Hiç, zerre kadar şüphe yok ki, şirk pisliktir… Küfür pisliktir…
Fısk fücur büyük günahlar hep pisliktir… Nifak pisliktir…
Fuhşiyyatın=azgınlğın her çeşidi pisliktir…
Zinanın pislik olmadığını isbat edecek biri çıkabilir mi karşıma?..
Riba pisliktir…
Hırsızlıklar, yolsuzluklar pisliktir… Yalan, iftira, gıybet,
tecessüs, gizli kameralar, gizli böcekler hep pislik, hep
pislik…
Dinsizlik, densizlik, donsuzluk pislikleri…
Rüşvet başlı başına bir pislik… Haram gelirler, haram zenginlikler
pislik üstüne pislik…
Pislik dereleri büyür, pislik ırmakları olur… Pislik ırmakları
birleşir, pislik nehirleri… Pislik Amazonları, pislik
Misisipileri…
Pislikler çoğalınca lağımlar taşar, ortalığı bilmem ne götürür.
A benim bay Tertemiz’im, bunca pislik içinde temiz kalmak mümkün
müdür?
Pislik tufanı etrafını sarmış, herif hâlâ ben fitneye karışmam,
tertemiz kalırım edebiyatı yapıyor. Sevsinler!
Kafirler, müşrikler, Ebu Cahiller, Deccallar, Tağutlar, Pislikler;
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, mukaddesata saldırırken bizim Temizler
yan gelmiş yatıyor.
Dinin, Şeriatin, iffetin, tesettürün elden gitmesi hep
pisliktir.
Normalde, pislikler yerin altındaki kanalizasyonlardan akar ve
arıtma tesislerine gider. Lağımlar patlamış, ortalığı pislik
selleri kaplamış, şimdi yan gelip yatacak zaman mı?
Bir İslam toplumunda bu kadar necaset olur mu?.. Bu kadar riba,
zina, küfür, şirk, fısk, fücur, âşikâre işlenen büyük günah olur
mu?..
Yuf olsun bunca pisliğe kanıksayan, tahammül edenlere!..
En büyük fitne nedir biliyor musunuz? Pislikleri temizlemek için
çalışmamaktır.
Pislik böceklerinin nüfusunda patlama olmuş, Müslümanlar tınmıyor,
aldırmıyor. Vah vah…
Kumar pislik, işret pislik… Seks köleliği pisliktir. Hele biri
çıksın da bunlar pislik değil, abartma desin bana.
Müslüman bunca pisliğe alışmaz. İslam dininde taharet vardır.
Necasetlerin izalesi gerekir.
Sosyal, kültürel pislikler emr-i mâruf ve nehy-i münker
kürekleriyle temizlenir. Bu farzı terk eden bir İslam toplumunun
başına azab ineceğini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)
haber veriyor.
İslamda taharet sadece ferdî temizlik değildir. Toplumun da temiz
olması gerekir.
Maddî pislik vebaya, koleraya yol açar. Sosyal ve kültürel
pislikler manevî vebalara, mânevî koleralara…
Pisliklerin listesi bitmedi. Müstehcen, azdırıcı, seksî, şehevî
yayınlar ve resimler de pisliktir.
Müslüman bunlara alışmaz… Müslüman bunları tabiî karşılamaz…
Müslümanın burnu sızlar, gözü yaşarır…
Sapıklıklar, zındıklıklar, isyanlar, tuğyanlar pisliktir.
Bunlar temizlenmez, kanalizasyonlara haps edilmezse toplum çöker,
Ümmet batar.
İlle de en geniş mânasiyle taharet… Ferdî taharet, toplumsal
taharet, topyekûn taharet…
(İkinci yazı)
Ezan harika Hoparlör Berbat
YENİ tayin edilmiş bir müezzin… Ezan okumaya başlıyor… Harika
harika harika… Ya Rabbi o ne ses, o ne eda… Musiki biliyor… Lakin o
kahr olasıca hoparlörler bu canım ezanı bozuyor… Çünkü cihazlar çok
fazla açılmış… Belki de 110 desibel… Yanımda cep telefonu yok, olsa
da benimki desibel ölçmüyor… Yüksek ses veren hoparlörün ezanı
bozduğunu birilerine nasıl anlatacağız?.. Zamanımızda bu alet bir
ihtiyaç olmaktan öte bir fetiş ve statü haline geldi.
Hoparlöre kızdığım için büyük camiye çok yakın küçük bir camiye
gidiyorum. Minaresinde tam sekiz hoparlör var. Bunlar yetişmiyormuş
gibi bahçedeki iki ağaca da takmışlar.
Bir Müslüman olarak beni çok üzen şeylerden biri cami
avlularındaki, bahçelerindeki WC… WC… WC… men women levhaları…Helâ
ticareti… Ne çirkin, ne ayıp…
İmam mihraba geçiyor, sarığı naylon ile kaplı, kirlenmesin diye. Bu
da çok çirkin….
Yeni cüppeleri hiç mi hiç beğenmiyorum. Yaldızlı sırmalı… Osmanlı
işi cüppeler ne kadar sade ve zariftir.
Camiye çok kalitesiz halıfleks sermişler. Tüyleri çok kaba, secdeye
mani oluyorsa namaz boşa gider. Yerdeki yaygının yumuşak olmaması,
burnun kıkırdak kısmının zeminin sertliğini hissetmesi gerekir.
Mihrabın iki yanında iki berbat Tahtakale saati… Toptancıdan 15-20
liraya alınır. Kültürlü, sanattan anlayan insanlar böyle çirkin ve
değersiz saatleri garajlarına bile asmaz. Bir tane de asmamışlar,
iki adet… Bir olsa yalnızlık çekecek, iki saat arkadaşlık eder.
Namaz bitti, camide bir dostum varmış, civardaki bir kafeye gittik,
biraz yarenlik ettik. Hiç siyaset dedikodusu yapmadık; ilimden,
irfandan, kültürden, sanattan bahs ettik. Bir hat sergisini gezmiş,
oradan dönüyormuş, ezan okununca camiye girivermiş. İyi yapmış. Bir
Müslüman ezan okunan bir caminin önünden geçerken, geçerli bir
mazereti yoksa mutlaka girip namazını cemaatle eda etmeli.
Geçenlerde bir sabah namazına Piyale Paşa camiine gitmiştim.
Namazda liseli ve üniversiteli genç göremedim. Şu bizim meşhur,
mâlum, mâhud dindar gençlerimiz sabah vakitlerinde ne yaparlar
acaba? Uykularında cihad mı yapıyorlar?
Diyanet’in kadın ve kızları camilere doldurma kampanyası tutmadı. O
makamın vazifesi, kadınları değil, hür ve mukim erkekleri camiye
çağırmaktır. Farz namazları cemaatle kılmayan musalliler, hür
Müslüman statüsünden çıkar, köle statüsüne girer. Bunun farkında
değiller.
İslamda tesettür hür kadınlara farzdır. Köle kadınlara farz
değildir. Tesettürsüzlük mecazî mânada köleliktir.
Evim kitap dolu, yine de birkaç yeni kitap aldım, döndüm. Herkes tv
ajansı seyr ederken bendeniz kitap okuyacağım.