Mevlânâ’nın Şems ile buluşmasından sonra tasavvuf anlayışında yaşanan kırılma üzerine resmi tedrisi terk edip artık talebeleriyle ilgilenmemesi üzerine Mevlânâ’yı değiştiren bu acayip derviş hakkında baş gösteren hoşnutsuzluk sürecinde, Şems’e yönelik bir çok eleştiri yapılmasına rağmen bunlar içinde onun Moğol propagandası yaptığına ilişkin kaynaklarda hiçbir iddianın olmaması da Şems’in o dönemde böyle bir misyonla Anadolu toplumunda gündeme gelmediğinin önemli bir kanıtı sayılabilir.
Mevlana'nın Şems ile buluşmasından sonra tasavvuf anlayışında yaşanan kırılma üzerine resmi tedrisi terk edip artık talebeleriyle ilgilenmemesi üzerine Mevlana'yı değiştiren bu acayip derviş hakkında baş gösteren hoşnutsuzluk sürecinde, Şems'e yönelik bir çok eleştiri yapılmasına rağmen bunlar içinde onun Moğol propagandası yaptığına ilişkin kaynaklarda hiçbir iddianın olmaması da Şems'in o dönemde böyle bir misyonla Anadolu toplumunda gündeme gelmediğinin önemli bir kanıtı sayılabilir.
İddianın 'Nitekim Şems 'in Konya'ya gelmesi de Moğollardan bir iki sene önceye rastlamaktadır' değerlendirmesi de müphem ve çelişkilidir. Bununla şayet Moğolların Konya kuşatması kast ediliyorsa bu olay 654/1256 yılında olmuştur. Halbuki Şems'in Konya'ya gelişi 642/1244'e tekabül etmektedir. Selçukluların Moğol tabiiyetini kabul ederek onlara haraç veren bir haraçgüzar oluşu ise Şems'in Konya'ya gelmesinden önce olmuştur. Mevlana ile Moğollar arasında sıcak ilgiyi kurduğu iddia edilen Şems ile Moğollar arasında bu türden bir ilişki olmadığını gösteren dönemle ilgili bir diğer karine ise şudur: Bilindiği gibi Konya'da Şems'e yönelik hoşnutsuzluk ve eleştirilerin nedeni, Mevlana'nın Şems ile beraberliğinin ardından medrese öğretimini ve vaazı bırakarak, fakihlere mahsus elbisesini değiştirip sema'a başlaması, alim meclislerinde aktarılan coşkunca sözlerinin şeriatın kurallarına sıkıca bağlı görünen Konya uleması ve mutaassıp kesimlerce eleştirilmesi ve bundan da Şems'in sorumlu tutulmasıydı. Bu nedenle hakkında bir çok dedikodu çıkarılan Şems, bu muameleye artık dayanamayarak Mevlana'dan ve Konya'dan ayrıldı. Şems'in Konya'dan bu ilk ayrılışında gittiği yer Şam'dır. Şems'in burada 15 ay kadar kaldığı da bilinmektedir. Şems'in Konya'ya dönüşünden sonraki ikinci kayboluşundan sonra da Mevlana, yine Şam'a gitmiş olabileceği düşüncesiyle onu aramak için iki kez Şam'a gitmiştir. Dönemin Şam şehri ele aldığımız konu açısından önemli bir fonksiyona sahipti. Bilindiği gibi Şam, o dönemde her yanı kasıp kavuran Moğol istilalarına karşı Müslüman Anadolu halkınca bir kurtarıcı olarak görülen, Moğolların kuvvetli düşmanlarından Memlük devletinin selefi Eyyubilere ait olan ve Moğollara karşı düşmanlığın hakim olduğu bir şehirdi.
Moğollarla ilgili bir meseleden dolayı Konya'da Şems'e yönelik bir hoşnutsuzluk olsaydı Konya'yı terk eden Şems'in Moğollara yönelik nefretin hakim olduğu Şam şehrine gitmesi ve burada on beş ay kalması sanırız uygun olmazdı. Esas konumuzu Mevlana'nın Moğollara ilişkin tutum ve düşünceleri ve bu konudaki iddialar oluşturduğu için Mevlana'ya Moğol tarafgirliğini aşıladığı iddia edilen Şems konusunu bu kadarıyla ele almakla iktifa ediyoruz. Renkli çakıl taşları misali çeşitli tarihi olayların derlenip bunlar arasında bir sebep- sonuç ilişkisi varsayılması, yapılan kimi tarih yorumlarına ilişkin şu meşhur örneği akla getirmektedir. Evden sigara almak için çıkan ve karşıdan karşıya geçerken yoldaki keskin virajı alamayan alkollü bir sürücü tarafından ezilerek öldürülen Ahmet Bey'in, artık tarih olan bu olayını yorumlarken bir tarihçinin bazen, olaylar bütününü göz ardı ederek kimi vesikalardan çıkarımda bulunması, Ahmet Bey'in öldürülmesine ilişkin sebepleri sıralarken, öldürülmenin birincil nedeni olarak Ahmet Bey'in sigara içme alışkanlığını göstermesine benzemektedir.
Sosyal Medya hesablarımız: youtube/İbrahim Yerlikaya
twitter @muabbiri facebook/ibrahim yerlikaya
instagram/değişim uzmanı