ÇOK vahim ve kötü hadiseler oluyor. Askerden, subaydan, polisten şehitler var. Uyuyan terör hortladı. Her yerde kanlar akıyor, patlama sesleri duyuluyor.

Böyle bir felaket durumda bazı büyük Dönme gazete ve tv’ler ahlaksız ve müstehcen yayınlara, magazinlere devam ediyor.

Vajina, penis, orgazm edebiyatı gırla gidiyor.

Bu yetmiyormuş gibi birtakım kara aydınlar ve yazarlar, teröristleri destekliyor.

Terörü ve IŞİD’i bahane ederek ABD uçakları geliyor.

Birilerinin gayesi muhafazakar iktidarı devirmek, Kemalist vesayet sistemine geri dönmek.

Müslümanların bir kısmı durumdan endişeli ve tedirgin. Bu bir kısmı dediklerim acaba yüzde kaç oranındadır?

Müslüman oldukları halde hiç umursamayanlar da var.

Müslüman olup da bu kadar hissiz, alakasız olmak mümkün müdür?

198O’lerde başlayan bu terör hareketinin, beyninin Kripto Ermeni ve Kripto Yahudi bir hareket olduğunu, taşeronluğunu birtakım Kürtlerin yaptığı bir kalkışma olduğunu milyonlarca vatandaşa iyice anlatmak mümkün değil galiba.

Ortadoğu nereye gidiyor, Türkiye nereye gidiyor, Suriye nereye gidiyor?.. Dünya nereye gidiyor? Bizdeki bu terörü durdurmak mümkün müdür?

Birinci ve ikinci dünya savaşlarından önce, bugünkü kadar terör, kargaşa, toz duman yoktu. Yine de iki cihan savaşı çıkmış ve insanlık büyük faturalar ödemişti.

Bir iki senelik sükunet devrinde TC’nin, terör konusunda profesyonel ve etkili güçler yetiştirdiği anlaşılıyor ama onlar da bir dereceye kadar yeterli olmuyor.

Seçimlerden sonra koalisyon hükümeti bir türlü kurulamadı. Bu terörü, iki veya daha fazla başlı bir koalisyon iktidarının önlemesi ve bitirmesi mümkün olur mu acaba?

Bazı politikacılar önce vatanı, halkı, devleti düşünüyor… Bazıları ise önce kendilerini, şahsî menfaat ve prestijlerini… Birinci bazılar yüzde kaçtır, ikinci bazılar yüz kaç sizce?

Dönmeler ve Kriptolar medya konusunda hâlâ üstün ve güçlü. Türkiye’nin Kemalist vesayet çizgisinde kalmasını istiyorlar.

Müslüman çoğunluk param parça. İrili ufaklı bin cemaat, tarikat, parça, grup, hizip, fırka var. Bunlar birleşmemek, tek bir Ümmet olmamak, râşid bir İmam’a biat ve itaat etmemek konusunda tam bir ittifak içindedir.

Bugünkü Müslümanlara dayanıp güvenerek Türkiye’de âdil, doğru, iyi bir düzen kurulması mümkün müdür?

Nereye gidiyoruz? İyiye mi, kötüye mi?

(İkinci yazı)

Nasıl Gençler?


Soru:

MÜSLÜMAN gençleri daha kültürlü, daha bilgili, daha ahlaklı ve faziletli, daha vasıflı, daha güçlü, daha üstün hale getirmenin çareleri ve çözümleri var mıdır, varsa bunlar nelerdir? Bu konuda, fazla nazariyata kaçmadan çok açık, çok seçik neler dersiniz? Cevap:

Nazariyat yapmadan, ucuz edebiyata kaçmadan, yuvarlak laflar etmeden, kolay anlaşılması için maddeler haline yazıyorum:
1. Mükemmel şekilde Osmanlıca öğretilecektir. Osmanlıca öğrenmek istemeyen gençlere yatırım yapılmayacaktır. Adam olmak istiyorsa mutlaka Osmanlıca öğrenmesi gerekir. Yarım yamalak Osmanlıca ile olmaz, mükemmel dedim… Türkiye’de bugün bu işi Yazıcı Nurcular denilen Hayrat Vakfı yapmaktadır.
2. Mükemmel Türk edebiyatı kültürü verilecektir, on binlerce Türkçe kelime, kavram, terim, atasözü, mesari’ ve ebyat öğretilecektir. Şeyh Galib Divanını açıp herhangi bir gazeli kolayca okuyup, anlayıp, metin şerhi yapabilecektir.
3. Kültür ve düşünce kitaplarını okuyabilecek, konuşabilecek, makale yazabilecek, tercüme yapabilecek derecede İngilizce öğrenecektir.
4. Yine bu derecede mükemmel Arapça öğrenecektir.
5. Akaid, usûl-i fıkıh, usûl-i hadîs, usûl-i tefsir ilimlerinin özetini okuyacak ve öğrenecektir.
6. Pratik (tatbikî) İslam ahlakı dersleri alacaktır.
7. İstanbul Osmanlı ahlakı, kültürü, âdâbı, görgüsü, nezaketi, kibarlığı, mürüvveti dersleri alacaktır.
8. Ehlinden Fütüvvet ahlakı dersleri alacaktır.
9. Tarih, coğrafya, sanat kültürü, mimarlık ve şehircilik, hukuka başlangıç dersleri alacaktır.
10. Geleneksel millî islamî sanatlarımızdan birini iyi derecede öğrenip ürün verecektir.
11. Felsefe grubu dersleri okumuş, iyice öğrenmiş, her birinde kompozisyon yazacak ve 10 üzerinden en az 7 not alacak hale gelmiş olacaktır.
İlim irfan, ahlak fazilet, nice meziyet sahibi olmadan hiçbir genç; şu veya bu dinî cemaate, tarikata, hizip veya fırkaya mensup olmakla, filan veya falan zata bağlı bulunmakla, üstün ve vasıflı Müslüman olamaz, yükselemez. Bunu aklımıza iyice yerleştirmemiz gerekir.
Sen kendini ne sanıyorsun? Bu saydığın faziletler sende var mı sanki!.. Bendeniz kendimi yüksekte görmüyorum. Bunları istemek, yazmak, bu faziletler bende vardır mânasına gelmez. Bir soru yönlendirilmiştir, kendime hiçbir pâye vermeden, cevabını veriyorum, çare ve çözüm nedir onu beyan ediyorum.
Bu yazdıklarım mümkün müdür?.. Cevap: Hepsi de mümkündür. Bunlar ütopya, ulaşılmaz hayaller değildir. Arşimet, “Bana uygun bir manivela ve istinat noktası verin, dünyayı yerinden oynatırım” demiştir.
Bu dediğim programı herkes kaldıramaz. Kim kaldıracak ve üstün Müslüman olacaksa onlara tatbik edilecektir.
İslamî kesimde bu işi yapacak para ve imkan var mıdır? Vardır vardır vardır…
Yapılacak iş şudur: Beş yıllık bir lise açılır… Birinci sınıfı hazırlık… Kalan dört yıl, lise sınıfları... Türkiye değil, dünya çapında bir öğretmen kadrosu olur… Bu eğitimi hayata geçirecek bir plan program metot… 150 öğrenci ile başlanır… Beş yıl sonra ilk mezunlar verilir…
Doğru dürüst Türk edebiyatı, İngilizce, Arapça, din dersleri, felsefe grubu dersleri almamış olan, fütüvvet ahlakına sahip olmayan, sanat kültürü boyutuna sahip olmayan elemanlarla içinde bulunduğumuz çetin savaşı kazanmamız çok zordur.