İSTANBUL'UMSUN!
YÂR gönlü İstanbul'dur...
Her gönül bir İstanbul'dur demişti şair.
Öyledir.
Yâr senin İstanbul'undur.
Onun sokaklarında nefeslenir, dinlenir, yârdan şefkat dilenirsin.
Küstü mü yâr, İstanbul küser.
Çıkmaz sokaklara vurursun başını da çıkan sokak bulamazsın.
Yâr... İstanbul!
İstanbul'umsun yârim!
İstanbul'umsun!
BİR GÖNÜL TUTUŞMASI
UZUNCA sustu.
Sessizlik kesti her yanı. Çıt çıkmıyordu.
Önemli bir cümle kuracağı zamanlar hep böyle olurdu.
İçinde bir nevi bahar temizliği yapar, ortalarda en küçük bir çer çöp bırakmazdı.
Sözün yerli yerinde olması için bunun gerekli olduğunu düşünürdü.
Ve “sözün yere düşmemesi gerekir” derdi.
Söz gönle söylenir.
Akla söylenir söz.
Zihne emanet edileni de olur elbet.
Nereyi hedeflerse hedeflesin sözün yere düşmemesi icap eder.
Söz, söyleyenin de emanet edilenin de şerefidir.
“Herkese söylenir mi söz kurbanım, emanettir söz” derdi böyle durumlarda.
Yine böyle bir zamandı.
Epeyce dinledi sessizliği ve şu cümle döküldü dilinden:
“Bir gönül tutuşması. Söz bir gönül tutuşmasıdır. Ve ardından bir gönül tutulması gelir. Dikkat et evladım. Ehli olmayana sözünü emanet etme! Söz israfı da haramdır.”
ÖDÜLÜM
“SEN benim ödülümsün” dedi iç geçirdikten sonra!
İnsanın insana ödül olması ne hoş...
Birbirinin gönlünün bir numarası olmak.
Varlığını ödül saymak.
Birbirinin ödülü olanları birbirinden başka ne doyurabilir ki!
Birbirinin muhabbetinden gayrı.
Selamından, merhabasından, tebessümünden gayrı onları ne mutlu edebilir ki...
Birbirinin muhabbet yazgısı olmaktan özge ödül aramamak ne büyük zenginlik.
Bir merhaba bin tebessüme eş.
Bir selam bin coşkuya bedel.
Bir ses veriş bin tınılı melodi.
Ne güzel!
İyi ki ödülümsün.
Ve iyi ki ödülünüm!
DURULMA
DURU olmak gerek... Berrak. Şeffaf.
Tersten bakıldığında da düzden bakıldığında görünen değişmemeli.
Duruluk arı olmak demektir. Ar edebilmek demektir. Ar edebileceğin şeylerin hâlen var olması demektir.
Bir de sessizleşme, sakinleşme, eski hareketliliği ve gençliğin verdiği kimi yükselişleri, sınır aşımlarını geride bırakmak demektir.
Muhabbet bu etkiyi de yapar
Durultur bizi. Arılaştırır.
Safileştirir.
Sahileştirir.
Durulma vaktidir, vakit!
İyi durulmalar!
İyi pazarlar.
Ya Selam!