Hakkı batıldan ayıran (El-Hakemu), her işini hikmetle yapan, hüküm
yürüten Allah’ın adıyla
***
Hamile kadın sokağa çıkmasın (mış). Konuya girmeden önce, bu
konunun alt yapısında birkaç dakika gezinelim.
Bizim dinimiz öylesine hassas bir dengeye bağlı ki, bir dini konuya
azıcık ek yapınca veya azıcık eksik söyleyince tıpkı bir basamak
yanlış yere konan rakamın, o hesapta matematik kurallarını bozması
gibi, bizde dini azaltsak veya arttırsak Allah’ın kuralını bozmuş
oluyoruz! İslam’da yaptığımız hata anında değilse de biraz ileride
küt diye başımıza vurmaktadır. Yani er veya geç karşımıza
çıkıyor.
Allah “… Bugün sizin dininizi tamamladım.” -Maide suresi 3. Ayet –
diyor. Allah’ın tamamladığı dine, İslam’a kimin ilave etme hakkı
vardır, veya dini bir hükmü eksik söylemeye…? Tabiki hiç kimsenin
böyle bir hakkı yok. Edilleyi Şerriye’yi veya mezhepleri kast
ederek; burada dine ilave ediliyormuş, ya da dinin eksik kalan
yerlerini kıyas ehli veya mezhepler tamamlıyormuş gibi anlayanlar
oluyor. Onların hepsi, günü birlik çıkan bir konuya İslam’dan
örneğine bakarak yorum getirme işlevidir, bunun adı da iştihat veya
fetvadır. Şu da bilinmelidir ki, Allah’tan başka hiç kimsenin
söylediği veya söylettiği imandan bir şube değildir. Kişi o hükme
ister inanır ister inanmaz. Onların dediklerine inanmayan kâfir
olmaz. Örneğin tüp bebeğe caiz diyende var caiz değil diyende.
Yani, İslam’a kimse ilave yapamaz! Hiç kimse Allah’ın haram diye
bildirmediği bir konuya haram diyemez, “yapma, bu doğru değildir”
şeklinde de tavsiyede bulunamaz: Bulunursa, tıpkı yanlış bir
basamağa konan rakamın bütün işlemi bozduğu gibi dinin rahatlık ve
huzur veren görüntüsünü bozar.
Tabiata yerleştirilen tabiat kanunları gibidir İslami kanunlar,
insan eli değerse bozulur.
***
Kim olduğunu özellikle bilmek istemediğim bir Hocamız; Hamile
kadınların sokağa çıkmamasını tavsiye etmiş. Talihsiz bir tavsiye
olmuş, ama olmuş. Her insan bazen anormal sözler edebilir. Her hata
yapan insan kötü insan değildir. Ancak, her hata kötüdür.
Allah “hamile kadın sokağa çıkmasın” demediğine göre, biz neden
böyle bir şey söyleyelim ki? Şimdi en az iki üç ay boyunca,
hayvanlar kadar beyni boş olan insanlar, hamile kadınların
özellikle kapalı olanlarına laf atacaklar, en azından hamile kadına
bir imada bulunacaklardır. Hamile kadınlar durup dururken töhmet
altına sokulmuş oldu. Bu ilave söz (hamile kadın sokağa çıkmasın),
anında başımıza küt diye vurmaya başladı bile.
Eğer, o gözle baktırılır da konulara mahrem gözle takip
getirilirse, insanlık yandı demektir. O zaman kimse düğün yapmasın,
akşama ne olacağı biliniyor. Kimse çocuğu ile gezmesin, çocuk
mahrem olanın göstergesi vb. olacak iş değil tabiki.
Bizler, ağzımızı ve kalemimizi İslam’ın süzgecinden geçirmeliyiz.
Allah’ın helal kıldıkları bilinse de bir sakıncası yokken, Doğuda
bazı yerlerde anne baba, çocuğunu duyguyla sevemez hale gelmiş,
devamlı o çocuğa mahremin belgesi olarak bakılmıştır.
Allah’ın söylemediğini bizler söyleyemeyiz. Söylersek şöyle
olur:
Küpü küp üstüne koysalar,
Gökyüzüne rabt etseler,
Altından birini çekseler,
Seyreyle gümbürtüyü.
La edri.
Bir kardeşimiz, parayı kötülemek isterken şöyle bir cümle kullandı:
“para nedir, ne değeri vardır ki, köpeğin önüne atsan yemez.”
Bende sordum Kur’an’ı köpeğin önüne atsan yer mi?
Şaşırdı.
Verdiğimiz misaller, teşbihler bir başka şeye zarar vermemeli.
“teşbihte hata olmaz” demiş atalarımız. Gerçekten olmaz. Olursa çok
yanlışlar getirir. Teşbihte hata yapılmamalı. Yani biz insan olarak
buna dikkat etmeliyiz, en azından hatalarımızı aza indiririz.
Bir yanlış adım, bin yanlış adımı getirebilir.
***
Hamile kardeşler,
İslam’a uygun olmak kaydıyla, dışarıda istediğiniz kadar
gezebilirsiniz, bu konuda hiçbir şekilde İslam’da yasak yoktur.
Birilerinin aklına mahremlik gelirse onun kendi sorunu. Allah’ın
helal kıldığını kim haram kılabilir? Hocamız mantığın oyununa
gelmiştir, hepimiz zaman zaman geliriz.
Son cümle: Allah’ın haram kılmadığı hiçbir şeyden utanmayalım.
Allah’ın ölçüleriyle bakanlara selam olsun.
twitter.com/senlikogluemine