(Bu yazı birkaç ay önce yazılmıştır.)
İSTANBUL’da bir grup Müslüman Hilafet yürüyüşü yapmış. Dönme medya
rahatsız olmuş, homurdanıyor… Müslümanların Hilafet, Halife
istemesinden daha normal, daha tabiî ne olabilir? Hıristiyanlar
Patrik Papa Piskopos ister, Yahudiler Hahambaşı ister, Masonlar
Üstad-ı Âzam ister, Tibet Budistleri Dalay Lama ister; bu istemeler
suç olmaz da, Müslümanlar Halife, Emîrül Mü’minîn, İmamül Müslimîn
isteyince mi suç olacakmış?
Hilafet yürüyüşüne katılan kimselerin fotoğraflarını gördüm, büyük
bir kalabalık yoktu. İyi bir organizasyon yapılmış ve bir milyon
insan toplanmış olsaydı ne iyi olurdu.
Müslümanların başında ehliyetli ve liyakatli bir Halife olmadığı
için Ümmet’in (Ümmet diye bir şey kaldıysa) işleri iyi
yürümüyor.
Hilafet mutlaka geri getirilmeli, Müslümanların başında mutlaka
ehliyetli bir Halife bulunmalıdır.
Egemen azınlıklar, Dönmeler, Kriptolar, militan ateistler böyle bir
şey istemezlermiş. Onların istememesi biz Müslümanları
bağlamaz.
Aslında tez elden bir Hilafet Komitesi kurulmalıdır.
Bu Komite cemaatlerin, tarikatların, grupların, hizip ve
fırkalarında üzerinde olmalıdır.
Kesinlikle siyasete alet edilmemelidir.
Bu komiteye bir tek arivist, şarlatan, soytarı, şâibeli, din
sömürüsü yapan rezil kimse alınmamalıdır.
Rumların, Ermenilerin patrikleri, Yahudilerin Hahambaşıları,
Masonların Üstad-ı Âzamları olduğu gibi Müslümanların da râşid
Halifesi olmalıdır.
Devlet gayr-i Müslimlerin kilise teşkilatına, ruhanî reislerine
karışmadığı gibi Müslümanlara da karışmamalıdır.
Cemaatler, hizipler, parçalar üstü, müşterek bir HİLÂFET dergisi
çıkartılmalı, bu süreli yayının her sayısı bir milyon bastırılıp
Müslüman halka okutulmalıdır. Dergide Ümmet birliği, Hilafetin
lüzumu, namaz ve cemaatin ehemmiyeti, vasıflı Müslüman yetiştirecek
gerçek İslam Mektepleri açılması, gerçek İslam Medreselerinde
icazetli ulema ve fukaha yetiştirilmesi, İttihad-ı İslam, Câmi
hizmetlerinin Kur’an ve Sünnete uygun hale getirilmesi, İslamın
yüksek ahlak dini olduğu gibi konular işlenmelidir.
Müslümanların gayr-i müslim dünyaya, ehl-i zimmete ve başka dinlere
hürriyet vereceğine dair taahhütte bulunmalıdır.
Laikçi Kemalist sistem yakın tarihimizde hem Müslümanların, hem de
Hıristiyanların canlarına okudu, temel hak ve hürriyetlerini
çiğnedi. Yahudilerin bir kısmı Kemalizmi desteklediği halde, Moiz
Kohen Tekin Alp, rezil kitabına “Kahr Olsun Şeriat” bölümünü
koyduğu halde, Yahudiler de laikçi sistemin çiftesini yedi.
Osmanlı Hilafeti Ehl-i Zimmetin kimliklerini, kültürlerini
korumasına izin vermiştir.
Osmanlı vatandaşı Rumlar, İzmir’e çıkan istilacı Yunan kuvvetlerini
kurtarıcı gibi karşıladılar, bu hatâ ve hıyanet onlara çok pahalıya
mal oldu. Ermenilerin bir kısmı istilacı düşman Rus kuvvetlerini
kurtarıcı olarak gördü, destekledi. Onlar da silindi gitti.
Sabataycılar, Pakraduniler, Kriptolar Hilafet ve Halife
istemiyormuş. Bunu tabiî görürüm. Bir Müslüman istemezse, bu
anormaldir.
Türkiye’nin ve İslam dünyasının ayakta durması Hilafetle olur.
Râşid âdil muktedir çok faziletli bir Halifeye biat ve itaatle
olur. İslam düşmanları bunu var güçleriyle engellemeye çalışacak,
Müslümanlar ise var güçleriyle bunun gerçekleşmesi için
çalışacaktır.
Müslümanları bekleyen büyük tehlikelerden biri, küfür ve nifak
dünyasının, sahte ve fantoş bir halifeyi İslam dünyasının başına
belâ etmesidir. Onların bu konuda şeytanî planları ve hazırlıkları
olduğu sezilmektedir.
İslam dünyası birleşip tek bir Ümmet olmadıkça, bu Ümmetin başına
âdil râşid muktedir bir Halife seçilip halk ona biat ve itaat
etmedikçe, Ümmet işleri ehil ve güvenli kimselere danışılarak
görülmedikçe, planlı ve programlı bir ıslah ve tecdid hareketi
başlatılmadıkça Müslümanların durumu daha da kötüye gidecektir.
Ah ne kadar üzülüyor ve teessüf ediyorum ki, on milyonlarca
Müslüman kötü medyanın ve bozuk ortamın günlük magazin haberleri,
zararlı dedikodular, incir çekirdeğini doldurmaz gevezelikler,
bitmez tükenmez zevzeklikler ile ömür tüketiyor.
Müslüman kesimin hocaları, hoca efendileri, hazretleri,
muhteremleri, ağabeyleri, üstatları, ziyalıları (hepsinin
ellerinden öperim) niçin mübarek Ramazan ayında bir araya gelip de
Kur’ana ve Sünnete uygun bir gündem hazırlayıp büyük, genel,
topyekûn bir uyanış ve ıslah hareketi başlatmıyorlar?
Paramparça olmuş, bin fırkaya hizbe İslamcılığa ayrılmış,
Protestanlaşmış Müslüman dünyasını birleştirecek Salahaddin
nerededir?
Bir buçuk milyarlık İslam dünyasında İmamet-i Kübra makamına
oturtulacak adamlar, adaylar yok mudur?
Sokaktaki Müslümana Ümmet birliğinin, Halifenin, ona biat ve itaat
etmenin zarurî olduğunu nasıl anlatacağız?
Bir buçuk milyarlık İslam dünyası daha ne kadar, dokuz milyonluk
bir korsan devletin önünde âciz kalacaktır?
Ümmet birliği ve râşid Halife, sadece biz Müslümanlar için değil,
bütün insanlığın ve kürre-i arzın selameti, güvenliği için
lazımdır.
Ah yazık, bin kere yazık ki, milyonlarca Müslüman, Hilafet, Ümmet
Birliği, Şer’î düzen, Allahın rızasına uygun bir hayat sürmek gibi
temel islamî değere, şu baş belası cep telefonları kadar önem
vermiyor.