın istediği de budur. Ancak Yüce Rabbimiz Kur'an'da insanın serbest bırakılayamayacağını beyan eder. Biz insanı sınırsız serbest bırakan şeytani sistemlere değil, Kur'an'a göre bir sistem inşa edeceğiz.

Vesselam