İSLAM’IN temel ve ana kurallarından biri, “Hâliq’a mâsiyette mahluqa itaat olmadığıdır.” Bugünkü Türkçe ile “Allah’a isyan konusunda kullara itaat edilemeyeceği” manasına gelir.

Tesettür-i nisvan (kadınların örtünmesi) Kur’an, Sünnet, icma ile sabit zorunlu bir emirdir. Bu konuda, yaratıklar açıl saçıl derlerse onlara itaat edilmez.

Riba da Kitab, Sünnet ve icma ile haramdır. Müslümanlar birbirleriyle riba muamelesi yapamaz. Bu husustaki fetvalar, ruhsatlar bâtıldır, onlara uyulmaz.

Zina Kur’an’la, Sünnetle, icmâ ile haramdır; zinanın cevazına fetva ve ruhsat verilemez. Müslümanlar zinayı kötülemekle, önlemeye ve engellemeye çalışmakla yükümlüdür.

Rüşvet almak ve vermek haramdır. Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Rüşvet alan da veren de Cehennemliktir” buyurmuşlardır. Kötü düzenlerde Müslümanlar güçlenmek için rüşvet alabilir fetvası şeytanîdir, bâtıldır, geçerliliği yoktur.

Hükümleri Kur’an’dan, Sünnetten, icmâdan çıkartılmış olan Şeriata aykırı bütün alış verişler bâtıldır.

İslam adalet dinidir. Her türlü zulüm haramdır.

İslam’ın kesin haramlarından birini inkâr eden, o eskiden haramdı, şimdi değildir diyen kâfir olur.

Zalim işveren, Müslüman çalışanına iş vaktinde namaz kılmayacaksın emrini verirse, o emir yerine getirilmez. İşinden adaletli bir şekilde ayrılır. Allah ona başka bir iş nasip eder.

Bütün iyiliklerin, kötülüklerin, güzelliklerin kaynağı Şeriattır. Şeriata aykırı her şey, büyük veya küçük, az veya çok isyandır.

İnsanın kendi içinde, Allah’a isyanı teşvik eden iki kuvve vardır: Biri nefs-i emmâresi, diğeri şeytanıdır. Bu ikisine muhalefet etmek farzdır.

Sâlih mü’min kardeşine düşmanlık etmek haramdır. Meşreb farklılığı yüzünden din kardeşine düşmanlık edilmesini emr edenin bu emrine uyulmaz.

Bir Müslüman açıkça ve açıkta günah işliyor, isyan ediyorsa, onun bu açık günahına karşı olunur ama kişiliğinin tamamına düşmanlık edilmez. Çünkü onda iman da vardır.

Müslümanın gizli günahlarını araştırmak, bu günahları duyurmak, onu rezil rüsvay etmek günahtır haramdır. Buna tecessüs denir. Böyle yapanların canını, Allahü Teala, o ayıpları ona vermeden almaz.

Müslüman, insanların gizli günah ve ayıplarına karşı karanlık gece gibi olmalıdır.

Kötü Müslümanlara sövüp saymak, onlara düşmanlık etmek, onlarla savaşmak yerine; kendilerine nasihat etmek, ıslahlarına dua etmek evlâdır=yeğdir.


(İkinci Yazı)

KISA ÖZLÜ SÖZLER

*DERTSİZLİK öyle büyük bir derttir ki çaresi, ilacı ve dermanı yoktur.

*MÜSLÜMANLIK ile kötü ahlak bir arada olmaz. Müslümanlık içeri, kötü ahlak dışarı… Kötü ahlak içeri, Müslümanlık dışarı…

*YAŞ ağacı zaruret olmadan kesen belaya uğrar.

*TELEVİZYON ve cep telefonu bağımlığı, aslında akıllı olan kişiyi geri zekalı yapar.

*HEM zayıflamak istiyor, hem de devamlı olarak haddinden fazla yemek yiyor. Beyinsizliğin böylesi!..

*ACIMAYANA acımazlar.

*BÜYÜKLERE hürmet edenler, yaşlanınca hürmet görür.

*İÇİ boş kuru Müslüman ile içi dolu Müslüman bir olur mu?

*İSLAM mürüvvet dinidir. Bu kelimenin öz ve arı Türkçede karşılığı yoktur.

*HEM Müslüman geçiniyor, hem de dini imanı para. Bu işte bir yanlışlık var.

*DÜNYA iki padişaha dar gelmiş, kırk derviş bir kilime sığmış.

*RANTÇILARIN gözleri doymaz. Onların gözünü toprak doyurur ve doldurur.

*İNGİLİZCEDE sen yok, şu Türkçeden de ben’i bir kaldırabilsek.

*ADALETSİZ övgü ve destek, adaletsiz ve insafsız yergi ve saldırı. İşte iki aşırı uç, ifrat ve tefrit.

*GURURLU ve kibirli kişiyi ucuz bir lokantaya götürmüşler. Üzerindeki elmaslar, yakutlar, zümrütler, inciler utancından ve kahrından yerlere dökülmüş.

*MÜTEVAZI olanların lüks rezidanslarda ne işi var?

*BEYİMİZ faydalı kitap okumaz, zararlı gazete okur. Gazete okumaktan şaşkın ve beyinsiz olmuş.

*ÜNİVERSİTENİN anıt kapısı üzerindeki dev Osmanlıca kitabeyi okuyamayan öğretim üyeleri ve öğrencileri.

*FAYDALI besinlerin yeterli miktarı şifadır, fazlası zehir olur. Günde bir tatlı kaşığı gerçek bal şifadır, yarım kavanoz yenirse hastanelik eder.

*KENDİLERİNİ akıllı sanan deliler, gerçekten akıllı olanlara deli der.

*SAFİNAZ lokantasının dekorasyonu muhteşemmiş… A akıllım, lokantada dekorasyon yenmez, sen yemekler lezzetli mi ona baksana!

*O lüks ve şatafat mübtelası adam niçin yedi yıldızlı otelde kalıyor?.. Cevap: Sekiz yıldızlısı yok da ondan.

*SAYIN müezzin kardeşim, hoparlörleri niçin bu kadar yüksek sesli açıyorsun da ezanı bozuyorsun?.. Cevap: Bu son kertesidir, daha fazla açılmıyor da ondan…