Dindar Müslümanlar kan ağlar ve protesto eder.
Sabataycılar ve Kemalistler çok iyi oldu der.
Türkiyelilerin çoğu üzülür.
Elenler sevinir…
Dünyada olup bitenler hep böyledir. Kimileri üzülür kederlenir,
kimilerinin hoşuna gider.
Yakın zamanda İstanbulda Gezi kalkışması olmuştu. Bu konuda da
büyük ihtilaf var.
Aşırı Kemalistler, ateistler, Sabataycılar, Kriptolar Gezi
hadiselerini beğeniyor ve övüyor.
Bu hadiselerin, hükümetin düşmesine yol açmamasından çok
üzülüyorlar.
Bendeniz, çoğunluğa mensup Müslüman bir Türkiyeli olarak Gezi
olaylarını hiç sevmedim, kuşkuyla karşıladım, ülkede büyük fitneye,
kaosa, anarşiye yol açacağından korktum.
Bu hadiseler parktaki birkaç ağacın sökülmesinden kaynaklanmışmış…
Oldukça safımdır ama bu bahanelere inanacak kadar geri zekalı
değilimdir.
Seçimle ve sandıkla gelmiş iktidarları, askerî veya sivil darbeyle
düşürmeye yönelik bütün hareketler fitne ve fesattır; devletimizin,
ülkemizin, halkımızın aleyhinedir..
Çoğunluğun, egemen ve vesayetçi azınlık tarafından idare edilmesine
yönelik bütün planlar ve projeler tehlikeli ve batıldır.
Parkları ve bahçeleri tahrip etmek, yolları bozup kaldırım
taşlarını sökmek, binaların camlarını kırmak, otomobilleri kırıp
parçalamak, bir camiyi işgal edip kirletmek, ibadeti engellemek…
Böyle şeyler yapılan mitingler, yürüyüşler adalete, iç barışa,
huzura aykırıdır ve siyasî iktidarın bunları önlemeye hakkı vardır.
Hem hakkıdır, hem de vazifesidir.
Giderler, valilikten izin alırlar, tayin edilen mekanda ve saatte
protesto mitingi yaparlar… Bu elbette meşrudur ve ama Gezi’de böyle
olmamıştır.
Gezide 17 kadar insan ölmüş. Bunun sorumlusu öncelikle
kışkırtıcılardır. Siyasî iktidar, Gezi hadiselerinde olduğu gibi
son sivil darbe teşebbüsünde de gafil avlanmıştır. Bu yangınlar
henüz başlar başlamaz söndürülebilirdi.
Hiçbir derneğin, cemaatin, sivil kuruluşun darbe yapmaya hakkı
yoktur.
Paralel devlet kurmaya hakkı yoktur.
Dernekler, vakıflar, cemaatler siyaset yapamazlar mı? Elbette
yapabilirler ama darbe yapamazlar.
Mısır’da siyasî darbe yapıldı, Müslüman Selefî Partisi darbecileri
destekledi de iyi mi oldu?
Gezi olayları fitnenin birinci perdesiydi… Ardından Ortadoğu
Üniversitesindeki olaylar… Şimdi de çok vahim, çok tehlikeli,
gemiyi batırabilecek çapta Cemaat-İktidar savaşı…
Bunlar faiz lobisinin, egemen azınlıkların, Sabataycıların, diğer
Kriptoların, arivistlerin, maceraperestlerin, dış güçlerin, düşman
devletlerin işine gelir ama ülkenin, halkın, devletin
zararınadır.
Gezi hadiseleri iyi oldu, sivil darbe teşebbüsü haklıdır diyenler,
Ayasofyanın müze yapılması çok doğrudur, çok haklıdır diyenler
gibidir.
(İkinci yazı)
Niçin Boykot Ediyorlar?
ÖYLE İslamî haber, kültür, yorum siteleri var ki, bendenize sanki
boykot ilan etmişlerdir.
Yahudi, Hıristiyan, Marksist, ateist yazarların makalelerinden
alıntılar yaparlar, bendenizden on senede bir kere birkaç satır
bile almamışlardır.
Buna mecburlar mı?... Elbette mecbur değiller.
Bendeniz, kendime kıymet verdiğim, yazılarımı değerli gördüğüm için
onları kınamıyorum; boykota dikkat çekmek istiyorum.
Onlar sadece bu fakiri değil, diğer bazı Ehl-i Sünnet yazarları da
boykot ediyor.
Bizim isimlerimizden bile bahs etmezler.
Ali Şeriati’ye, Şeriaticilere gelince onları göklere çıkartır, baş
tacı ederler.
Mason Afgani’yi, Mason Abduh’u, Reşid Rıza’yı imam
edinmişlerdir.
Ehl-i Sünnetten, mezhepten, fıkıhtan hiç hoşlanmazlar.
On sene kadar önce namaz konusunda bir toplantı yapılmış,
oradakilerden biri vaktiyle M. Ş. Eygi namaz konusunda çok
çalışmış, toplu sabah namazları tertiplemişti, halen de namazı
teşvik eden köşe yazıları kaleme alıyor, onu da çağırsaydık demiş;
oradakilerden biri “Bırak o herifi!” diye terslemiş diye
duymuştum.
Bir rivayet de şu: İslamî bir internet sitesinin masraflarını
üstlenen zengin bir zat ismimin bile zikr edilmesinden
hoşlanmıyormuş.
Bendenize tatbik edilen boykot, şayet Ehl-i Sünnet düşmanlığından
kaynaklanıyorsa gerçekten üzücüdür.
Şahsî bir düşmanlık, iğbirar ise önemi yok.