Karşı mahallenin basın amigolarının okulların açılış günü üzerinden yapmış oldukları asılsız provokasyonlara rağmen 2016-2017 Eğitim ve Öğretim yılı planlandığı gibi 19 Eylül 2016 Pazartesi günü hiçbir aksaklık olmaksızın başladı.
Karşı mahallenin basın amigolarının okulların açılış günü
üzerinden yapmış oldukları asılsız provokasyonlara rağmen 2016-2017
Eğitim ve Öğretim yılı planlandığı gibi 19 Eylül 2016 Pazartesi
günü hiçbir aksaklık olmaksızın başladı. Böylece ilk çalan ders
zili ile ‘’18 milyon 43 bin öğrenci ve yaklaşık 900 bin öğretmen’’
ders başı yapmış oldu. Yeni eğitim ve öğretim yılımız tüm eğitim
camiamız için hayırlı olur inşaAllah.
Bu sene okulların açılış törenleri önceki senelere göre çok daha
farklı oldu. Bir hafta boyunca evlatlarımıza bu riyakâr ve
cibilliyeti bozukların yapmış olduğu hain ‘’Darbe Girişimi’’
yeniden anlatılacak. Önceden hazırlanan ve ilk günden itibaren
dağıtılan“15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma” konularını
kapsayan kitapçık ve broşürler öğrencilerin seviyelerine göre çok
güzel hazırlanmış. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Evet, bu hafta öğrencilere, ilk ders olarak FETÖ eliyle yapılan ve
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinden asker üniforması giymiş bir
grup cuntacı teröristin 15 Temmuz 2016´da ‘’Türkiye Cumhuriyeti
devletini, demokrasiyi ve millî iradeyi hedef alan’’ haince bir
darbe girişiminde bulundukları anlatılacak. Vatan sevgisinin altı
çizilir iken, kimin ne mal olduğu, bu insanlıktan sukut etmiş
ihanet çetesinin yapmış oldukları hainlikler tekrar tekrar gözler
önüne serilecek.
Sadece bunlar anlatılmayacak tabi.. ‘’Asımın neslinin namusunu
çiğnetmemek için tankların önüne nasıl yattığı, savaş uçaklarına
nasıl ölümüne meydan okudukları anlatılacak.. Değenekle Skorsky
kovalayan, çizgili pijamasıyla jetlere meydan okuyan,
helikopterdeki haine ıslık çalıp ’Erkeksen gel lan aşağıya’ diyen
kahramanlarımızdan bahsedilecek.. Levye ile uçak kovalayan,
üzerindeki elbiseleri çıkarıp tankların egzozuna tıkayan, topladığı
bir kamyon dolusu vatanseverle tankın yolunu kesen kahraman
ablalarımız anlatılacak..’’
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallının "Evladım oranın namusu
sensin, makamı sakın teslim etme" emri ile cuntacı komutanı anlının
ortasından vuran kahramanımız, şehidimiz ‘’Ömer Halisdemir’’
anlatılacak .. Üzerlerine bombalar ve kurşunlar yağdırıldığı halde
bulundukları yerleri, meydanları terk etmeyerek şehadet şerbetini
içen sivil vatandaşlarımız destan yazan şehitlerimiz, gazilerimiz
anlatılacak..
Aslında o geceye dair anlatılacak çok şey var lakin hakkını vermek
gerekir ki Vatanımızın bütünlüğüne ve Milletimizin iradesine
FETÖ’cü sırtlanlar tarafından yapılan bu hain ve alçak kalkışma,
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kararlı duruşu ‘'Ölmek var, dönmek
yok!'’ tavrıyla püskürtülmüştür. Allah’ın izni ve Erdoğan’ın
liderliğinde, güvenlik kuvvetlerimiz ve halkımızın canlarını feda
ederek, kahramanca mücadelesi sonucunda bu kanlı alçak girişim
bertaraf edilmiş, engellenmiştir.
Yine bu vesile ile okullarımızda, ülkemizin geleceğinin teminatı
olan evlatlarımıza, ıskaladığımız ve bizi biz yapan; ‘’Millî,
manevi ve insani değerler ile tarihsel ve kültürel hassasiyetler
yeniden hatırlatılmış olacak. Müslüman bir Türk evladı olarak
ailesini, vatanını, milletini, bayrağını seven, insan haklarına
saygılı, devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ahlaklı
bireyler olmanın önemi tekrar vurgulanacak.’’
Evet, şimdi sevgili dostlar sis perdesinin dağıldığı bu günlerde
şapkamızı önümüze koyup takiyyeci kamikazelerin yüzünden 15 Temmuz
gecesi yaşadığımız ihaneti ve nemenem bir belayı savuşturduğumuzu
çok iyi tahlil etmenin zamanı gelmiştir. Eğitim camiamızın da bu
yaşanan olaylardan çıkaracağı çok önemli dersler vardır. Olaylara
gelecek nesillerin eğitimi ve öğretimi açısından baktığımızda içi
boş ve ‘’yalnızca akademik başarılara odaklanmanın’’ sağlıklı
nesiller yetiştirmede kifayetsiz kaldığını görmüş olduk. Art
niyetli insanların ihmal ettiğimiz yavrularımızı nasıl bir militan
haline dönüştürebileceklerini yine bu vesile ile de anlamış
olduk.
Bu konuda taşın altına elini koyması gerekenler tabi ki öncelikli
olarak anne baba ve eğitimcilerdir. Okul başarısı eyvallah!.. Lakin
vatanına milletine vefa duymayan, köklerine dinine, örf adet ve
geleneklerine sahip çıkmayan, bir neslin ilk çıkacak rüzgârda
savrulması elzemdir. Satılmış, sapkın bir adamın karşısında el
pençe divan duran, körü körüne adeta bir robot gibi, muhakeme ve
sorgulama yetisi bulunmayan, kandırılmış haşhaşilerin vatanına,
milletine, ailesine karşı gözü dönmüş bir düşmana, nasıl
dönüşebildiğine hep birlikte şahit olduk.
Günümüzde asli gayesi, terbiye ve edep üzerine insan yetiştirmek
olması gereken okullar; Eğitim-öğretim hususunda maalesef sadece
amansız bir mücadelenin içerisinde çocukları yarış atı gibi
koşturuyorlar. Öte taraftan yine anne babaların eğitim sürecinde
çocukları üzerindeki mükemmeliyetçi yaklaşımları ve kaygıları,
çocukları daha da olumsuz etkiliyor. İlkokul, ortaokul, lise ve
üniversite boyunca gerekli gereksiz birçok sınava tabi tutulan
çocuklarımız gerçek hayatı ıskalayarak maalesef bıkkınlık yılgınlık
ve yorgunluk içinde hayata atılıyorlar.
Hep mükemmelin peşinden koşan ebeveynler olarak bizlerin
evlatlarımızı dinleyip onlara değer verdiğimizi göstermemiz
gerekir. Sürekli olarak özgüvenlerini kırıp, aşağılayarak onları
küçümser isek, onlarda kendilerini dinleyip fikirlerine değer
verdiklerini zannettiği illegal grup ve topluluklara doğru
elimizden kayarlarda haberimiz dahi olmaz.. PKK ve FETÖ başta olmak
üzere bütün terör örgütlerinin beslendiği asıl kaynakta işte tamda
burasıdır.
Oysa anne babalar kadar, eğitimciler olarak bu ve benzer konularda
öğretmenlerimizin de büyük sorumlulukları vardır. Çocuklarımıza
milli ve manevi değerlerin kazandırılmasında aslan payı yine
eğitimcilerimize düşmektedir. Özgüveni yüksek, soru soran,
sorgulayan, kendisini rahatça ifade edebilen, fikir yürüten bir
neslin yetişmesi için gereken fedakârlıklar eğitimcilerimiz
tarafından yapılmalıdır.
Okullarımızda evlatlarımıza tarih şuurunun, vatan bilincinin,
memleket aidiyetinin, maneviyatın, yardımlaşmanın ve paylaşmanın
vb. duyguların kazandırılması için öğrencilerin tekrara dayanan
değil, güncellenmiş gerçek yaşama dayanan bir tür eğitim ve
öğretimden geçmeleri artık kaçınılmaz bir gerçektir.
Örneğin koskocaman yaz tatilleri her yıl heba olup gidiyor. Bu konu
ile alakalı artık devlet yetkililerimizin bir an önce harekete
geçerek öğrencilerimizin gerçek ve sosyal hayata hazırlanacağı,
milli ve manevi değerlerinde öğretileceği, eğlenceli spor
aktivitelerinin yapıldığı kamplar hazırlanabilir.
Evet, yazımı artık yavaştan toparlayacak olursam diyorum ki;
kendisine koşulsuz itaat edilmesini isteyen, öğrencisini sürekli
aşağılayarak küçük düşüren, notu elinde bir silah gibi kullanan,
içinde sevginin değil de, metazori saygının hâkim olduğu eğitim
sistemi ile asla bir yere varamayız. Eğitimcilerimizin dünya
görüşü, siyasi bakışı, yaşam tarzı, ne olursa olsun insani milli ve
manevi değerler konusunda bundan böyle çok daha hassas davranmaları
gerekmektedir. Öğretmenlerimizin evlatlarımızla olan iletişimlerini
arttırıp bizi biz yapan değerleri; saygıyı, sevgiyi, edebi,
dürüstlüğü, liyakati, güzel ahlakı, sabrı, kanaat etmeyi, merhameti
vb. hasletleri kitaptan değil gerçek yaşamdan örneklerle bizzat
yaşayarak öğretmesi gerekmektedir.
Öz güveni sıfırlanmış, okulda ve evde kendilerini ifade edemeyen,
pança pinçik olmuş günahsız çocuklarımız, günümüzde illegal
oluşumların içerisinde kendilerine kolayca yer bulabilirler.’’
Müslüman elbisesi giydirmekte imtina ettiğimiz ve bir yarış atı
gibi akademik kaygılarla mukayyet olamadığımız evlatlarımız bir gün
gelir elimizden bir sabun gibi kayar ve giderler.. ‘’Giderlerde
Allah korusun ileride birilerin elinde beyni uyuşturulmuş, zihni
yıkanmış bir militan haline dönüşebilirler..
Velhasıl vatanını milletini seven, çalışkan, milli ve manevi
değerlerini bilen, imanlı, yürekli insanları kendimize örnek almalı
onları kendimize rol model olarak seçmeliyiz. Ben fakirin size
âcizane bir önerisi olacak; BM Genel Kurulu’nda milletinden aldığı
destek ve özgüvenle, ‘’Dünya beşten büyüktür! Böyle Birleşmiş
Milletler Konseyi olmaz! Bu yapı acilen reforme edilmelidir!’’
diyerek dosta güven, düşmana korku salan, soran sorgulayan adam
gibi adam Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sanırım hepimiz
için en iyi rol model olacaktır..
Allah Erdoğan gibi, ümmet için kaygılanan, millet ve vatan
sevdalısı insanların sayısını gani gani arttırsın.