İnsan kalbini kırmak Kâbe’yi yıkmaktan daha tehlikeli görülmüştür. Kâbe yıkılınca yapılır ama insan kalbi kolay kolay iyileşemez. Özellikle nazargâh-ı ilahi olan bir kalp kırıldıysa Rabbimizin gazabı onu kıran kişiye karşı şiddetli olur. Çünkü kalpte Allah vardır ve kalp kırılmıştır… Bu durumu fark eden kişi derhal kırdığı kişinin gönlünü almalı, hatasını telafi etmeye çalışmalıdır. Yunus Emre hazretlerinin dediği gibi “Bir kez gönül yıktın ise o kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.” Burada da Yunus Emre Hazretleri kalp kıran kişinin kıldığı namazının bir manası olmadığını, bütün insanlar onun arkasında da dursa bir faydası olmayacağını vurgulamıştır. Yine Yunus Emre hazretleri bu konuda “Gönül Calab'ın tahtı, Calap gönüle baktı, İki cihan bedbahtı, kim gönül kırdı ise…” buyuruyor. Özellikle salih zatların, evliyanın kalbini kırmak büyüklerce çok tehlikeli görülmüştür. Çünkü onlar kıran kişiden şikayetçi olmasalar bile Rabbimiz onların gönüllerinin mahzun olmasını istemez. Ondan dolayı kalp kıran kişinin dünyası ve ahireti tehlikeye girebilir.
İnsan bu dünyada gurbettedir. Gurbet ve garip kelimelerinin kökü aynıdır. Ondan dolayı insan bu dünyada aynı zamanda gariptir de. Çünkü asıl yurdundan dünyaya yani gurbete gelmiştir. Dolayısıyla gurbette garip olan insanın kalbini kırmakta Rabbimizin gücüne gider. Gariplerin ahıyla arşı ala titrer. Yunus Emre hazretlerinin dediği gibi kalp kıranın yetmiş iki millet elin yüzün yıkamaz. İbadetleri Hak katında makbul olmayabilir. Zaten hak aşkıyla bu yolda yürüyen aşık çeşitli sıkıntılara katlanır bunun yanında bir de kalbi kırılır mahzun olursa Rabbimiz gazaba gelir, dolaylı yoldan Rabbimizi incitmiş oluruz. İşin bir de Efendimiz’e (s.a.v.) bakan yönü vardır ki ehlullaha göre Efendimiz’i (s.a.v.) seven, ona aşık olduğu iddiasında bulunan kişinin günaha girmesi Efendimiz'i (s.a.v.) incitir.
Bir insan hem aşığım deyip hem dünyaya dalamaz. Aşık olanın gözü dünyayı görmez. Ucunda ölüm bile olsa o canına takılmaz gözü hep cananındadır. O aşkı için türlü cefalara katlanır. Hallacı Mansur hazretleri gibi etleri lime lime edilse bile bir kere ah etmez. Hiçbir zaman misafir olduğu dünyada sıkıntıya düştüm diye kederlenmez. Efkara kapılmaz. Hiç misafir gittiğimiz yerde rahat edemedik diye ev sahibine laf söyler miyiz? Aşıkta böyledir, misafir olduğu bu dünyada derde kedere kapılmaz. Hep ümitlidir, Rabbiyle olduğu için mutludur. Bir sıkıntıya da düşerse hiçbir zaman kederlenmez çünkü derdinin dermanının Allah’ta gizli olduğunu bilir ve sabreder. Sevgili incinmesin diye düştüğü sıkıntılarda sevgilinin hatrına katlanır.
Kişi temiz geldiği bu dünya hayatında dünyanın pisliğinden beri durmalıdır. Beşeriz şaşarız ama tövbe diye bir ferahlığımız da vardır. Ne zaman bir günaha düşsek hemen tövbe edip pişman olmalıyız. Çünkü ancak tövbeyle insan aslına döner, tövbeyle hiç günah işlememiş gibi olur. Yaratılıştaki o tahir sıfatını korumak için kendini kirletmemeli, kirlenince kendini tövbe suyuyla yıkamalıdır. O hassas kalbiyle aşık bilmelidir ki insan günah işleyince kirlenince Rabbi incinir.
Kulunun dünya malına meyletmesi de Rabbimizi incitir. Allah Teala kulunun kalbinde kendisinden başka kimsenin olmasını istemez, kulunu dünyadan sakınır. Eğer kul masivaya düşer âğyâra iltifat ederse bu Rabbimizi incitir. Rabbimiz son nefese kadar kalbi dünya malından temizlemek için bizlere fırsat verir. Dünya hayatında affedilmek için hak katında makbul bir kul olmak için Rabbimiz bize o kadar büyük fırsatlar vermiştir ki hep kulunu dünyadan kayırmak cennette cemalini göstermektir gayesi ama görenedir görene…
Dünya malının tehlikesi zâhirken, dünya malı Karun’a bile kalmamışken, dünyada böylesine misafirken kulun dünyaya meyletmesi Rabbimizi ve Efendimiz’i (s.a.v.) incitir.
Kalbin âgâh olması için gönül aynasının silinmesi gerek. Kalp âgâh olacak ki manevi makamları bir bir geçsin. Muhabbet güneşi gönüllerde doğunca gerekmez başka sevdalara, aşklara… Dertler, müşküller daha arz olunmadan çözülür anında.
“Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esîr-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme”