Orada İslama, İmana, Kur’ana gerçekten hizmet eden kişiler ve
gruplar var. Bu kişi ve grupların hizmet konusunda birbirleriyle
rekabet etmeleri büyük fitnelere sebep olur.
Ne yapmaları gerekir?.. Hayırlı, güzel hizmetlerde rekabet değil,
müsabaka etmeleri, yani yarışmaları gerekir.
Rekabet etmemeleri, müsabaka etmeleri için de işbirliği yapmaları
icab eder.
Sâlih, muhlis=ihlaslı, âbid bir Müslüman hizmette başarı kazanınca
benim ne yapmam gerekir?.. Çok sevinmem, onun tebrik etmem gerekmez
mi?
Sevinip tebrik edeceğim yerde haset ve kıskançlığımdan mosmor
kesilip üzülmem ayıp olmaz mı?
Müslüman kesimde cemaatçilik, tarikatçılık, hizipçilik ve grupçuluk
asabiyeti çok güçlü ve bu yüzden müsabaka yerine rekabet
yapılıyor.
Zaten, bütün Müslümanların, şemsiyesi altında toplanacakları bir
Ümmet birliği olmazsa rekabetler, kıskançlıklar, hasetler
önlenemez.
Müslümanları ötekileştirmek şeytanîdir.
Hizmetleri ben yapayım, onlar yapmasın zihniyeti de şeytanîdir.
İman, Kur’an, İslam hizmetlerinde dağınıklık ve rekabet iyi
değildir.
Benim cemaatim iyidir, öteki cemaatler kötüdür demeden önce bin
kere düşünmek gerekir.
İslamî hareketin içine elbette münafıklar, yarı mühtediler,
ajanlar, casuslar, geri zekalılar ve kötü niyetliler sızmıştır…
Aşağıdaki şartlara ve prensiplere uygun olarak hasbeten lillah ve
muhlisen lillah hizmet edenler, “kan grupları” ne olursa olsun
bizim kardeşlerimizdir:
Birinci şart: Sahih itikatlı olacak.
İkinci şart: İhlaslı olacak.
Üçüncü şart: Hizmetleri şahsî menfaatlerine ve siyasî nüfuzuna alet
etmeyecek.
Dördüncü şart: Allah katında derece üstünlüğünün taqva ile olduğunu
iyi bilecek.
Beşinci şart: Kafirleri dost ve velî edinmemiş olacak.
Altıncı şart: Holiganlık, militanlık ve fanatizm yapmayacak.
Yedinci şart: Yalan söylemeyecek, iftira atmayacak, Müslümanları
aldatmayacak.
Sekizincisi: Hizmet etmeye ehliyeti, liyakati olacak.
İslamî hizmet ve faaliyetlerde rekabet, haset, kıskançlık,
düşmanlık büyük bir fitnedir. Fitne katilden eşeddir.
Ümmet birliğini gerçekleştirmeden ve râşid bir İmama biat ve itaat
etmeden rekabeti önlemek çok ama çok zordur.
(İkinci yazı)
Dün Övenler Bugün Sövenler
ÇARE çözüm aramak yok… Bu savaşın sonu ne olacak yok… Yangını nasıl
söndürebiliriz yok…
Alabildiğine dedikodu var… Tencere dibin kara edebiyatı var…
Evet soruyorum: Bu işin sonu ne olacaktır? Bilen, tahmin eden var
mıdır?
Bendenizin bildiği birkaç husus var:
*Onlar yenilgiyi asla kabul etmez ve pes demez.
*Kavga kolay kolay bitmeyecektir.
*Bütün dünyaya yayılmış bir teşkilat, bunlarla nasıl başa
çıkılabilir?
Bir sene öncesine kadar birileri onları göklere çıkartıyordu; şimdi
yedi kat yerin dibine batırıyor.
Dün aşırı şekilde öven beğenen, bugün kötüleyenlerin hiç kabahati
yok mudur?
Birtakım ekselanslar uyarılmıştı ama laf dinlememişlerdi. Onların
da alnı secdeye gidiyor, elinizde delil var mı denilmiş ve uyarılar
göz ardı edilmişti.
Şu ana kadar toplanan milyarlarca dolar hizmet parası ne oldu,
onlarla ne gibi hizmetler yapıldı?
Bilgi bankası olmayan islamî kesim…
Olup bitenlerin içyüzünden habersiz islamî kesim…
Üniter yapısı ve hiyerarşisi olmayan islamî kesim…
Buzdağının sade su üstündeki kısmını gören islamî kesim…
Yüz milyarlarca dolar ile planlı ve programlı şekilde ihlasla din,
iman, Kur’an hizmetleri yapılmış olsaydı ne büyük fütuhat
olurdu…
Medenî, vasıflı, firasetli Müslüman ziyalılar nerede?
Olup bitenlerden ders alıp kendimizi ıslah edip toparlanabilecek
miyiz?
Sadece bir tencerenin dibi mi kara, yoksa bütün tencerelerinki
mi?
Demokles’in kılıcı gibi bir soru:
Müslüman yalan söyler, iftira atar, din kardeşlerini ve halkı
aldatır mı?
Başka bir soru: Müslüman, Kur’anın açık uyarısına rağmen İslam
düşmanı kafirleri dost ve velî edinir mi?
Bir soru daha: Müslüman, mü’min kardeşlerine taqiyye ve kitman
yapabilir mi?
Polemik polemik polemik… Dedikodu dedikodu dedikodu… Bunların ne
faydası olur?
Uçanlar edebiyatı… Sürünenler edebiyatı… Övgü yağmurları, sövgü
boraları… Sen ben sen ben sen ben…
Dün övenler, bugün sövenler… Birileri sövenlere aferinler verirken,
başka birileri teessüfler ediyor.
Be adamlar!.. On yıl boyunca aklınız neredeydi?
Bugün sövdüklerinizi dün baş tacı yapıyordunuz.
Dün niçin övmüştünüz, bugün niçin sövüyorsunuz, bu konuda bir
açıklama yapar mısınız?
Tencere dibin kara!.. Seninki benimkinden kara!..
Hainler, münafıklar, sapıklar, hamiyetsizler!..