İbn Esîr (ö.630/1233), Nûreddin Zengî ‟nin mutasavvıflara olan tutumunu özetle şöyle anlatır; "Nûreddin, mutasavvıfları gördüğü gibi onlara hürmet eder ve sık sık onları saraya davet ederdi.
İbn Esîr (ö.630/1233), Nûreddin Zengî ‟nin mutasavvıflara olan tutumunu özetle şöyle anlatır; "Nûreddin, mutasavvıfları gördüğü gibi onlara hürmet eder ve sık sık onları saraya davet ederdi. Hatta onları kapıda karşılar, kucakladıktan sonra en üst köşede kendi minderinin üzerine oturturdu". Saray hayatından uzak durmak isteyip ona gelmeyen mutasavvıflara ise bizzat kendisi ziyaretlerine gider ve onlarla istişarelerde bulunurdu. Bunların başında hal ve keramet sahibi olan şeyh Hayat el Harranî (ö.581/1185) gelir. Nûreddin Zengî onu sürekli ziyaret eder ve duasını alırdı. Nûreddin Zengî 'nin ziyaret ettiği sûfîler arasında Şeyh İmamüddin Ebu'l-Feth b. Hamuyye (ö.577/1181) de vardı. Tasavvufta eşi benzeri olmayan bu zat, Şam'a geldiğinde Nûreddin Zengî onu karşılamış ve Şam'da kalması için ısrar etmiştir. İsabetli görüşlerinden dolayı Nûreddin Zengî onu sık sık ziyaret eder ve ona danışırdı. Nûreddin, Şam'da onun için büyük bir hankah inşa etti. Onu Meşihatû'şşüyûh makamına getirip Şam hankahların yönetiminden sorumlu kıldı. Günümüze geldiğimizde Halep Şam Musul Kerkük deki Âlimler, veliler buraya davet edilmeli, sıkı ilişkiler kurulup, Diyanet başkanlığının gözetiminde seminer konferans eğitim görüşmeleri yapılmalıdır.
Nûreddin Zengî 'nin değer verdiği bir diğer Şeyh ise İbnü's- Sabunî (ö.581/1185)‟dir. Mısır'a giderken, Şam'a uğramış Nûreddin onu görünce yanında kalması için ısrar eder. Ancak İbnü's- Sabunî, Mısır'da bulunan İmam Şafii'nin türbesini ziyaret etmek için yola çıktığını belirtir. Nûreddin, onu bu husustaki kararlılığını görünce kendisine birçok hediye takdim ettikten sonra onu Selahaddin'in babası olan Necmeddîn Eyyub'un himayesinde Mısır'a uğurlar. Ayrıca Nûreddin Zengî 'nin değer verdiği Şeyhler arasında Adabu‟l-Mürîdin adlı eserin sahibi Abdülkahir Ebû Necîb es–Sühreverdî (ö.563/1168)‟yi unutmamak gerekir. Nitekim Sühreverdî Şam'a uğradığı sırada Nûreddin onu karşılamış ve ikramda bulunmuştur. Bu zat Selahaddini Eyyubi ile de sıkı ilişkiler kurmuş ayrıca elçilik görevleri almıştır.
Bir süre Şam'da Nûreddin Zengî 'nin yanında kalan Sühreverdî daha sonra Bağdat'a geri dönmüştür. Nureddin Musul'u feth ettiği (566/1170) sırada Şeyh Molla Ömer (ö.570/1174)‟i zaviyesinde ziyaret etmiş ve daha sonra aralarında sıkı bir dostluk oluşmuştur. Nûreddin bu Şeyh'ten fazlasıyla etkilenmiştir. Zira Şeyh Molla Ömer, salih, cömert, Allah‟ın kullarına karşı merhametli ve dünyadan el etek çekmiş bir veliydi. Bu zat Aynı zamanda Nûreddin Zengî ‟ye mürşitlik yapmıştır. Nûreddin, bütün işlerinde ona danışırdı. Şeyh Molla Ömer ‟in Fikirlerine değer verirdi. Onunla sürekli yazışırdı. Nûreddin Musul'dan çıkarken, amir ve komutanlara, ondan habersiz hiçbir Şeyin yapılmaması konusunda uyarmıştı Sultan Nûreddin, Şeyh Molla Ömer'in takvasına güvendiği için her yıl Ramazan ayında kendisinden iftarını açmak için bir Şeyler talep ederdi. Şeyh Molla Ömer de Nûreddin Zengî 'ye kuru ekmek kırıntıları ve yufka gönderirdi. Nûreddin Zengî de de Ramazan ayı boyunca Şeyh Molla Ömer‟in gönderdiği bu ekmek kırıntıları ve yufkalarla iftarını açardı Günümüze bir Nazar ettiğimizde Bu molla Ömer gibi olmayan Molla Ömerler DAEŞ İŞHİD ve Afganistan'da El kaide de vardı. Demek ki Kudus, Halep, Şam, Kerkük Süleymaniye Eyyubi'ye ihya edilekse oradaki Ulema, Veli, Deli bilinecek Batının Anka'sı keskin görüşünü buraya çevirecek bu bağları kuvvetleştirip tekrar eski kuvvetine getirmesi gerekecektir.