Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dünkü açıklamalarından anlaşıldığı gibi AK Parti, CHP'ye "süreli bir seçim hükümeti" teklifi yapmıştır. Bu hükümette ana fikir, reformlardır. Ancak, muhatap parti, 4 yıllık bir "restorasyon hükümeti"ni hedef aldığı için mutabakat sağlanamamış ve böylece AK Parti-CHP ortaklığı hayat bulamamıştır...

Başbakan, bu açıklamayı yaptıktan sonra Cumhurbaşkanının meclisi feshetme mecburiyetinde kalma ihtimaline meydan vermeden TBMM'nin kendi tasarrufuyla seçimleri yenilemesini teklif etti.

Bu sebeple MHP genel başkanı Devlet Bahçeli'yle görüşeceğini dile getirdi. MHP ile görüşmenin bir koalisyon müzakeresi olmayacağı yüksek ihtimaldir. MHP bir-iki aylık bir hükümette yer almayı heveskârlık olarak görebilir.

Buna karşılık, HDP'nin meclis feshi halinde anayasa gereği teşkil olunacak bir seçim hükümetinde yer almasını ise asla istememektedir. Sn Ahmet Davutoğlu, bu karardan hareketle sn Devlet Bahçeli'den destek isteyecektir.

Bu desteğin vaki güvenoylamasında MHP grubunun "Davutoğlu Hükümeti" için oy kullanması en arzu edilenidir. Şayet bu olmazsa çekimser kalarak yahut mecliste bulunmayarak dolaylı destek verebilir. Bu da yine Cumhurbaşkanı meclis feshi yoluna gitmesine ihtiyaç kalmadan hükümetin güven tazeleyerek vatandaşı seçime götürme yetkisine kavuşturur.

MHP bunu yapar mı?

Yapacağı kanaatindeyiz.

MHP, hemen bütün zorlu dönemeçlerde devletin beka ve selameti, milletin huzur ve dirliği adına AK Parti'ye destek verdi. Bu defa da öyle olacağı kesin gibidir.

Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinde Başbakan, MHP'nin tasavvur edilen seçim hükümetinde yer almasını en azından nezaketen teklif edebilir. Ama ifade ettiğimiz diğer sebepten başka, CHP'nin kabul etmediği bir teklifi MHP'nin kabul etmeyeceği de şimdiden bellidir. Diğer iki konuşulacak konu ise seçim takvimi ve tabiî ki terördür. Devlet Bahçeli, seçim gecesi erken seçimin 15 Kasım'da yapılmasını teklif etmişti. Fakat Başbakan, haklı olarak seçimin mümkün olan en kısa zamanda yenilenmesi görüşünde. Bu noktada YSK'dan da mütalaa alınarak bir ân evvel seçime gidileceği ortaya çıkmıştır.

Bu böyle olacak idiyse neden koalisyon görüşmeleri yapıldı?

Zaman kaybı olmadı mı?

Faydası ne oldu?

Başbakan Davutoğlu'nun hükümet kurma vazifesini aldıktan sonra diğer 3 parti genel merkezini ziyaret etmesi ve ardından önce hey'etlerin sonra da genel başkanların bir araya gelmeleri, konuşmaları ve müzakereler yapmaları bir dönemin kapandığının habercisi olsun isteriz. Ne partiler ve ne de parti mensupları diğer partilerin hasmı değildir. Siyaset, bir hizmet aracı ve siyaset yapma da hayırda yarışma olarak görülmeli. Bu sebeple parti genel başkanları ve mensuplarının artık soğuk savaş dönemi politikalarını terk etmeliler. Hakaret ve hırçınlıklar bitmeli, gömülmeli üstüne ve beton dökülmeli. Bunlar yapılırsa fikirler ve projeler ön plana çıkar, insanın insanı anlaması imkânları çoğalır.

Başbakan Davutoğlu, dün bundan böyle de diğer partilerle konuşmaların, görüşmelerin devam edeceğini haber verdi. Kendileri, partileri ve daha mühimi bugünümüz ve yarınımız kazanır. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- "vaki olanda hayr vardır!" buyurmaktalar. 7 Haziran böyle bir tablo çıkartmasaydı, bu yakınlaşma olmayacaktı.