Osmanlıda İlmiyenin çok özel bir yeri vardır. İlmiyenin halifeye karşı takınmış olduğu tavırdan sonra özellikle Müslüman kesimde halife aleyhine gösteriler ve yürüyüşler yapılmış hatta bu gösteriler sultanı tahttan indirecek boyutlara varmıştır.

“Abdulhamid yaşlıdır gençlere yol verin” gibi söylemlerle de Abdulhamid Han Hazretleri halka nefret ettirilmesi başarılmış ve yaşanan bu ve benzeri olaylardan sonra İttihat ve Terakki Fırkası idarecileri kendilerinden habersiz Yahudilerle beraber hilafet makamına girerek 2. Abdulhamid Han Hazretlerini tahttan indirmişlerdir. Nitekim Abdulhamid Hanın en çok üzüldüğü konulardan biri bu olmuştur.

2. Abdulhamid Hanın tahtan indirilmesinden sonra Cemal paşa, Talat paşa, Enver paşa ve Emin Karasu kontrolünde İttihat ve Terakki Partisi yönetime geçti. Bunların yaptığı hatalardan biri deneyimli ordu paşalarını görevden alıp yerine yeni yetişmiş deneyimsiz genç subayları getirmek, ikinci hatalarıysa Osmanlıyı 1. cihan harbine sokmak oldu. Bir gün beraber otururlar iken Talat paşa içeri girip sırıtarak ve sevinçli bir şekilde; “Arkadaşlar müjde (!) Harbe girdik. (Yani 1. Dünya Savaşına.) ” Enver Paşada kalkıp; “Bize danışmadan nasıl böyle bir şey yaparsın?” demiş. Dönemin başbakanı Sait Halim Paşada küsüp gitmiş…

Bu paşalar yani Enver, Talat ve Cemal üçlüsü aslında laik bir rejime karşıdırlar ve İslâm’i bir yönetimi isterler.

İleride devletin böyle kötü bir duruma düşeceğini akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi. Hidayet karardı mı böyle olur. Hakka, İslam’a, Müslümanlara hizmet edeyim dersin lakin batıla hizmet edersin ve Müslümanlara zarar verirsin de farkına bile olamazsın. Hatta bunu cihad aşkıyla yaparsın. Hidayet kararması böyle bir şeydir.

Bu paşalar ayrıca birer Almanya hayranıydılar. Çünkü Almanya o dönemin süper gücüydü. Osmanlı'nın savaşa girmesi de okuduğunuz üzere yönetimden habersiz, gizli bir şekilde olmuştur. İki Alman gemisine Osmanlı bayrağı takılıp Rusya'nın donanmasına saldırı gerçekleştirilmiştir. Böylece Osmanlı savaşa girmiş oluyordu. Osmanlı bundan sonra bir bir şehirlerini kaybetmeye, bölünüp parçalanmaya ve işgal edilmeye başladı. (Yalan Söyleyen Tarih Utansın/Mustafa Müftüoğlu)

Enver Paşa, bir Alman komutanının talebi üzerine Rusları arkalarından dolaşarak saldıralım demiştir. Bu yüzden yaklaşık 90 bin askerimiz Sarıkamış’ta soğuktan donarak şehit olmuştur.

İttihat ve Terakki partisini kuranlar hatalarını anlayıp tekrar Abdulhamid Han Hazretlerine başa gelmesi için yalvarmışlardır. Ama onun cevabı beni tahttan indirmeden önce düşünecektiniz demek olmuştur.

Görüldüğü üzere batıla uymak koca bir imparatorluğu dahi parçalamaya yetmektedir. Ve İslam ümmeti hala o günlerde yapılan yanlışların acısını çekmektedir. Tarihi iyi okumalı ve gençlerimizi bu konuda şuurlandırmamız lazım. Yoksa dost diye düşmana sarılırken, düşman diye de dostuna saldıran tuhaf bir nesille karşılaşırız ki içine düştüğümüz içler acısı durumun farkında bile olmayız.