Maksim Gorki, Dostoevski ve ya Tolstoy
Herkesin okur yazar olduğu, Facebook'ta, Ekşi Sözlük'lerde,
bloglarda envâi çeşit güzel yazılar yazıp paylaşa bildiği bir çağda
yaşasalardı şimdi olduğu kadar meşhur ve ekol olabilirler miydi?
Zira bu günlerde her kes birer Nietzsche, birer Freud, birer Ömer
Hayyam olmamış mı?
Strauss, Bach, Bethoven ve ya Mozart
Herkesin DJ olup ritim üzerinde oynayarak bestelerini Sound Cloud,
Last FM, Youtube gibi ortamlarda milyonlara sunup dinletebildiği
bir çağda yaşasalardı şimdi olduğu kadar hayran kitlesine sahip
olabilirler miydi? Nitekim bu günlerde her ülkede bir X Factor, bir
O Ses, bir Popstar her mevsimde yeni bir müzik, ses yıldızı
üretmiyor mu?
Evliya Çelebi, Kolumb, Vespucci ve ya Amundsen
Her kesin elinde iPhone, GPS ile adres bulup yemek yediği,
kahvesini içtiği sonra da bir selfie ile havalı havalı kendini
etiketlediği bir çağda yaşasalardı adları büyük kaşif olarak tarihe
düşer miydi? Zaten bu çağda yaşasalardı Bankalar, GPS, uydu
telefonu ve tarifeli uçak seferleri yüzünden sponsor
bulamazlardı.
Hipokrat, İbn Sina ve ya Lokman Hekim
Her köşede ayrı bir özel hastane ve kliniğin açıldığı bir çağda
yaşasalardı büyük tıp alimleri olarak hala elleri öpülür müydü?
Zira hastaların müşteri, tedavinin sağlık ticareti, turizmi
sayıldığı, insanların hastanelere doğum dışında daha çok psikolojik
ve estetik nedenlerle müşteri yazıldığı bir zamanda kim ne yapsın
Hipokratın yeminini, kime ne fayda verir İbn Sina'nın buluşları? Ya
da Lokman Hekim podyumları, sahneleri süsleyecek manken modellere,
sanatçılara estetik ameliyat yapar mıydı?
Nemrut, Karun ve ya Firavun
Dünyayı Lenin ile Stalin'in elden geçirip ABD'nin teslim aldığı bir
çağda yaşasalardı hâla ilahlık peşinde giderler miydi? Nitekim
komünistlerle kapitalistlerin ateizm ve IŞİD vasıtasıyla demokrasi
adına petrol ve dolar iktidarını kurmak varken ilahlık davası
prensip dışı demode metot olmaz mıydı? Her kıtada onlarca Firavun
varken, Karun'un anahtarlarını İMF taşıyor iken, binlerce okur
yazar cahilin içinde Ebu Cehil hâla türünün tek örneği ola bilir
miydi?
Sıralamaya o kadar çok kişiyi ve olayı ekleyebilirim ki... Ama
sadece borçluya borcunu, dertliye derdini hatırlatmış olurum, başka
da bir faydası olmaz maalesef. Kısa bir özetle eski iyilerin
unutulduğu, kullanışsız olduğu, kötülerin ve kötülüklerin ise
sınıfta kaldığı zor zamanda yaşıyoruz. Dünya olmuş düdüklü tencere,
helâl ile haram ortak pişmekte. Herkes çaresiz, herkes umutsuz,
herkesin derdi ortak, itirafı ortak ama ilacı farklı maalesef. Bu
yüzden butik hayat yaşıyor kurtuluş peşinde koşan az buçuk
uyanıklar. Sayılı sınırlı çevreleriyle butik bir hayat. Aciz ve
çaresizler ise serseri mayın kolonisi gibi bir yaşam sürüyorlar.
Çareden çok teselli arayan koloni hayatı.
Bir hatırlatmam olacak, hayatın ÇARESİZSENİZ ÇARE
SİZSİNİZ şıkkı vardır, tabii YETENEK
SİZSİNİZ nispetinde.