GÜLÜMSEME

GÜLÜMSEYELİM.

Gülümsemek gülleri kuşanmak gibidir. Papatyalardan başımıza taçlar giymektir gülümsemek.

Gül gibi olanların gülümsemesi kalbi aydınlatır.

Kalbi aydınlanmış olanın ruhunda kandiller yanar.

Özü, sözü, bakışı, gülüşü, dokunuşu kısacası her şeyi güzellik pırıltısı taşır.

Sen benim gülümsün.

Gülümsememsin.

Seninle yudumladığım her gün gül kokar.

İlan edilen ‘Dünya Gülümse Günü’nü boş ver sen.

Bir güne hapsedilen gülümseme, gülümseme midir?

Ben bir gün değil her gün senin yanağındaki gülümseme ile uyanırım.

Günümden evvel gönlüm aydınlanır.

Önce o güler.

O, gülünce ben gülümserim.

ÖZLEMEK

ÖZ, özler özünü.

Göz, gözler gözünü.

Hasretlenmek bir yaşam emaresidir.

Zor mu, evet zordur. Ama ne yaşadığının ne hissettiğinin altını çizmektir. Sağlamasını yapmaktır.

Bir de yan yana iken özlemek vardır ki; gerçek ruh titreşimleri budur.

Özlemek toprağın yanması gibidir. Suya hasret oluşudur.

Özlemek kupkuru iken sevda açmaktır çiçek çiçek...

Canın, cana can oluşudur özlemek.

Özün özünü vuslatta da özlemesi yaşam üstü yaşamdır.

Hasret tüten bakışlar gönlü nakışlar!

UNUT
“SÖYLEDİKLERİMİ unut” demişti.
Unutmak mümkün değildi oysa...
Unutmak yüreğini uyutmak demekti. Uyku ise ölümün kardeşi.
Senin söylediklerin hep onarıcıdır sevdiğim.
Onarıcı sözleri ruh nasıl unutabilir ki!..
Bu, onun intiharı değil mi?
Bana bunu teklif etme o halde!
Unutmak, uyutmak demektir yüreği.
Uyutma yüreğimi! Unutma yüreğimi! Unutmam seni!

DAHA BİR TAMAM

NOKSANIN bilmek irfandan sayılmış.

Eksiğini bilmelisin ki, tamamlanasın.

Daha fazla eksiğini idrak etmelisin ki, daha fazla tamamlanasın.

Ben eksiğimi bildim. Buldum.

Bir daha bildim, daha fazla bildim.

Tamam et beni. Bütünle… Tamamla…

Daha bir tamamla. Daha bir senle dolayım.

Ve…

Senle kalayım

DEMLİK

DEMLİK demini almayı bekler!

Ardından demini paylaşacak olan yanık yürekleri…

Deminde sevda demleyecek hasrete bulanmış kalpleri.

Ve hazır olan bardakları…

O bardaklar ulaştırır kelimeler gibi kendisini bekleyenlere…

Ve bardaklar dudaklara değdiğinde firkat biter. 

Vuslat başlar. 

Çaydanlığın bardağı beklediği gibi bekledim ben seni!