Cevap: Sadece korkmakla iş bitmez, çok korkmalıyız?... Niçin: Çünkü
düşmanlarımız çok şeytan ve çok güçlüdür. Biz ise çok dağınık ve
güçsüzüz.
Biri çıkar, yüksek sesle bağırır: Hayır hayır hayır, sen çok
abartıyorsun, Türkiye asla Suriyeye, Mısıra benzemez, biz pek
anlıyız şanlıyız, geleceğimiz güneş gibi parlaktır!..
Cevap: Bendeniz bir Müslüman yazarım. İslamın, Kur’anın, Sünnetin,
Şeriatın, İslam ahlakının, bilgeliğin ölçülerine göre düşünmeye ve
yazmaya çalışırım. Çok büyük, korkunç, dehşetli, ölümcül
zaaflarımız, kusurlarımız, noksanlarımız, günah ve isyanlarımız
vardır. Bunları gidermezsek başımıza çok vahim felaketler
gelebilir.
Neymiş bu kusurlar ve zaaflar?
Saymakla bitmez!.. Ümmet yok, birlik ve beraberlik yok. Ümmet
başkanı yok. Biat ve itaat yok. Müslüman halkın büyük kısmı namazı
terk etmiş, şehvetlerine uymuş. Öldürücü günahlardan riba çok
yaygın. Lüks, israf, sefahat. İslam medreseleri kapalı, tasavvuf ve
tarikat faaliyetleri çok kısıtlı. İslam eğitimi ve mektepleri yok…
Helal haram ayırımı yapmadan para kazanmak ana maksat olmuş. Bina
ve zina. Din istismarı=sömürüsü korkunç boyutlara ulaşmış… Müslüman
halk cahil kalmış, 1928’den önceki Türkçe metinleri bile
okuyamayacak derecede… Bu saydıklarım Müslüman bir toplumu,
Müslüman bir ülkeyi batırmaya, yere sermeye yeter de artar.
Çok karamsarsın, bak Marmaraylar, metrolar, otoyollar, uçaklar,
gökdelenler, alış veriş merkezleri, pıtrak gibi çoğalan yeni
üniversiteler, lüks arabalar, lüks meskenler, lüks lüks lüksss…
Cevap: Bunlar maddî ve teknik göstergelerdir. Bir devlet, bir ülke,
bir halk bunlarla ayakta durmaz. Mutlaka olması gerekenler
şunlardır: Adalet adalet adalet!.. İlim irfan doğru kültür… Ahlak
fazilet… Temizlik, şeffaflık… Dürüstlük doğruluk… İyi, güçlü,
güzel, vasıflı bir eğitim sistemi… Bilgelik bilgelik
bilgelik!..
Müslümanlar ezelde Allah ile ahdü misak etmişler ve bunu dünya
hayatında hatırlamışlardır. Bu ahd ü misaka, Kur’an Sünnet ve
Şeriat prensiplerine hıyanet ederlerse iflah olmazlar.
Müslümanların tek bir Ümmet oluşturmamaları, Ümmet teşkilatı
kurmamaları, râşid bir İmama biat ve itaat etmemeleri; Ümmet
Şûrası, Ümmet Fetva heyeti, Ümmet Meclis-i Meşayihi bulunmaması çok
büyük bir hıyanettir.
İtiraz: Be adam bu söylediklerin yasaktı, teşebbüs edeni mahv u
perişan ederlerdi…
Cevap: Artık yasak değildir… Bugün artık yasaktı, cezalandırılırdı
bahaneleri geçerli değildir. Şimdi, yüzde yüz olmasa da çok geniş
bir din hürriyeti vardır. Bu hürriyeti fırsat ve ganimet bilip
gereken hizmet ve vazifeleri yapmamak suçtur, hıyanettir,
gaflettir.
Birisi: Ben bir cemaate bağlıyım, bu cemaatin edebiyatı ve
söylemleri seninkilere benzemiyor…
Cevap: Bu fakir, herhangi bir cemaat mensubu değilim, Ümmet’in bir
ferdiyim. Ümmet planında yazıyorum, çareler ve çözümler arıyorum,
teklif ve temenniler getiriyorum.
Yakın tarihte Türkiye Müslümanlarının yazısı ve lisanı devlet
terörüyle değiştirildiği, İslam mektepleri, İslam medreseleri,
tasavvuf tekkeleri kapatıldığı, uzun yıllar boyunca genç nesillere
sağlam ve doğru din eğitimi verilmediği için büyük yabancılaşma,
dünyevileşme, yozlaşma olmuştur. Milyonlarca Müslüman cahil kalmış,
milyonlarcasının da beyni yıkanmış, zombilere ve robotlara
çevrilmiştir. Bugünkü sade Türkçe ile derin düşünmenin imkanı
kalmamıştır. Holiganlıkla, sloganlarla, şifahi kültürle gerçek
dindarlık olmaz.
Bu kaçıncı yazışım?.. İş işten geçmeden, Türkiyemizin Suriye ve
Mısıra benzememesi için tedbir alalım, kendimizi toparlayalım.
(İkinci yazı)
İhlas Namaz Cemaat
İHLÂSLA, temiz, doğru ve iyi niyetle namaz kılan, oruç tutan, zekat
veren, ibadet eden, hayır hasenat yapan sahih inançlı kimse hüsn-i
hâtime ile ölürse kesin olarak ödül, mükafat ve ecir alacaktır,
ebedî saadete nail olacaktır.
Namazları, diğer ibadetleri, hayır ve hasenatı Allah rızası için
ihlasla yapmayan, halkın kendisini beğenmesi için yapanların sevap
kazanamayacağını Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona)
haber vermiştir.
Allahü Teala hazretlerinin bir salih amele 700 kata kadar ücret ve
mükafat vereceği müjdelenmiştir.
Allah Ekremülekremîn’dir, O’ndan kerimi ve cömerdi yoktur.
Gösteriş ve halkın beğenmesi için namaz kılmak, diğer ibadetleri
yapmak ihlasa aykırıdır, mürailiktir.
İhlas kesir kabul etmez. Ya yüzde yüz, tam olur, yahut olmaz.
Yüzde 99 ihlaslı, yüzde 1 başka niyeti var, o kişi ihlaslı
değildir.
Allahın rızasını kazanmak için değil de, halk, ne büyük ve derin
alimmiş desin diye ilim öğrenen, öğreten, Kur’an okuyan , Kur’an
öğreten kimseler Cehennemliktir.
Halk kendisi için ne yiğit, ne kahraman adam desin diye cihad eden
de Cehennemliktir.
Halk kendisi için ne hayırsever zengin desin diye hayır hasenat
yapan kişi de Cehennemliktir.
Çünkü onlar ihlaslı değildir.
Bütün Müslümanların ihlas konusunda, icazetli gerçek din
alimlerinden ders alması gerekir.
Müslümanın ihlasla ilgili ayet ve hadîsleri öğrenmesi, kendisini
kurtarabilmesi için şarttır.
Farz namazlar açıkta kılınır.
Teheccüd ve diğer nafile namazlar gösterilmez, söylenmez.
“Elhamdülillah öğle namazını Perşembe Pazarındaki Arap Camiinde
kıldım” denilebilir ama “Dün gece kalktım, bir saat teheccüd namazı
kıldım demek” ihlasa aykırı düşer.
Zekat dışındaki sadakalar gösterilmez. Sağ elinin verdiğini sol el
bilmeyecektir.
Umre, farz olmadığı için reklamı, ilanı yapılmaz, ben umreye
gidiyorum, ben umreden geldim, ben umre, umre umre umre diye davul
çalınmaz.
Ramazan çadırlarının kapısına “Duyduk duymadık demeyin, bu akşamki
iftarı Zengin Zâde Gani bey vermektedir…” gibi yaftalar asmak doğru
değildir.
Müslüman, “Ben namazımı kılıyorum, kılmayanlar fasık ve facirdir”
demez; “Allah bütün Müslümanlara namaz kılmayı nasib ve müyesser
kılsın” der.
İhlas lafla olmaz. Hadîs-i kudsîde, Hak teala hazretlerinin “İhlas
Benim sırlarımdan bir sırdır, onu sevdiğim kulumun kalbine koyarım”
buyrulmuştur.
İtikadında, imanın sıhhatine mani olan bir çarpıklık, bozukluk,
vahim bid’at olan kimsenin namazının sıhhati tehlikeye girer.
Mesela bir kimse “İslam dinin hak din olduğunu inkar eden, Tevhide
aykırı inançları olan, Kur’anın ilahî kitab olduğunu kabul etmeyen,
Resulullahı (Salat ve selam olsun ona) tekzib eden kimseler de
ehl-i necat ve ehl-i Cennettir” inancına sahipse namazı
tehlikededir. Onun ardında namaz kılınmaz.
Hür ve mukim Müslüman erkeklerin farz namazları ehliyetli imamların
ardında cemaatle kılmaları gerekir.
Cemaate katılmamaya izin veren yirmi küsur şer’î mazeret
bulunmaktadır.
Bu şer’î ve fıkhî mazeretlerin dışındaki mazeretler şeytanîdir ve
geçerli olmaz.
Cami imamlığını namaz kıldırma memurluğu haline getirenler; İslama,
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Ümmete hıyanet etmişlerdir.
Ayakta tebevvül eden kişinin ardında namaz kılınmaz.
Fazlurrahman mezhebine mensup bir imamın ardında, Ehl-i Sünnet
mensubu bir Müslüman namaz kılmamalıdır.
Kezzabları, Deccalları, Süfyanları sevenin ardında namaz
kılınmaz.
Hadîste “İmam zâmindir” buyrulmuştur.
Cami imamları fakih olmalıdır. Hanefî olanların en az Kudurî
kitabını icazetli hocadan iyice okuyup öğrenmiş olmaları
gerekir.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı, mufaddıladan bir zatın arkasında namaz
kılmamalıdır.
Ashab-ı kiram radiyallahu anhüm hazeratına düşmanlık, saygısızlık
ve iftira eden kimselerin ardında namaz kılınmaz.
Ehl-i Sünnet, Mutezile mezhebine mensup kimsenin ardında namaz
kılmamalıdır.
Âlim, ârif, fâzıl, faqih, sâlih, icazetli bir imamın ardında
kılınan namaz inşaallah makbul olur.
Zamanın İmam’ından beratlı olmayan imamın ardında cuma namazı
kılınmaz. Kılınırsa, ardından zuhr-i âhir namazı kılınmalıdır.
Dinde reform, dinde değişim, dinde yenilik taraftarı olanların
ardında namaz kılınmaz.
Kemalist ilahiyatçıların ardında namaz kılınmaz.
Ehl-i Sünnet Müslümanları mezhebsizlerin, telfik-i mezahib
taraftarlarının, Necdîlerin, Selefîlerin arkasında namaz
kılmamalıdır.
Taqiyye ve kitman yaparak Müslüman kardeşlerini aldatanların
ardında namaz kılınmaz.
Cami imamları, Ümmet’in en bilgili, en fakih, en ahlaklı, en
faziletli, en muttaqi, Sünnete en mütemessik, en salih kimseleri
olmalıdır.
Hz. Ömerü’l-Faruk, “Mü’minlerin emîri olmasaydım müezzinlik
yapardım” buyurmuştur. İmamlığın kadr ü kıymetini buna göre
düşün.
Duaları makbul olmayan günahkar ve fasık kimseler, cemaatle namaz
kılarlar, o cemaatin içinde duası makbul olan salih ve veli bir zat
varsa ve dua ederken “Ya Rabbi, buradaki bütün mü’minlerin namazını
kabul buyur, hepimizi bağışla” diye dua ederse, inşallah bu duadan
hepsi nasibine göre yararlanır.
Duaları makbul olan salih ve velilerin duaları üzerimize sâyeban
olsun.
Sahih itikada, ihlasa, namaza, güzel ahlaka, ilmihalimizi bilmeye;
suya, ekmeğe, havaya olan ihtiyacımızdan daha fazla ihtiyacımız
var.