İslam Devleti, Hilafet, Şeriat… Dünya yıkılıyor ama
Türkiye’deki Sünnî çoğunluğun büyük kısmı, Ehl-i Sünnet adına
bunlardan bahsetmiyor.
Güneyimizde kurulan İslam Devleti Vehhabî ve Selefî imiş… Olabilir…
Sünnîlerin de Ehl-i Sünnet çerçevesi ve sınırları içinde İslam
Devleti’nden, Hilafetten, Şeriat düzeninden bahsetmeleri gerekmez
mi?
Kemalist ilahiyatçılar ve Diyanetçiler, kripto Mutezililer, light
sulandırılmış İslam taraftarları; Derin Devletin talimatıyla uzun
yıllar boyunca İslam’ın içini boşaltmak, Müslümanları
dünyevîleştirmek için sinsice çalıştılar.
Müslümanların kafasından Ümmet, Hilafet, İmam-ı Kebir… Biat ve
Hilafet kavram ve değerlerini çıkarttılar.
Kriptoların büyük medyası dinî konuları magazinleştirdi.
Her Müslüman’da olması gereken bazı hassasiyetler erozyona
uğratıldı.
Laik, seküler, dünyevî Müslüman yığınlar yetiştirildi.
Din düşmanlarına evliya diyen sözde şeyhler bile görüldü.
İslam Devleti, Hilafet, Halife, Şeriat kavram ve değerleri Ehl-i
Sünnetindir. Sünnî hocalar, hacılar, şeyhler, ziyalılar bunlara
Sünnîce sahip çıkmazlar, bugünkü kayıtsızlığı devam ettirirlerse,
bu değer ve kavramlar ehl-i bid’atin tekeline girecektir.
Bütün Ehl-i Sünnet hocaları, liderleri; İslam Devleti, Hilafet,
İmamet, Şeriat diye haykırmalıdır.
Bunu yapmazlarsa meydan, Peygamber kabirlerini ve makamlarını,
evliya türbelerini dinamitle havaya uçuran bid’atçilere
kalacaktır.
O zihniyet Türkiye’yi ve İstanbul’u ele geçirirse Eyüp Sultan
hazretlerinin türbesini bile yıkacaktır.
Ulus devlet kafasına sahip Müslüman İslam’ı anlamamıştır.
Sen hangi zümredensin sorusuna, “Ben elhamdülillah Ümmet-i
Muhammed’denim” demeyen kimse İslam’ı anlamamıştır.
“Bulunduğu zamanın İmamına biat ve itaat etmeden ölen kişi, sanki
cahiliyet ölümü ile ölmüştür” hadisini bilmeyen kimse cehalet
karanlıkları içinde yüzmektedir.
Bütün Müslümanlar İslam milletindendir.
Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) milletindendir.
Şeriat, Kur’an’dan ve Sünnetten çıkartılmış kutsal, kurtarıcı,
ebedî saadete ulaştırıcı kuralların ve hükümlerin tamamına verilen
addır.
Darülislam, Kur’an, Sünnet, Şeriat hükümlerinin yürürlükte olduğu,
uygulandığı yerdir.
Artık 28 Şubat karanlıkları içinde değiliz. Oldukça geniş bir din
hürriyetimiz var. Bu hürriyeti iğtinam ederek (ganimet bilerek)
Müslüman halkı uyarmalıyız.
Diyanet büyük sorumluluk altındadır.
Büyük cemaat ve tarikatlar da…
Türkiye’nin Ehl-i Sünnet çoğunluğu tek bir Ümmet haline gelmez, bu
Ümmetin başına râşid ve âdil bir İmam seçilmez, halk bu İmama biat
ve itaat etmezse geleceğimiz çok karanlıktır.
Bilenler bilmeyenleri uyarmaz, aydınlatmaz, bilgilendirmezse
vebalin büyüğü onların üzerine olacaktır.
Tekrar ediyorum… İslam Devleti… Hilafet… Ümmet birliği… İmam’a biat
ve itaat…
Artık hürriyet var… Hiçbir geçerli ve meşru mazeretimiz yoktur.
Yukarıda zikrettiğim konuları, değerleri, kavramları Gizli
Yahudilerin, ABD’nin, AB’nin istedikleri şekilde görmek (veya hiç
görmemek) biz Ehl-i Sünnet Müslümanları için çok ayıptır, büyük
günahtır, züldür, rezalettir, kepazeliktir, geri zekalılıktır,
mânevî intihardır.
Melhame-i Kübranın ayak sesleri duyuluyor, biz hâlâ Cemaat-İktidar
kavgasının dedikodularıyla meşgulüz.
Galiba, çok geç, iş işten geçtikten sonra uyanacağız.
(İkinci Yazı)
Rızalar
Rabbim Allahü Teala hazretleridir. Rab olarak O’ndan razıyım…
Kitabım, düsturum (anayasam) Kur’an-ı Kerim’dir. Kitap olarak ondan
razıyım.
Dinim İslam’dır. Din olarak ondan razıyım.
Nebim, seyyidim, kaadim Muhammed Mustafa aleyhissalatüvesselamdır.
Nebi olarak ondan razıyım.
Şeriatim, Şeriat-i Garra-i Ahmediyyedir. Şeriat olarak ondan
razıyım.
Ümmetim, Ümmet-i Muhammed’tir. Ümmet olarak ondan razıyım.
Milletim İslam milletidir. Millet olarak ondan razıyım.
Mezhebim ve meşrebim Ehl-i Sünnet ve cemaattir. Mezhep olarak ondan
razıyım.
Beğendiğim, razı olduğum ahlak sistemi İslam ahlakıdır, ahlak-ı
Muhammedîdir.
Müslümanlar arasında bir ihtilaf=anlaşmazlık çıkarsa, benim yerim
Sevad-ı Âzam dairesi içindedir.
Bütün mü’minler kardeşimdir, kardeş olarak onlardan razıyım.
En büyük iki düşmanım kendi nefs-i emmârem ve şeytandır. Onlardan
razı değilim.
Dostlarım ve velilerim Müslümanlardır; dost ve velî olarak onlardan
razıyım. Kâfirleri dost ve velî edinmem, onlardan razı değilim.
Hoca olarak rabbanî icazetli ulema, fukahadan, kâmil mürşidlerden
razıyım.
Kendi ayıp, günah ve kusurlarıma üzülmekten, başkalarınınkileri
görmeye vaktim yoktur. Dilim şayet gıybet ve tecessüs ederse ondan
razı değilim.