Nimri Dede
“İkilik kirini içimden atıp
Özde ben Mevlâna oldum da geldim.
Gömüleli ariflerin gönlüne
Sözde ben Mevlâna oldum da geldim.”
Sorsalar bana ülkemizin en çok neye ihtiyacı var diye; birliği, dirliği ve kardeşliği ilk sıraya koyarım. Bir ülkede birlik, dirlik ve kardeşlik yoksa o ülkenin geleceğe emin adımlarla yürümesi elbette ki zordur. İşte yukarıya bir dörtlüğünü aldığım Nimri Dede de bu kaygılarla yüreğinde hissetmiş olacak ki ikilik kirini içinden atarak özde Mevlana olmuş.
Anadolu Alevi- Bektaşi kültürü ile yetişen Âşık Edebiyatı’nın önemli temsilcilerinden biri olan Nimri Dede, Elazığ’ın Keban İlçesi Pınarlar(Nimri) köyünde 1909 yılında dünyaya gelmiştir. Asıl adı İsmail Dehmen olan Nimri Dede’nin soyu Horosan Türkmenlerine dayanmaktadır. Türk Milleti’nin birliğini; devletin bekası ve vatanın bölünmez bütünlüğünün olmazsa olmazı olarak gören Nimri Dede yaşadığı sürece bu düşüncesinin yılmaz bir savunucusu olmuştur. Ülkemizin kalkınması ve yükselmesi için cehaletle savaşmak gerektiğine inanan Nimri Dede, şiirlerinde hep bunu vurgulamıştır.
“Cehalet bir kurttur bak da gör ey can
İnsafsız kemirir bırakmaz derman.
İlm ise bir güneş gibidir herhal
Doğduğu menzile erişmez zeval.”
Bir başka şiirinde;
“Mürşit edinmeyen ilmi, irfanı
Önü sonu olur cehlin kurbanı
İnsan suretinde gezen hayvanı
Görmek ancak bilginlere mahsustur.” , der.
Nimri Dede çok yönlü bir şahsiyettir. Size, onun bir zamanlar İstanbul Fatih Spor Kulübünün lisanslı güreşçisi olarak minderlerde boy gösterdiğini söylesem zannımca onun çok yönlülüğünü bir parça anlatmış olurum. Edebiyata, sanata, şiire derin bir ilgisi olan Nimri Dede, anı zamanda bir mutasavvıftır.
“Şu yelden, topraktan, ateşten, sudan
Vücutlar yaratıp ayan eyledin
Her birini bir ayine edinip
Kendini kendine beyan eyledin.”
Biz, Hazreti Aliye ve Hacı Bektaş-ı Veli’ye gönülden bağlı, Cumhuriyetin 50. yılı kutlamaları çerçevesinde 1973 yılında Konya’da yapılan âşıklar şöleninde şiir dalında Gufrani ödülünü alan Nimri Dede’yi, onun hayatını ve şiirlerini araştıran ve kitaplaştıran Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran’la tanıdık, sevdik.
1950 yılında Hacca giden, Ramazan ve Muharrem oruçlarını eksiksiz tutan; hak, adalet, vatan, millet bayrak sevgisi ile dolu Nimri Dede’nin ölümünün 20. Yılında (5 Mayıs 2006) Elazığ’ın gönül ve kültür Evi Manas’ın öncülüğünde Elazığ ve Keban’da etkinlikler yapılmıştı. Aradan geçen yıllar bu büyük şahsiyeti unutturmak bir yana onun gibi insanlara ülkemizin ne kadar ihtiyacı olduğunu bir defa daha gösterdi.
Bu yıl, 28 Ağustos 2017 tarihinde Nimri Dede için dünyaya geldiği köyde yine bir büyük etkinlik düzenlendi. Elazığ Valiliği, Elazığ Belediye Başkanlığı, Keban Kaymakamlığı ve Keban Belediye Başkanlığı’nın katkılarıyla; Nimri Dayanışma Derneği, Nimri Köyü Muhtarlığı ve Manas Yayıncılık tarafından hazırlanan programa; şair, yazar ve sanatçılar; Nimri Dede’nin aile mensupları, köylüleri, civar köylüler ve Elazığ’dan gelen gönül ve kültür adamları katıldı. Taşında: “Allah aşkı bütün derde devadır/ O aşk yoksa Lokman gelse hevâdır/ müminlere elzem olan duadır/ bütün ervahı mukaddes için El Fatiha” yazan Hacı Nimri Dede’nin mezarını ziyaret başlayan program, gece geç saatlere kadar devam etti.
Manas’ın süvarisi Şener Bulut’un organizatörlüğünde, Elazığlı gazeteci Bedrettin Keleştimur’un sunduğu programda Keban Belediye Başkanı Fethiye Atlı, Alevi-Bektaşi Dedesi İsmail Sarıaltun, Nimri Köyü Muhtarı Kamber Can, Nimri Dayaışma Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mine Tan Dehmen, Nimri Dede’nin oğlu Naki Dehmen birer konuşma yaptılar. Nimri Dede’nin Şiir Dünyasını şair yazar R. Mithat Yılmaz anlattı. Yine Elazığlı şairler; Günerkan Aydoğmuş, Zeynel Abidin Başaran, İhsan Nazik, Nihat Koçoğlu, Hasan Özçam, Tuncer Sönmez, İlhami Bulut, Hasan Ergün Yılmaz, Zekeriya Bican, Fethi Ahmet Harmanşah, Hüseyin Göçeri, Muhammet Yalçın Azizoğlu ve ben, Hadi Önal, şiirlerimizi Nimri Dede için okuduk.
Suna Dehmen Şahin ve Sercihan Dehmen, Aygül Çam Nimri Dede’den deyişlerle gönül dünyamıza uzandılar. Fethi Açıkgöz’ün cümbüşü eşliğinde Zülfü Demirtaş Nihat Kazazoğlu ve Hasan Taydaş Harput’tan gazellerle geceye renk kattılar. Bestekâr Doğan Sever’in Nimri Dede’nin şiirlerinden bestelediği eserler gecenin bir başka güzelliği idi. Abbas Ertürk’ün okuduğu Mikdat Dehmen’in “Kör Zöhre’nin Kole Keçisi” adlı şiiri ayakta alkışlandı.
Gece güzeldi, Nimri Köyü meydanını dolduran Nimrililer güzeldi. Elazığ’dan, Malatya’dan Keban’dan ve çevre köylerden gelen canlar güzeldi, Amaç güzeldi. Birliğe beraberliğe, kardeşliğe uzanan konuşmalar, şiirler, deyişler güzeldi.
Gökte ay ve yıldızlar büyük bir huşu içerisinde söylenenleri dinlerken yerde rüzgâr; birliğin ve kardeşliğin önemini vurgulayan bu güzel gecenin namelerini kanatları altına alarak uzaklara taşıdı. Ne diyelim; bizlere bütün bu güzellikleri yaşatanlardan Allah razı olsun.