Müslümanlar diskursif ve spekulatif Descartes düşüncesiyle kurtulamaz. İslamî intuitif düşünceye sahip olmaları gerekir.

Şu anda nadir istisnalar dışında ne doğru dürüst diskursif ve spekulatif düşünce var, ne de intuitif düşünce.

Bin yıllık millî ve islamî yazımızın yasaklanması ve eğitimin iflas etmesi dolayısıyla Müslüman yığınlarda kültür, kimlik ve düşünce kopukluğu olmuştur.

Müslümanlar anti-eğitim ile yabancılaştırılmıştır.

İslamın ve Müslümanların içi boşaltılmıştır.

Fikriyat sahasında köklü ıslah=iyileşme düzelme olması için bazı temel prensiplerin çok sağlam ve tutarlı metinler halinde özetlenmesi ve milyonlarca Müslümana ezberlettirilmesi gerekir.

Bu metinler, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyyenin kavaid-i külliyesi üslubunda olmalıdır.

Örnek olarak birkaç madde sunuyorum:

*“Bütün mü’minler kardeştir ve tek bir Ümmet oluşturur. Birlik farzdır, tefrika ve parçalanma haramdır. Ümmetin başında tek bir râşid ve âdil İmam olur ve mü’minler bu zata biat ve itaat ederler. İmam, Ümmet işlerini ehil ve güvenli zatlarla istişare ederek görür. Boynunda İmam’a biat bağı olmayan kimse cahiliyet ölümüyle ölmüş olur.”

*”Müslümanlar itikadlarını tashih etmekle yükümlüdür. Bunun için ehliyetli ve icazetli Sünnî ulema tarafından sahih İslam itikadını anlatan ve öğreten bir kitapçık hazırlanmalı ve yayınlanmalı, mü’minler itikad bilgilerini bundan öğrenmelidir.”

*”Bütün mü’minler beş vakit namaz kılmakla yükümlüdür. İman ile küfür arasında sınır namazdır. Hür ve mukim olan erkek mü’minler şer’î bir özürleri yoksa farz namazları, arkasında namaz kılınabilecek bir imama uyarak cemaatle eda eder. Cami imamları namaz kıldırma me’murları değildir. Şer’î olmayan, şeytanî ve nefsanî özür ve bahanelerle cemaat terk edilemez.”

*”Hiçbir Müslümanın Kur’anı re’y ve heva ile tefsir etmeye ve Kitabullahtan kendi aklı ile hüküm çıkartmaya hakkı yoktur. Müfessirlik icazeti olmayan cahiller ve yarı cahiller Kur’anı tefsir ve tercüme edemez. Kur’an alim, müfessir, fazıl, muttaqi, âbid, râsih ulema tarafından yorumlanır.”

*”İslamın ahlak boyutu vardır. Her Müslümana pratik İslam ahlakı öğretilmelidir. Ahlaksız Müslüman asla dindar bir Müslüman olamaz. Ahlaksızların İslam temsilcisi olmaları felaket doğurur.”

*”Her Müslüman İslam akaidini ve ilmihalini doğru olarak öğrenmekle, öğrendiği bilgileri hayata uygulamakla yükümlüdür.”

*”Kadın konusunda doğru ve hak olan hüküm ve ölçüler Kur’anın, Sünnetin ve Şeriatin ölçüleridir. Feminizm batıl ve sapık bir ideolojidir. Feminizmin ışığında (veya karanlığında) Kur’anı, Sünneti, Şeriati beğenmemek ve tenkit etmek küfürdür.”

*”Müslüman demokrasiyi, Batı medeniyetini din gibi benimseyemez. demokrasinin ve Batı medeniyetinin İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı bütün hükümleri yanlıştır ve bâtıldır.”

*”Tüketim toplumu, israf ekonomisi, kapitalizm, liberalizm, Marksizm İslama aykırıdır.*

*”İslam dünyası birleşmeli, İslam Ülkeleri Birliği (İÜB) kurulmalıdır. Müslümanlar, İslam aleminin çeşitli ülkelerine önce vizesiz, daha sonra pasaportsuz gidip gelebilmelidir.””

*”Müslüman çocuklar ve gençler İslam mekteplerinde ve medreselerinde İslamî eğitim ile iyi ve güçlü Müslümanlar, iyi ve güçlü insanlar olarak yetiştirilmelidir.”

İslamın iki kere iki eder dört temel ve zarurî hükümleri, kavramları, değerleri, normları bu şekilde özetlenmeli ve milyonlarca Müslümana öğretilmeli, ezberlettirilmelidir.

Bir ulema ve hükema şurası tarafından hazırlanacak bu metin halk tarafından tartışılmamalı, aynen kabul edilmelidir.

Bu iki kere iki eder dörtler hayata uygulanmalıdır.

Bugün islamî kitap piyasasında belki de elli bin çeşit kitap, kitapçık, risale, külliyat bulunmaktadır. Halk bunlarla İslamı doğru dürüst öğrenemez.

Namazın önemini öğrenecek… Namaz kılmaya başlayacak… Hür ve mukim bir Müslüman erkek ise ve şer’î özrü yoksa cemaate devam edecektir.

Her Müslüman Ümmet birliğini istemekle, mü’minlerin tek bir Ümmet olması için çalışmakla yükümlüdür.

Her Müslümanın kalbinde âdil ve râşid bir İmama biat ve itaat etmek niyeti, arzusu bulunmalıdır.

Mü’minler kardeştir, hiçbir mü’minin bu kardeşliği bozmaya, yıkmaya hakkı yoktur. Bir mü’minde günah, hatâ, fısk varsa; onun mü’minliğine düşman olunamaz, günahlarına muhalif olunur.

Cahilliklerimizi, hatâlarımızı, noksanlarınmızı 150-200 sayfalık böyle bir kitapla büyük ölçüde giderebiliriz.

Bu kitap ticaret, para ve ün kazanma konusu yapılmayacaktır.

Bu kitap sadece Allah rızası için hazırlanıp yayınlanacaktır.

Bu kitap cemaatler, tarikatlar, hizip ve fırkalar üstü olacaktır. Bu kitap din sömürüsüne alet edilmeyecektir.

Bu kitap Sevad-ı Âzam Müslümanlığına uygun ve mutabık olacaktır. Bu kitabı hazırlayacak icazetli ulema nerededir?



(İkinci yazı)

Suriyeli Müslümanla İmtihan

Kış geliyor, kış geliyor, kar geliyor, soğuk geliyor… Ülkemizde iki milyon Suriyeli mülteci var. Bunların büyük kısmı fakir, bu kış onlar ne yapacak? Nasıl barınacaklar, nasıl ısınacaklar, ne yiyip içecekler?

Türkiyeli Müslümanların zekatlarında o mültecilerin hakları var. Bu haklarından yararlanabilecekler mi?

Yüz binlerce Suriyeli ihtiyar, kadın, çocuk nerede barınacak, nasıl ısınacak, ne yiyip içecek, neyle geçinecek?

Zekatlar zekatlar, sadakalar… Ah Müslümanlar!..

Isırıcı dondurucu soğuklarda ne yapacak fakir mülteciler?

Zekatları Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, ahlaka aykırı olarak toplayanlar… Sizin yatacak yeriniz yok…

Gelen Suriyelilerin içinde uygunsuz insanlar varmış… Olabilir… Onların düzgünlerine bu yüzden yardım etmeyecek miyiz?

İslam paylaşma, infak etme, yardımlaşma dini değil midir?

Muhtaç, fakir, miskin Suriyelilere nasıl yardım edeceğiz?

Ekmeğimizi, çorbamızı onlarla nasıl paylaşacağız?

Bu Suriyeli Müslümanlar bizim için yaman bir imtihan değil midir?