Seçim Bize Aittir

Hiçbir ziyalı, münevver, şuurlu, samimî, gerçek Müslüman; İslam’a, İmana, Kur’an’a, Şeriata, Hikmete=bilgeliğe aykırı batıl ve sapık inançları, ideolojileri, düzenleri, sistemleri; benimseyemez, övemez, onlara can u gönülden uyamaz, onlara yürekten hizmet edemez.

Zaruret varsa, sağlam mercilerden sağlam ve geçerli fetva almadıkça bu konuda taqiyye yapılamaz.

İslamî ve Kur’anî hakikatler pozitif ilimlerin ve bütün ideolojilerin üzerindedir.

İslam en yüksektedir, ondan yükseği yoktur.

İslam başkadır, İslamcılık başkadır.

Hiçbir beşerî ideoloji ve nizam İslam ile boy ölçüşemez.

İslam’a, Kur’an’a, Şeriata hizmet edilir; onlar asla istihdam edilemez, sömürü ve benlik vasıtası yapılamaz.

Mukaddesata hizmet ihlasla, iyi niyetle, Allahın rızasını kazanmak, O’ndan ödül almak için yapılır.

İmana, İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, Şeriata ancak ilimle, irfanla, ahlak ve fazilet kurallarına uyarak hizmet edilebilir.

Yaratan’ın rızasını kazanmak için yapılan kutsal hizmetler karşılığında yaratıklardan ücret ve mükafat istenmez, verilirse kabul edilmez.

İslam ahlakına aykırı metotlarla yapılan hizmetler hizmet değildir, hezimetin ve reziletlerin sebebidir.

İslam’ın ve Müslümanların en büyük iç düşmanları din sömürücüleridir.

Onlar dini istismar ve istihdam ederek, mukaddesat sömürüsü yaparak şahsî menfaat ve nefsanî prestij elde ederler.

Gerçek Müslüman fâni dünyaya ve dünyalıklara değil, ebedî kalınacak âhirete dönüktür.

İslam dünyasının bugünkü kötü durumu dinsizlerin düşmanlığından ziyade; birtakım güçlülerin, etkili kişilerin, başı çekenlerin, din sömürücülerinin hıyaneti ve dünyaperestliği yüzündendir.

Müslümanların bir tek Ümmet çatısı altında birleşmemeleri en büyük kusur ve hıyanettir.

Müslümanların âdil, râşid, muktedir, dirayetli, kiyasetli, müdebbir bir İmam’a biat ve itaat etmemeleri en korkunç eksikliktir.

İslam ülkeleri birleşip İslam Birliği’ni kurmadıkça ve bu birlik en kısa zamanda dünyanın en temiz, en şeffaf, en âdil dârı haline gelmedikçe; Ümmet için selamet, izzet, kurtuluş, gerçek hürriyet yoktur.

Böyle giderse şeytanî ve tağutî Deccal medeniyetinin cehennemî çarkları içinde Üçüncü Dünya Savaşının alevleri bizi beklemektedir.

Selamet, kurtuluş, necat, felah, ebedî saadet, izzet yolları bize gösterilmiştir. Zillet, felaket, esaret sebepleri de açıkça bildirilmiştir.

Bütün uyarılar yapılmıştır.

Seçim bize aittir.


(İkinci Yazı)

Günahtır Günah

Otomobille gidiyor. Alüminyum kutu içindeki meşrubatı içti, kutuyu pencereden yola attı. Bu bir günahtır.

İçtiği meşrubat boyalı, aromalı, kimyalı, sağlığa zararlıdır. Böyle içecekleri devamlı tüketmek ileride vahim hastalıklara yol açabilir. Bunları tüketmek uzun vadeli bir intihardır. Öyleyse günahtır.

Yaz aylarında lokantaların, dondurmacıların kaldırımdaki masalarında yemek ve dondurma yemek mürüvvete aykırıdır. Gelip geçenin canı çeker… Bu da günahtır.

Bir malın, eşyanın kusurunu söylemeden satmak günahtır.

Devamlı olarak doyduktan sonra yemek günahtır.

Lüks, gösterişli, pahalı, cafcaflı otomobiliyle övünmek, gururlanmak, kibirlenmek hem bayağılıktır, hem günahtır.

Üniversiteye giden oğluna Porsche marka lüks araba almak günahtır. Çünkü fakir, yoksul arkadaşları var, onları dolaylı şekilde de olsa ezmiş olur. Hiçbir Müslüman baba üniversite öğrencisi oğluna böyle otomobil almaz. O alsa bile faziletli oğlu kabul etmez.

Gençlerin yaşlılara saygısızlık etmesi, gönüllerini kırması günahtır.

Yaşlıların gençlere şefkat ve merhametle muamele etmemesi de günahtır.

Bayat ekmekleri çöpe atmak günahtır.

Hiç durmadan ben benben demek, zatını dünyanın mihveri sanmak nice günahlara yol açtığı için günahtır.

Parktan geçiyor, bir çalıdan veya çiçekten bir yaprak kopardı. Farkında bile değil… Günahtır.

Bir sokak kedisine pis mahluk çekil oradan kışşthışşt dedi. Hayvanın kalbi kırıldı, günahtır.

Yaramazlık eden küçük çocuğu sakinleştirmek için uslu durursan seni gezmeye götüreceğim dedi ve sonra götürmedi. Günahtır.

Yolda giderken bir karıncayı, gördüğü halde üzerine basarak kasden ve müteammiden öldürdü. Günah günah…

Kötü, çirkin, münker bir iş gördü. En azından bunu kalben kötülemezse günah işlemiş, imanını tehlikeye atmış olur.

Annesine babasına kızdı, onlara “Üff yeter artık!..” diye bağırdı. Büyük günah.

Metroda oturarak yolculuk eden genç ihtiyar birine yer vermedi. Günah.

Nâ mahrem karılara kızlara şehvet gözüyle baktı. Günah.

Düşük faizli mesken kredisi almak caizdir dedi. Küfre kadar giden bir günah.

Kendi ayıplarını, kusurlarını, günahlarını görmüyor; başkalarınınkileri tecessüs ediyor. Günah.

Dindar geçiniyor ama ezanlar okununca hiçbir şer’î özrü olmadığı halde camiye gidip cemaatle namaz kılmıyor. Günah işliyor.

İlmi, tahsili, icazeti olmadığı halde kendi re’y ve hevası ile Kur’an-ı Kerim’i yorumlamaya, ondan hüküm çıkartmaya yelteniyor. Günahtır.

Mü’min kardeşine düşmanlık etmek günah.

Bütün gafletler, günahlara birer köprüdür.

Kin tutmak, intikam almak günah.

Lüks, ihtişamlı, gösterişli turistik umre seyahatine çıkmak, lüks otellerde kalmak, açık büfelerde tabağını doldurup yarısını yememek, çöpe atılmasına yol açmak günahtır.

Barajlardaki suların bittiği şu kurak mevsimde suyu devamlı açık tutarak bir saat duş almak, israf yapıldığı için günahtır.

Resmî dairelerin sadece resmî işlere mahsus araçlarını özel işleri için kullanmak beyim günahtır günah.