MÜSLÜMANLARI köleleştirmek ve Türkiye’yi sömürmek için, çoğunluğu
çeşitli afyonlarla uyuşturmaları gerekiyordu.
Bir ara, İslam’ı kökünden kazımayı ve halkı zorla Protestan yapmayı
düşündüler ama buna cesaret edemediler.
Dini büsbütün kaldıramayınca bozmayı, reform, değişim ve yenilik
yapmayı düşündüler. Bunda hayli başarılı oldular.
Müslüman çoğunluğu Protestanlaştırdılar.
Bütün güçleriyle Ehl-i Sünnet Müslümanlığına saldırdılar.
Ümmet birliğini yıktılar… İmameti kaldırdılar… Dindar kesim içinde
anarşi, kaos, tefrika çıkarttılar.
Müslümanları, millî-dinî yazılarını okuyamaz cahiller haline
getirdiler.
Lisanı o kadar yozlaştırdılar ki, Müslüman halk bundan yüz sene
önce yayınlanmış Türkçe kitapları okuyamaz ve anlayamaz hale
geldi.
Eğitimi bitirdiler.
İslam’ı kadınlarla feminizmle bozmak için şeytanî planlar
yaptılar.
Din hizmetlerini dejenere ettiler.
Medaris-i islamiyeyi kapattılar, icazetli Sünnî ulema ve fukaha
yetişmesine ve bunların halkı irşad etmesine sed çektiler.
Tarikatları kaldırdılar.
Böl parçala ve hükmet siyasetini başarı ile uyguladılar.
İslam’ı mihraptan, temelden yıkmak istediler.
Yeterli sayıda gerçek ziyalı Müslüman yetişmesine engel
oldular.
Yazılı medenî İslam kültürünü dinamitlediler, şifahî bedevî kültürü
teşvik ettiler.
Müslümanları sömürge yerlisi, ikinci sınıf vatandaş, zenci durumuna
düşürdüler.
Müslümanların enerjilerini, paralarını, imkânlarını ve zamanlarını
verimsiz ve çorak vadilere akıttılar.
Din sömürüsünü ve mukaddesat bezirgânlarını sinsince teşvik
ettiler.
Dinî hizmet ve faaliyetleri paraya, maddî menfaate, şahsî prestij
ve nüfuza endekslediler.
İslamî hareketin ve hizmetlerin içine Kriptolar soktular.
İş o raddeye geldi ki, “Allah gerçek bir Janustur” diyen zındığı
İslam önderi ilan ettirdiler.
Halkı, var güçleriyle dünyevileştirdiler.
İçkili fuhuşlu lüks mekânlarda papazlı iftar ziyafetleri
tertiplettiler.
Hainler, münafıklar, fasıklar, facirler, müfsidler bilmiyorlardı
ki, İslam çökerse, Müslümanlar bozulursa Türkiye de çöker ve
kendileri de enkaz altında kalır.
Müslümanları yıkarken Türkiye’yi de yıktılar.
(İkinci Yazı)
İslam Tek Hak Dindir
KUR’ANIN, Sünnetin, Şeriatın övülmesini, yüceltilmesini, saygı
gösterilmesini istediği zaruriyat-ı diniyeden olan inançları,
değerleri, hükümleri, kişileri; aşağılayanlar, tenkit, tahkir,
tezyif, inkâr edenler küfre düşer.
Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatın tahkir edilmesini, hor görülmesini
istediği inançları, değerleri, kişileri yüceltenler de küfre
düşer.
Allah katında tek geçerli, makbul, hak din İslam’dır. İslam Tevhid
dinidir. Putperestliği, şirki övenler, dıştan Müslüman görünseler
bile dinden çıkmıştır. Kur’an’daki (mealen) “Allah katında din
İslam’dır” ayetini levhalar halinde yazdırıp camilere, evlerimize,
bürolarımıza asmalıyız. Bu ayet her Cuma hutbesinde minberlerden
yüksek sesle okunmalıdır.
Allahü Teala kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan
münezzehtir. Allah’ın eşi, ortağı, nazîri, şeriki, oğlu, kızı,
benzeri yoktur. O, vahdaniyet sıfatı ile sıfatlıdır, tektir.
Son yıllarda ortaya çıkart(tır)ılmış ve Tevhid dini olan İslam ile
kesinlikle bağdaşmayan birtakım bâtıl inançlar bulunmaktadır.
Teslise inananlar, İslam’ı hak din, Resulullahı (Salat ve selam
olsun ona) hak peygamber, Kur’an’ı hak kitap olarak kabul etmezler.
Hiçbir Müslüman’ın, Tevhid konusunda tâviz=ödün vermeye hakkı
yoktur. Ödün vereyim derken dinden çıkar, ebedî saadetini
yitirir.
Osmanlı İslam devletinin ve hilafetinin büyük sayıda gayr-i müslim
tebaası vardı. Onlar Ehl-i zimmetti, yâni Ehl-i İslam ile andlaşma
yapmışlardı. İslam devleti onlara can, mal, din, ırz, namus, kimlik
güvenliği sağlıyor ve kendilerine adaletle muamele ediyordu. Bizim
dinimiz bizeydi, onların dini onlaraydı. Osmanlı devlet-i
islamiyesi zamanında Dinlerarası Diyalog inancı ve bid’ati
yoktu.
Hiçbir Müslüman’ın, Kur’an’ın küfür olarak gösterdiği inançları
beğenmeye hakkı ve şansı yoktur.
Çeşitli dinlere ve inançlara mensup insanlar barış içinde
yaşasınlar… Eyvallah… Fitne ve fesat çıkmasın… Eyvallah… Lakin,
diyalog ve hoşgörü yapılacak diye İslam’ın sınırları
zorlanmasın…
Allahü Teala birtakım sınırlar koymuştur. Bu sınırları aşan
Müslümanlar tokat ve sille yer.
İslam’dan başka hak, geçerli, makbul ibrahimî dinler olduğunu iddia
etmek, İslam’ı tahrif demektir.
İslam’ın Allah katında tek hak din olduğu konusunda Kur’an’a,
Sünnete dayanan icma bulunmaktadır.
Gayr-i müslimlerle iyi geçinilmeliymiş… Onlar bizimle iyi geçinirse
bu duaya elbette evet deriz.
Diyanet İşleri Başkanlığı Fetva Heyeti, İslam’ın yegâne hak din
olduğu konusunda Müslümanları uyarmalıdır.
Diyalog edebiyatı ile ayağı kayan cahil Müslümanların vebali,
onları şaşırtan ve kandıranların üzerinedir.
Bendeniz taqiyye ve kitman yaparak kimseyi aldatmıyorum.
Diyalogcular taqiyye ve kitmanı bıraksınlar ve açık olsunlar.