Lütfen bendenize hoca diye hitap etmemenizi istirham ediyorum. Bu
fakir din hocası değilim, yanlış anlaşılabilir. Basit ilmihal
bilgilerini, İslam’ın iki kere iki eder dörtlerini tekrarlayan
Müslüman bir yazarım, o kadar.
Müslümanım, İslamcı değilim… Türküm, Türkçü değilim… Salih muttaki
bir Kürdü, Gürcüyü veya Arnavutu salih olmayan fasık bir Türkten
üstün görürüm… Türkler benim kavmimdir, onları da sever,
benimserim, onlara da hizmet etmek isterim. Lakin diğer akvam-ı
islamiyeyi hor ve hakir görmem, ırkçılık=kavmiyetçilik yapmam…
Ehl-i Sünnet Müslümanıyım. İtikatta imamım İmam Mâturidî, fıkıhta
İmam Ebû Hanifedir.
Tasavvufa, turuk-i aliyyeye büyük muhabbetim vardır. Lakin
meşrebimi, tarikimi söylemem, reklam yapmam.
Yirmi küsur yıldan beri Millî Gazetede tatil yapmadan amatörce
yazmaktayım. İnşaallah küçücük, minicik, bir nebzecik hizmetim
oluyordur.
Bid’at, dalalet=sapıklık, zındıklık cereyanlarına karşıyım,
bunların propagandalarından bizarım. Elimden geldiği, gücümün
yettiği kadar Ehl-i Sünnet ve Cemaati savunurum.
İslamın ve Ümmetin önündeki en büyük engelin cahil, kaba, bedevî,
para ve mal delisi, arivist=ikbal avcısı, hoyrat, holigan, haşin,
kırıcı dökücü kötü Müslümanlar olduğunu yakinen bilirim.
Defalarca yazdım, tekrar ediyorum: Din ve mukaddesat sömürücüleri
karı satanlardan daha alçak ve haindir.
İslam güzel ve yüksek ahlak dinidir. Ahlakı kötü olanlar dindar
değildir. Ahlaksızlar İslam’a ve Ümmete hizmet edemez, hezimet
üretir.
Fazlurrahmancı, Afganîci, light, ılımlı, yeni, değişik, Şeriatsız
ve cihadsız AB kriter ve normlarına uygun evcil bir İslam türetmek
isteyenler dinin içini boşaltmak istiyor. Onlar (bazısı) farkında
olmasalar bile Siyonizme, kapitalizme, sömürgecilere, İslam karşıtı
derin güçlere, Tağuta, deccallara hizmet ediyor.
Müslümanın yazısı Kur’an yazısıdır. Takvimi hicrî-kamerî takvimdir.
Kıyafeti ve serpuşu islamîdir.
Dinim İslam, milletim Türk, medeniyetim Garp medeniyeti üçlemesi
bâtıldır. Müslümanın dini İslamdır, milleti İslamdır, medeniyeti
İslamdır.
Asıl ismi olan Moiz Kohen’i gizleyip buram buram Türk kokan Tekin
Alp takma adıyla İslam karşıtı kitaplar yazan, İslam düşmanı bir
milliyetçilik ve ideoloji türetmeye çalışan Kemalist Yahudiye son
derece karşıyım.
Türkleri İslamdan uzaklaştırmak isteyen Türkçülere karşıyım.
Ehl-i Sünnet dairesi içinde dine, imana, Kur’ana, Sünnete, Şeriata
hizmet eden herkese büyük saygım vardır.
Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufâî, Mevlana Celalüddin Rûmî, Ahmed
Yesevî, Şah Bahaüddin Nakşbend, İmam Rabbanî, İmam Birgivî, İmam
Süyutî, Hasan eş-Şazeli, Halidi Bağdadî, Ahmed Ziyaüddin
Gümüşhânevî, Abdülhakim Arvasî, Süleyman Hilmi Tunahan, Bediüzzaman
ve isimlerini zikr etmediğim diğer büyüklere büyük hürmetim vardır.
Onlar arasında teferruata ait bazı ilmî ihtilaflar olsa da taraf
tutmam, hürmette kusur etmem.
Namazın, sahih ve geçerli bir imandan sonra İslamın ikinci temel
şartı olduğunu çok iyi, yakînen bilirim ve namaz konusunda dilimin
döndüğü kadar propaganda yaparım. Müslümanların, namazı terk
ederlerse, kurtulamayacaklarını, necat ve felah bulamayacaklarını
söylerim.
Mutezile mezhebinden olduklarını söylemeyen, taqiyye ve kitman
yapan, Ehl-i Sünneti saman altından su yürüterek yıkmaya çalışan
iki yüzlü sinsi Mutezilîlere çok teessüf ederim.
**
Teşekkür ve rahmet okuma:
Millî Gazetede 1991’den beri yazmaktayım. Buna imkan veren merhum
Necmeddin Erbakan beye minnet ve teşekkür borcum vardır. Sağlığında
bir gün bile yazılarıma müdahale etmemiş, şunu yazacaksın, bunu
yazacaksın, benden bahs edeceksin dememiştir. Son görüştüğümüzde
iyice yaşlanmış, tekerlekli koltuğa bağımlı olmuş halde iken,
kulağıma eğilerek “Size ne mutlu ki, elli yıldan beri Din-i Mübin
uğrunda yazı yazıyor, hizmet ediyorsunuz” taltifkâr cümlesini sarf
etmişti. Kendisini rahmetle anıyorum. İnsanlarda teşekkür etmeyen,
Allah’a şükr etmemiş gibi olur.
**
Hem meraklı, hem faydalı konularla ilgilenmek isteyen okuyucularıma
Japon Dr. Masaru Emoto’nun “Messages from Water” (Türkçeye “Suyun
gizli mesajı” adıyla tercüme edildi) adlı kitabını okumalarını
hararetle tavsiye ediyorum.
Elimden gelse bu kitabı ve konusunu bütün okullarda okuturum.
Maddeciliği, pozitivizmi, maneviyat düşmanlığını yıkan bir eserdir
bu. infethiye.net sitesindeki konuyla ilgili makaleyi de bilhassa
incelemenizi rica ediyorum. İnternette çok kötü, çok zararlı
bilgiler var ama bu zikr ettiğim kitap gibi çok faydalı ve ibretli
olanları da var. Bunlardan yararlanmalıyız.
**
İmam-Hatip ve İlahiyat öğrencilerine:
Sizleri Ehl-i Sünnet İslamlığından çıkartıp light, ılımlı, evcil
Müslümanlar haline getirmek isteyen çeteler vardır ve harıl harıl
çalışmaktadır. Kur’an, Sünnet, Cemaat, Sevad-Âzam İslamlığından
ayrılıp bunların peşine düşenler bozulur, bunda hiç şüphe
yoktur.
**
Müslüman esnafa:
Çok yazdım, bir kere daha yazıyorum. Cuma ezanı okununca ticarete,
alış verişe ara verip camilere Allahı anmaya gitmemiz gerekir. Cuma
ezanı okununca dükkanlarımızı, bürolarımızı, işlerimizi kapatalım.
Cuma namazı vaktinde yapılan ticaretin, kazanılan paranın hayrı,
bereketi, uğuru, yümnü olmaz. Diyanet’in bu konuda Müslümanlara
yönelik devamlı, yoğun, etkili propaganda yapması gerekir.
**
Dikkat dikkat:
Camiler kutsal mekanlardır… Minberler Resulullah efendimizin (Salat
ve selam olsun ona) makamıdır. Buralarda umre için de olsa ticarî
reklam yapılmaz, cemaatten para istenmez. Makbuzsuz para toplamak
kanunlarımıza göre suçtur.