Dindar ve sâlih bir subay olduğunuz için sizi tebrik ve takdir
ediyorum.
İslamın temel değerlerinden biri istikamettir, yani dosdoğru ve
dürüst olmaktır. Her namazda okuduğumuz Fatiha suresinde sırat-ı
müstaqim=doğru yol kelimeleri geçmektedir. İyi, şuurlu, vasıflı,
gerçek bir Müslüman doğruluktan şaşmaz.
Beş vakit namaz kıldığınızı yazmışsınız, ne güzel, ne iyi bir iş
yapıyorsunuz. Devam ediniz.
Ordu çok önemli bir kurumdur. Dindar Müslüman olunuz, namaz kılınız
ama kesinlikle cemaatçilik, tarikatçılık, holiganlık yapmayınız.
Yanlış anlaşılmasın, tarikatLİ olabilirsiniz ama tarikatÇI
olamazsınız. Arkadaşlarınız sizin dindar olduğunuzu bilmeli ama bir
tarikata mensup olduğunuzu bilmemelidir.
Başka bir ifade ile: Dindar olunuz ama kışlada veya dışarıda
militan dindar olmayınız. Ordu ve subaylık militanlığı
kaldırmaz.
Kesinlikle darbe taraftarı, darbeci subay olmayınız. Bir devlet,
bir ülke, bir halk askerî veya sivil darbe ile düzelmez; aksine
daha bozuk olur. Yakın tarihimizdeki darbelerin ne büyük zararlar
verdiğini gördük.
Peygamberimiz “Siz ne halde iseniz öyle idare edilirsiniz”
buyurmaktadır.
Birliğinizin en başarılı, en vazifeşinas, en vatansever, vazifesini
en iyi ve güzel şekilde yapan, en vasıflı, en ahlaklı, en güvenilir
subayı olmak için yarışınız.
Bir Müslüman olarak öyle üstünlüklere, iyiliklere, faziletlere
sahip olmalısınız ki, dindar olmayan arkadaşlarınız ve üstleriniz
bile bunları kabul, itiraf, tasdik, teslim etsinler. Sizin için “O
biraz tutucudur ama ondan daha iyi çalışan, daha başarılısı yok
burada” desinler.
Müslüman bir subay ruh asaletine, yüksek kültüre, medenî görgüye
sahip olmalıdır.
Sizin ağzınızdan âdi küfürler, bayağı sözler çıkamaz. Başkaları
küfr edebilir ama siz edemezsiniz.
Adaletin, insafın, sabrın timsali=simgesi olmalısınız.
Disipline zarar vermemek şartıyla askerlere şefkatle muamele
etmeli, onların kurdu değil, meleği olmalısınız.
Askerlik Peygamber ocağıdır, ona göre davranmanız gerekir.
En kültürlü, en ahlaklı, en örnek kişi siz olmalısınız.
Ordu içinde kal=söz ile değil hal ile İslamı temsil ediniz.
Ordu içinde cemaat, tarikat, hizip, fırka holiganlığı yaparsanız
iyi Müslüman, iyi subay olamazsınız.
Askerlik hizmetlerini ihmal etmemek şartıyla geleneksel millî
sanatlarımızdan birini öğrenmenizi tavsiye ederim. Sanat size yeni
bir boyut kazandıracaktır.
Vazifenize zarar verecekse öğrenmeyiniz.
Meydanda açık veya gizli onlarca İslam var. Size Osmanlılar gibi
Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanı olmanızı tavsiye ediyorum.
Herhangi bir cemaatin toplantılarına ve sohbetlerine katılmamanızda
yarar vardır. İleride size zarar verebilir.
Toplantı veya sohbetlere katılmaktansa faydalı ve doğru din
kitapları okumanız iyi olur.
Ordu içinde ve dışında kesinlikle her hangi bir cemaate veya
tarikata adam toplamak için çalışmayınız.
Bir tarikata girmek, nasip ve kısmet meselesidir, davet
yapılmaz.
Siyasetin üzerinde kalınız.
Resmî veya gayr-i resmî ideolojilerden uzak durunuz. Müslümanlıkla
ideoloji bağımlılığı bağdaşmaz ve uyuşmaz.
Bazı aşırı, militan, holigan, darbeci, totaliter ruhlu
Kemalistlerin yakın tarihte devlete, halka, ülkeye ve orduya
verdikleri zararları gördük.
Size hayırlı başarılar diliyorum. Sıhhat, afiyet ve selamet üzere
olunuz.
***
(İkinci yazı)
Bozuk Besinlerle Soykırım
BOZUK, hileli, boyalı, aromalı, kimyalı, korumalı, yalanlarla dolu
reklamlı sağlıksız ve zehirli gıda maddeleri ve içecekler
dolayısıyla, halkın yarısının, başta kanser olmak üzere vahim
hastalıklara tutulması kaçınılmazdır.
Devlet, birçok belediye ve resmî kuruluşlar bu konuda vazifelerini
tastamam yerine getirmemektedir.
Dev firmaların güçlü avukatları, adamları, aracıları vardır ama
tüketen halkın yoktur.
Musluk ve menba suları konusunda da dehşet verici korkunç iddialar
bulunmaktadır
Mezbahalarda domuz eti kesimine izin verilmiştir.
Ülkenin batı bölümünde domuz çiftliklerinin sayısı çoğalmıştır.
Avcıların vurup yol kenarında tenteli kamyonetlerle gelenlere
sattıkları yaban domuzları ne olmaktır?
Rusyaya ihraç edilen mandalinaların ve domateslerin bir kısmı niçin
sınırdan geri çevrilmiştir?
Dana ve kuzu etinden yapılmış bazı sucukların fiyatları pek ucuz.
Et bu kadar pahalı iken, bu sucuklar niçin bu kadar ucuz?
Hormonlu sebzeler ve meyveler…
Unundaki bütün kıymetli ve sağlık verici maddeler ve kepek
çıkartılmış beyaz, bembeyaz, en beyaz ekmekler…
Fazla miktarda içildiği takdirde öldüren meşrubat. (Azı hemen
öldürmez, süründürür!)
Jenetiği değiştirilmiş mısır, soya fasulyesi, susam…
Amerikadan gemilerle getirilen domuz iç yağları…
Akıl ermez derecede ucuza satılan o biçim sahte ballar…
Tabağımızdaki zehirler…
Hemen öldürmeyen, yavaş yavaş süründüre süründüre öldüren sağlıksız
besinler…
Evet bütün bunlar bir soykırımdır.
Devlet ve belediyeler vazifelerini gereği gibi tastamam
yapmamaktadır.
Binde bir verilen küçük ve gülünç cezalar caydırıcı değildir.
Devletin ve belediyelerin, gıda maddelerinin, meşrubatın, şişe
sularının etiketlerinde yazılı bilgilerin doğru olup olmadığını
devamlı şekilde denetlemesi lazımdır.
Hastahanelerin ve doktorların sayısı aritmetik dizi ile çoğalırken,
hastaların ve hastalıkların sayısı geometrik dizi ile
çoğalıyor.
Halkın benzi soluk…
Yemek tabaklarımız boya, aroma, renk, koruyucu madde ve başka
kimyalarla dolu.
Uzun vadeli intihar etmek isteyenler devamlı beyaz ekmek
yesinler.
Boyalı meşrubatla dolu şişedeki sıvıyı çiçek saksısına dökmüşler,
çiçek kurumuş.
Medyada menba suyu bidonlarındaki tehlike ile ilgili haberler,
uyarılar yayınlanır ama varak-ı mihr-i vefayı kim okur, kim
dinler…
Medenî ülkelerde gıda maddeleri, meşrubat, sular, ekmekler çok sıkı
ve devamlı şekilde denetleniyor da bizdeki denetim niçin hamamın
namusunu kurtarmak kabilindendir?
Halkın sağlığını korumakla vazifeli bakanlıklar, bazı belediyeler
büyük vebal altındadır.
Vazifelerini tam yapmayanlar büyük sillelere hazır olsunlar.
(Halka sağlıklı gıda maddesi yediren, sağlıklı meşrubat içiren,
hile yapmayan, helalinden para kazanan, tavukları islamî usule
uygun zebh eden ve tüylerini kuru yolan bütün firmalar, yukarıdaki
tenkitlerimin dışındadır. Kendilerine teşekkür ve minnet
borçluyuz.)