Neyzen Tevfik’ten şöyle mısralar nakledilir:  

Ekmek herkese yetecekti aslında. 

Tarlaya karga dadandı, ambara fare, fırına hırsız, memlekete harami... 

Geldikleri gibi gitmediler; 

Kimi itini bıraktı, kimi bitini, kimi de... 

Yoksa bu kadar soysuzun bizden olması mümkün değil.

Neyzen Tevfik'in ilginç ve bazen doğru tespitleri vardır. 

Bu  mısraları şöyle güncelleyelim:

 Ekmek herkese yeter. Zira Mevla’mız Rezzâk-ı âlemdir. 

Tarlaya karga mı dadandı yoksa  tarlayı yeteri kadar mı ekmedik yoksa haram tohum mu ektik iyi tespit etmemiz lazım. 

Fare ile hırsızın görevi bellidir.  

Acaba malımıza  haram mı karıştırdık? 

Haramiye gelince; elmanın içindeki kurt hariçten gelmiyor. 

"Geldikleri gitmediler" demiş Neyzen Tevfik.  

Gelmelerine zemin hazırlanırsa gitmeleri onların kararına bırakılmış olur.  Yani ateşi yakarsınız ama söndürmek sizin elinizde olmayabilir. 

Çözüm: asgari bilgi sahibi olmak. Buna ilmihal bilgisi diyoruz. 

İlmihal bilgisi, yaygın ve hatalı şekilde ifade edildiği gibi “dini bilgiler” değildir. 

İlmihal bir “hal bilgisidir”. 

Davranış biçimi bilgisidir ve hatta  beden dili de diyebiliriz. 

Son mısraında “Bu kadar soysuzun bizden olması mümkün değildir” demiş Neyzen Tevfik. 

Neyzen amcamız burada biraz kolaycılık yapmış. Hatırlamak gerekir ki, elmanın içindeki kurt dahildendir, hariçten değil. 

Neyzen amcanın “soysuz” dediğine “şerefsiz” diyen de var. 

Sonuçta ikisi de aynı kapıya çıkıyor ama aynı pencereden bakmıyor.