Deizm, dinsel bilgiye dolaysız bir biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alan, bu sebeple vahye dayalı tüm dinleri reddeden tek tanrı inancıdır.
Deizm, dinsel bilgiye dolaysız bir biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alan, bu sebeple vahye dayalı tüm dinleri reddeden tek tanrı inancıdır.
İnsanları dinden uzaklaştırmak için önce laikliği yaygınlaştırdılar. Dinden uzaklaşan insanların Allah inancını kolayca yok edebileceklerini düşünerek rahatladılar. Bu amaçlarını gerçekleştirme yolunda bilimsel gelişmelerin kendilerine destek olacağını sandılar. Ama işler istedikleri gibi gitmedi.
Bilimsel gelişmeler arttıkça yaratılış teorileri de sürekli olarak bir yaratıcıyı gösterecek şekilde gelişti. Evrenin yaratılmasındaki ve bu günkü evren düzenindeki akıl almaz derecede hassaslık, yaratılmışların inanılmaz kompleks yapısı hep, yaratılmış her şeyin üzerinde olan, sonsuz, sınırsız kudret sahibi bir yaratıcıyı işaret etti. Artık O’nu tümden inkar etmek kabil olmayınca, O’nun insanlara va’z ettiği yaşam tarzı olan “Din”in inkar edilmesi propagandasını yapmaya başladılar.
Stratejilerini çok yönlü bir plan ve bu planı adım adım hayata geçirmelerini sağlayan, görünüşte bir birinden bağımsız ama aynı plana hizmet eden programlar yoluyla hayata geçiriyorlar.
Deizm de bu programlardan biri. Allah inancını ortadan kaldıramayanlar, insanların vahyedilen dinlerin, özellikle de İslam dininin, koymuş olduğu ilkelere daha da sıkı bağlanmasından, diğer dinlere mensup olan insanların Müslüman olmalarından ve hedefledikleri dünya düzeni projesinin başarısız olmasından korktukları için, Allah inancını reddettirmek yerine, deizmi yaygınlaştırmanı n daha doğru bir strateji olduğuna karar vermiş görünüyorlar.
Bunun için münbit bir zemin de halihazırda mevcut aslında. Özellikle Hristiyanlığın eskiden beri parçalanmış, kendi aralarında kavgalı yapısı ve akla aykırı teolojisi onlar için bulunmaz bir zemin.
Müslümanlar arasındaki mezhepsel ayrılıklar, din konusundaki sonu gelmez tartışmalar, birbirlerini sapıklıkla, dinden çıkmakla suçlamalar, vahyin yorumlanması konusunda yapılan tartışmalar, din kisvesi ardında yapılan suistimaller, bazı grupların din adına işlediği vahşetler ve dinin özünden uzaklaşmalar da onlara bu zayıflıkları kullanma fırsatı vermektedir.
Nefsani arzuları ilah edinmenin zirve yaptırıldığı bir çağda yaşıyoruz. Böyle bir çağda deizmi kullanarak insanların yaşam şekillerini kendi heva ve heveslerine uygun bir şekilde dizayn etmelerinin sağlanmasından daha kolay ne var. Ateizmi tutturamadılar ama aynı amaca hizmet edecek deizm de işlerini kolayca görecektir.
Tabii ki deizmdeki Allah inancı, vahye dayalı Allah inancından tamamen farklıdır. Bu tanrı kendi kendisini vahiy yoluyla tanıtmadığı için vasıflarına vakıf olunamayan bir tanrıdır. Bu tanrı hayat tarzınıza karışmaz, sizi yargılamaz, cenneti ve cehennemi yoktur. Bu yüzden siz kendi yaşam tarzınızı bu dünyada maksimum getiri sağlayacak şekilde kendiniz belirlersiniz. Şeytani bir ayartıcılık…
İşte bu şeytani cezbedicilik nedeniyle deizm hızlı bir şekilde yayılıyor. Şimdilerde lise çağındaki Müslüman çocuklarında bile etkisini göstermeye başlıyor. Din üzerine tartışmalara girmektense, Allah’a inanan ama dini toptan reddeden bir kişi olmak cezbedici ve konforlu geliyor insanlara. Üstelik egoyu ve nefsi arzuları desteklemesi bakımından da rağbet görüyor bu anlayış.
Bu tehlikenin önüne geçebilmek için, içi boşaltılan, değiştirilen, başka mecralara çekilen İslami kodları aslına döndürmek hayati önem taşıyor.
Diğer yandan insanlara yaratıcıyı kabul ettirmek yeterli değildir. O’nu vahiy yoluyla kendisini tanıttığı şekilde bilmek, öğrenmek ve öğretmek, Esma’sını sadece bir zikir aracı olarak değil, aynı zamanda bir idrak aracı olarak da kullanmak zorundayız.
Deizm salgınını önlemenin yolu, din indirmeyen bir Allah fikrinin geçersizliğini Allah’ı hakkıyla tanıtarak idraklere sunmaktan geçmektedir.