Bu sorunun cevabını bulmadıkça ve gereken tedbirleri almadıkça kurtulmamız zordur.

* Düşmanlarımız bizi yani Türkiye Müslümanlarını alabildiğine bölmek, parçalamak istiyor.

* Bizi Allahü Tealanın ve Resulünün (Salat ve selam olsun ona) istediği tek Ümmet olmaktan alıkoyup, birbirinden kopuk bin parçaya ayırmak istiyor.

* Bu parçaların bir kısmının birbirine düşman olmasını ve birbirleriyle çekişmesini istiyor.

* Müslümanların başında âdil, güçlü, râşid bir reis olmasını ve halkın bu zata biat ve itaat etmesini istemiyor.

* Düşmanlarımız Müslümanları doğru yoldan çıkartıp sapık yollara sokmak için rasgele değil, çok planlı ve programlı ve devamlı şekilde çalışıyor.

* Bu maksatla, dıştan Müslüman görünen bazı Kripto (Gizli) Yahudileri, Kripto Haçlıları, Pakradunileri istihdam ve teşvik ediyor, onları destekliyor.

* Müslüman yığınları gerçek medenî İslam kültüründen uzak tutup, bedevî ve şifahî kültür bataklıklarında yaşatmak istiyor.

* Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığını kaldırıp, onun yerine laik, seküler, sulandırılmış, ılımlı hale getirilmiş, Şeriatsız ve fıkıhsız, bir ideoloji veya hümanizmaya dönüştürülmüş yeni bir İslam türetmek istiyor.

* Müslümanlara ehliyetsiz, icazetsiz kimseler tarafından re’y ve heva ile yazılmış Kur’an tercümeleri, mealleri ve tefsirleri okutarak onları Kur’an yolundan ayırmak istiyor.

* İslamın ikinci temeli olan Sünneti ya tamamen inkâr ettiriyor yahut AB normlarına göre ayıklattırıyor. Hattâ birtakım ajanlarına, esahhü’l-kitab ba’de Kitabillah=Allahın Kitabı Kur’andan sonra kitapların en doğrusu olan Sahih-i Buharî’de mevzu hadîs olduğu propagandası yaptırıyor.

* İslam Şinasi adlı Farsça kitabında “Allah yek Janus-i hakikî est=Allah gerçek bir Janustur” diyen Ali Şeriatî’yi büyük bir mütefekkir ve imam olarak tanıttırıyor. (Geçen sene sordurmuştum, kemal sıfatlarla muttasıf ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahü Tealayı iki çehreli bir Roma putuna benzeten bu adamın kitapları Diyanet kitabevlerinde satılıyormuş!..)

* Sünnî Müslümanları afyonlamak, uyuşturmak, gaflete düşürmek için her türlü şeytanî propagandayı, dezenformasyonu yaptırıyor.

* İslamı bozmakla vazifeli birtakım adamları zengin ediyor.

* Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığını yıkmak için Feminizmi ve birtakım beyinsizleri kullanıyor.

* İslamın, imandan sonra ikinci ana maddesi olan beş vakit namaz kılanların sayısını azaltmak ve Müslüman halkı çeşitli şehvet ve azgınlıkları işler hale getirmek. Bu maksatla cami imamlarını namaz kılma memurları haline getirmek.
İslam ve Müslüman düşmanlarının bu kimisi açık, kimisi sinsi faaliyetleri; Türkiyemizin Suriye ve Mısıra dönmesine, iç savaş çıkmasına, vatanımızın parçalanmasına sebep olabilir.

Türkiye’nin BİLEN MÜSLÜMANLARI bu konularda halkı yeteri kadar veya hiç uyarmamakta, aydınlatmamakta, bilgilendirmemektedir.
Allah muhafaza buyursun, biz de Suriye ve Mısıra dönersek, bu yıkım ve faciada vazifelerini yapmayan, Müslümanları uyarmayan, Ümmet birliği için çalışmayan bilenlerin, alimlerin, reislerin büyük vebalı olacaktır.

Suriyenin Ehl-i Sünnet Müslümanları tek bir Ümmet olabilmiş olsaydılar, bugünkü acınacak ve ağlanacak duruma düşmeyeceklerdi.

Mısır Müslümanları biz Türkiye Müslümanlarından daha dindar idi ama tek bir Ümmet çatısı altında birleşmemiş olmaları, bin türlü irili ufaklı fırkaya parçalanmış olmaları onların felaketine zilletine, esaretine ve yenilgisine sebep oldu.

Müslüman kardeşlerimi uyarıyorum:

İslamî hareketlerin içine Kripto Yahudiler, Kripto Haçlılar, Sabataycılar, Pakraduniler, Tat Yahudileri, Kırımçak Yahudiler sızmıştır.

Büyük bir dinî kuruma çok bozuk inançlara sahip Fazlurrahmancılar sızmıştır.
Birtakım sarıklı Farmasonların müritleri zehir saçmaktadır.

Bozuklar ve sapıklar Müslümanların zekatlarına bile göz dikmiş olup zekat paralarını Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak toplayıp sarf etmektedirler.
Muslih (ıslah edici) postuna bürünmüş müfsidler (fesat çıkartanlar) Müslüman halkı bölmek, parçalamak, faydasız işlerle meşgul etmek için gece gündüz çalışmaktadır.

Müslümanları parça holiganı, militanı, fanatiği yapmak için var güçleriyle çalışıyorlar.

Müslümanlara nasihat edilmemektedir.
Milyonlarca Müslüman dedikodu bağımlısı haline getirilmiştir.

Halkın yüzde doksanı namazı yitirmiş ve şehvetlerine uymuştur.

Kur’anın, Sünnetin, Şeriatin, fıkhın, İslam ahlakının yasak ve haram kıldığı nice çirkin günahlar ve azgınlıklar açıkta ve açıkça küstahça, meydan okurcasına işlendiği halde Müslümanlar bunları (yasal sınırlar içinde) kötülemiyor, önlemeye çalışmıyor, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmıyor.

Beş aydan beri on milyonlarca Müslüman Cemaat-İktidar savaşı dedikodularına kilitlenmiş bulunuyor.

Mübarek Ramazan yaklaşıyor. Bir uyanış, kendine geliş, tevbe, mağfiret, ıslah ayı olan Ramazan için ne gibi ciddî hazırlıklarımız var?

Müslüman halka, bilinmesi öğrenilmesi farz olan ilmihal bilgilerini öğretmek için neler yapıyoruz?

Ümmet birliği için çalışıyor muyuz?

Siyonistlerin, ABD ajanlarının, reformcuların, dinde yenilik ve değişim isteyenlerin, light ve ılımlı İslamcıların yıkıcı propagandalarını tesirsiz hale getirmek için ne gibi çalışmalarımız vardır?

Bendeniz okur-yazar bir Müslüman olarak bu kadar yazabiliyorum.
Hakikî ve icazetli ulema ve fukahanın, icazetli gerçek şeyhlerin, ihlaslı ve ziyalı Müslümanların himmet, hizmet ve yardımlarına çok muhtacız