POLEMİK… Reaksiyon reaksiyon hep reaksiyon… Sloganlar…
Derinliği olmayan çocuksu meraklar… Günlük parlamalar,
ateşlenmeler… Tek maddeligündemler… Yüzeysellik…
Ucuzluk…İşportacılık… Magazin tefekkürü… Hafızasızlık… Bin türlü
bağımlılık ve özürlülük…
Doğru dürüst ciddî analizler, sentezler, araştırmalar, incelemeler ne kadar az… Yazılanların söylenenlerin binde biri ancak.
Türkiyenin, insanlığın halini, gidişatınıderin İslam hikmeti
ile gören kaçMüslümanvar?
Laik Kemalist cephesankiakıl tutulmasına uğramış.
Dünya liberalleri ile bizim liberaller arasındakiseviye
farkı…
Mensubu bulunduğum İslamî kesim hakkındaki özeleştirilerimi
biliyorsunuz.
Nâdir istisnalar dışında Türkiye hızlakırsal kesim ve taşra kültürüne yuvarlanıyor.
Kimse üzerine alınmasın…Bendeniz düşünenleri,şehir ve
medeniyet kültürüne sahip olanları tenkit etmiyorum…
Ülkelerin durumu, seviyesi,ülkeler sıralamasındaki yeri sadece
fert başına düşen millî gelir ile yollar, gökdelenler, limanlar,
barajlar, otomobiller ile ölçülmez, anlaşılmaz…
En önemli kıstas=kriter bir ülke halkının beyninin nasıl
çalıştığı veya çalışmadığıdır.
Ülkenin eğitim sistemi ve okulları (bilhassa liseleri)güçlü
değilse, düşünce hayatında yozlaşma başlar.
1928’deki alfabe devrimi Türkiye´ninkültür devamlılığını,
belkemiğini kırmıştır.
Ardından, zengin yazılı medenî Türkçe devlet terörü ile
zayıflatılmış, arı kuşdiline çevrilmiş, toplumsal beyin felç
edilmiştir.
Bugünkü liselerile yüksek seviyede düşünebilen medenî kuşaklar
yetiştirmek mümkün değildir.
Ciddî kıymetli yazılar yayınlansa bile bunlarıokuyup hakkıyla
anlayanın nispeti on binde biri geçmez.
Bugünkü yaygın kültürle ciddî ve gerçekçi bir gündem listesi
bile yapılamaz.
Liseler demiştim… Liselerde okuyan bütün öğrencilerin süper olması gerekmez. Yüzde onu iyi yetişse yeter. Bu iyi yetişenlerden kadrolar kurulur ve ülkeyi onlar idare ederse problem olmaz.
Edebî Türkçenin en basit metinleri olan Ömer Seyfeddin
hikayelerindeki bütün kelimeleri kavramları bilmeyenlerle köy olmaz
kasaba olmaz.
Kırsal kesim kültürü yaygın ve dominant hale gelince gerçek
kültürlülerin pabuçları dama atılır.
Kırsal kesim kültürü fasid bir dairedir (kısır döngü),bunun
içine düşen bir toplum artık kolay kolay dışınaçıkamaz.
Kırsallar eğitim, sanat, felsefe, mimarlık, yüksek düşünceden
hoşlanmaz.
Onlar slogancıdır… Onlar tepkicidir… Onlar aksiyon
üretemez…
Onlarsoyut kavramları anlamaz.
Beyninin iki yarı küresibirlikte eğitilmeyen toplumlar eksik kalır.
Matematiğe, pozitif ilimlere yönelik bir eğitim zekaları
körleştirir.
Medenî, derin düşünen insanlar ayrı anda zihinlerinde on
maddeyi/konuyu bir arada tutabilir.
Beyni sadece aktüel bir tek konuyu alabiliyor… Böylesi çok
eksiktir.
Mazisini bilmeyen toplumlar hallerini anlayamaz,
istikballerini göremez; tedbir alamaz, çare ve çözüm
üretemez.
İyi eğitilmeyen, kendilerine(dinî ve felsefî) ahlak kültürü
verilemeyen toplumlar içten çürümeye başlar.
Bir ülke için en büyük felaket arivistlerinçoğalıp hakim
olmasıdır.
ABD’nin Georges Washington üniversitesinden iki
araştırıcı,Kur’an prensiplerinin,kriterlerinin, düsturlarının
hayata uygulanmasıyla ilgili dünya çapında (208 ülke) bir anket
yapmışlar, ilk sıralarda medenî gayr-i müslim ülkeler yer almış,
Türkiye 103’üncü, Suudî Arabistan 113’üncü olmuş!(Global
EconomyJournal, Vol. 10Issue 2. How IslamicareİslamicCountries?)Bu
anketin başında yer alan ülkeler şunlar: Yeni Zelanda, Lüksemburg,
İrlanda, İzlanda, Finlandiya, Danimarka, Kanada, İngiltere,
Avustralya, Hollanda, Avusturya, Norveç, İsviçre, Belçika, İsveç,
Portekiz. Almanya…İçlerinde bir tek İslam ülkesi yok!..
Bugünkü eğitimiyle kültürü ileTürkiye ne İslamı anlayıp
yakalayabilir, ne de Batıyı modernizmi…
Kısır döngüden çıkabilmek içinmillî kimlik ve kültürümüze uygun mükemmel, vasıflı, güçlü mektepler açılması gerekir.İngiltereninEton’u, Osmanlının Galatasaray Sultanîsi gibi.
Eton1440’ta açılmış, o günden beri ülkesine hizmet
veriyor.İngiltereye 19 başbakan yetiştirmiş…
Eton mektebinde öğrenciler günün bazı saatlerinde frakla
geziyor…
Eton bilgi ve kültürün yanında ahlak ve karakter terbiyesi
veriyor, onun yanında estetik, güzellik, sanatboyutu
kazandırıyor.
Yüksek ve gerçek bir liseden mezun olan genç paraya âşık
olmaz, para için her haltı yemez… Benliğinin, süflî heves ve
ihtiraslarının esiri olmaz…
Galatasaray Sultanisi talebesi bir grup genç 1915’te, devlet
onları askere almak istemediği halde gittiler,
Çanakkaledeşehidoldulardı.
Eğitimi yüksek, vasıflı güçlü olmayan bir ülke geleceğine
ağlasın.
Bugünkü eğitim sistemi veya sistemsizliği ile Türkiye batar.
Gökdelenleriyle, otoyollarıyla, havaalanlarıyla,lüks ve pahalı cep
telefonlarıyla, rezidanslarıyla, müzeyyen meskenleriyle, yedi
yıldızlı otelleriyle, lüks restoranlarıyla, hızlı trenleriyle hep
birlikte batar.
Bugünkü kısır döngülerden nasıl çıkacağız?Nasıl medenî bir toplum olacağız? Bilen varsa Allah aşkına yazsın.